Aşağıda iki farklı pozisyon göreceksiniz. Bir tanesi Osman Baydemir in SİLAHLI MÜCADELE MİADINI DOLDURMUŞTUR sözüne çıldıran ve Baydemir’i tehdit eden azarlayan bir İmralı canisi, diğeri ise bugün piyasaya çıkan ÖCALAN’IN İMRALI GÜNLERİ adlı kitapta söylediği KOMUTANLAR ŞİDDETİ ARTIRIN dedi ama BEN ARTIRMADIM ÇÜNKÜ SİLAHLI MÜCADELE İLE BİR YERE VARILAMAYACAĞINI BİLİYORDUM mealindeki cümleler ne kadar tezat oluşturuyor.
Öcalan yakında insanlık havarisi seçilirse hiç şaşırmayın. Hatta onunla da yetinmeyip BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ ÖDÜLÜ verilmesini isteyen liboşlar dahi pürtleyebilir. İyilik meleği bir adam sözleriyle başlayan ve kodesteki yoldaşları fareleri yemeyip yediren babacan bir adam videoları sarıverirse de hiç şaşırmayın. PKK paralarıyla nasıl okullar yaptırdığını, hastaneler yaptırdığını, yoksul Kürtlere nasıl gıda,kömür yardımları yaptığını vs anlatan belgeseller yakında çıkarılırsa hiç şaşırmayın. Saç baş düzeltilmiş, çerçeveli gözlükle kırlaşmış saçlar acayip bir yazar havası kazandırmış tam devlet erkanından bir sima sanki. İnsanın bayram ziyareti yapası, elini öpesi, hayır duasını alası geliyor. Kim demiş bu adama CANİ diye. Bu adam masum ayol hemde peygamberler kadar Azizler kadar dervişler kadar masum diyenler bile çıkabilir. Mezarını KANDİL de olsun istiyormuş. Aman efendim yapmayın etmeyin, sizin gül kokulu kefeninize nasıl sarılıp koklayacak buradaki müritleriniz ? Mezar başınızda nasıl ayinler düzenleyecekler ? Taa Kandil’e kadar yormayın kullarınızı. Diyarbakır da bir anıtmezar yapalım diyenler bile çıkabilir.
2 milyon ermeni kestik diyenlere ödüller yağdırılan, alkışlanan şu tuhaf dünya da yukarda yazılanların yaşanması da o kadar uçuk değil bence. Genel af ile meclise sokulmuş bir cani olur mu eh ortalıkta bu kadar yumoş liboş varken o da olur. Biraz daha gayret gerekiyor tabi. Filit tulumbası sıkar gibi halka ölü toprağı serpmek, biraz uykusu hafif olanları bile derin uyutabilmek için çok uğraşmak gerekiyor. Askerinin başına çuval geçirilmişti zaten birde toplumun gözüne bir pembe gözlük taktılar mı iş tamam olacak. Kuran’a ihtiyacımız yok Öcalan peygamberimiz diyenler bile çıkabilir. Gerçi vicdan olmayanda iman ne gezer ya da Kuran’a iman edende canilik olur mu diyenlerde haklılar tabi. Ama biliyorsunuz bu memlekette timsah bile fino köpeğine döndürülüp satılıyor. Odunu elmas diye satan bile çıkıyor. Caniyi derviş yapmakta zor değil.
Cani şimdiden mezar derdine düşmüş, ölümü hatırlamaya başlamış sanki. Ahretteki durumunu hiç düşündü mü acaba ? Burada ABD koruması altında İmralı adasında sayfiye tatili yapar gibi Kabirde de bu saltanat sürecek zannediyor belkide. Kandil de anıt mezar hayalleri boşuna değil. Ölümünden sonrasını da hesaplıyor. Peki devletin uyur gezer yöneticileri bu caninin ölümünü hiç düşündüler mi ? Galiba hiç düşünen yok. İçlerinden bir tanesi CANİYE EGE DENİZİNİN KÖPEK BALIKLARI NEYİNE YETMİYOR diyebilecek cesaretli biri çıkar mı ki ?
***
“Silahlı mücadele miadını doldurmuştur” diyen Osman Baydemir’e İmralı’dan çok ağır yanıt geldi.
PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, “Silahlı mücadele miadını doldurmuştur” diyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e sert çıktı.
Baydemir’e “Bu konu sana düşmez” diye çıkışan Öcalan inşaat çukurunda ölen iki çocuğu hatırlatarak “sen işine bak” mesajı gönderdi.
Öcalan’ın haftalık görüşme notları PKK’ya yakın internet sitesinde yayınlandı. Baydemir’i topa tutan Öcalan şunları söyledi:
“Basından izledim, bazıları çıkıp sorumsuzca “silahlı mücadele miadını doldurmuştur” diyor. Silahlı güçlerin pozisyonu ve geleceği hakkında Kandil bile tek başına karar veremezken, bunları nasıl söyleyebiliyorlar? Herkes kendi işine bakmalı, herkes sorumlu olduğu konularla ilgilenmeli, kafa yormalı, söz söylemeli. Bu konu onlara düşmez.
Kalkıp silahlı güçler miadını doldurmuş diyorlar, AKP seni bırakır mı? Hem parası, hem olanakları, hem gücü var, senin neyin var, yer yutar seni. Bunu nasıl görmüyorsunuz? Şimdiki gibi rahat siyaset yapabilecek misiniz, devlet seni yaşatır mı, neyin karşılığında silahlar bırakılsın diyorsunuz? İşte basit gibi gelebilir ama Diyarbakır’da Toki inşaat çukurunda iki çocuk boğulmuş, bu ölümleri engellemek için ne yapıldı, iki kepçe toprak atılsa içine, o çukur kapatılsa bu ölümler olmayacak”
SINIR DIŞINA ÇEKİLME YOK
Öcalan silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi noktasında anlaşma yapıldığı iddialarını, “Bizim de burada silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi konusunda bir anlaşmamız yok” diye yalanladı. BASIN.
***
Türkiye’de her gün üst üste yapılan açıklamalar zihinleri iyice bulandırdı. ‘Öcalan’ın İmralı Günleri’ adlı kitapta yer alan bilgiye göre, Türk Askeri’nin bölücü başı Abdullah Öcalan’a “Savaşı Tırmandırın” dediği belirtiliyor. Cengiz Çandar’ın ön süzünü yazdığı kitap Gazeteci Cengiz Kapmaz yazdı. İthaki Yayınları’ndan çıkan kitap, bugün okurla buluşacak.BASIN
***
PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, “Silahlı mücadele miadını doldurmuştur” diyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e sert çıktı.
Baydemir’e “Bu konu sana düşmez” diye çıkışan Öcalan inşaat çukurunda ölen iki çocuğu hatırlatarak “sen işine bak” mesajı gönderdi.
Öcalan’ın haftalık görüşme notları PKK’ya yakın internet sitesinde yayınlandı. Baydemir’i topa tutan Öcalan şunları söyledi:
“Basından izledim, bazıları çıkıp sorumsuzca “silahlı mücadele miadını doldurmuştur” diyor. Silahlı güçlerin pozisyonu ve geleceği hakkında Kandil bile tek başına karar veremezken, bunları nasıl söyleyebiliyorlar? Herkes kendi işine bakmalı, herkes sorumlu olduğu konularla ilgilenmeli, kafa yormalı, söz söylemeli. Bu konu onlara düşmez.
Kalkıp silahlı güçler miadını doldurmuş diyorlar, AKP seni bırakır mı? Hem parası, hem olanakları, hem gücü var, senin neyin var, yer yutar seni. Bunu nasıl görmüyorsunuz? Şimdiki gibi rahat siyaset yapabilecek misiniz, devlet seni yaşatır mı, neyin karşılığında silahlar bırakılsın diyorsunuz? İşte basit gibi gelebilir ama Diyarbakır’da Toki inşaat çukurunda iki çocuk boğulmuş, bu ölümleri engellemek için ne yapıldı, iki kepçe toprak atılsa içine, o çukur kapatılsa bu ölümler olmayacak”
Kitap tanıtımı
Öcalan’ın İmralı Günleri
Türkiye’nin en önemli sorununun, en önemli ve en etkili kişisine ilişkin en bilinmeyen konuları ve gelişmeleri, en çarpıcı biçimde yansıtıyor. Hakkı vererek okunduğu takdirde, bugüne dek Abdullah Öcalan ve Kürt sorunu konusunda en büyük yankıyı uyandırmaya, en geniş çapta, en hararetli tartışmaları tetiklemeye aday.Cengiz Kapmaz, Abdullah Öcalan’ın İmralı serüvenini, kendisini İmralı’ya götüren anın başlangıç noktasından 2009 sonuna dek, bugüne dek hiçbir yerde rastlanmayan bilgiler ve belgelerle, kaynağından aktararak gün ışığına çıkarıyor.Bu kitap, İmralı’ya ilişkin 20 bin sayfalık görüşme bilgileri, 5000 sayfalık Abdullah Öcalan savunması ve tarafların karşılıklı olarak AİHM’e aktardıkları 1500 sayfalık belgelerin tümüne dayandırılarak yazıldı.Abdullah Öcalan’ın 1999’da İmralı’ya götürülmesinden sonra Kürt sorununun “perde arkası tarihi”, bugüne dek hiçbir yazılı metinde, Cengiz Kapmaz’ın kitabında olduğu kadar ortaya konulmadı, açığa çıkartılmadı.Abdullah Öcalan’ın İmralı serüveni dikkatle, satır satır, sözcük sözcük bu kitapta okunduğu vakit, birçok yerleşik kanaat sarsılacak, muhtemelen yerle bir olacak.-Cengiz Çandar-
DİYALOGLAR 10 YIL ÖNCESİNE AİT İDDİASI
Bu diyaloglar 2000’in başında geçmiş. Öcalan ise bu olayı 8 Temmuz 2009’da “Burada bunları da yaşadım” diyerek açıklamış. Ben Öcalan’ın İmralı Günleri ’ndeki o ilgili bölümü, kitapta yer aldığı şekliyle (yazarının dilinden), eksiksiz olarak aktarıyorum:
“2009 yılının mayıs ayının sonuna doğru ‘yol haritası hazırlayacağım’ açıklamasının ardından gözler Öcalan’a ve Öcalan’ın hazırlayacağı yol haritasına çevrildi. Ancak beklentilerin alabildiğine yükseldiği o günlerde Öcalan’da umut değil umutsuzluk vardı. “Ben şimdi sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunacağım. Bunlar önemli, hükümetin çözüm planı yok. Bunların siyasi cesareti yok. Hükümet tasfiyeyi planlıyor. Siyasi ciddiyeti yok. Başbuğ silah bıraksınlar diyor, nasıl olacak bu? Silah bırakmak demek barış demektir, müzakere demektir. Herkes sorumlu davranmalıdır.”
Kitapta yer alan bilgilere göre Öcalan, 2000 yılında kendnisiyle görüşen komutanların ‘Savaşı tırmandırın ki’ dikkate alının dediği belirtiliyor. BASIN
CENGİZ KAPMAZ
Mahkeme, PKK`ye Türkiye`de siyaset yolunun açılmasını isteyen eski DEP`li Orhan Doğan`la röportaj yapan gazeteci Cengiz Kapmaz`ı, 10 ay hapis ve para cezasına mahkum etti. BASIN
Hakkari de Barış Masası
Kürt sorununun çözümü için yaptıkları çalışmalarla dikkat çeken Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği (EKOPOLİTİK), Hakkari’de ilginç bir buluşmaya imza attı. “Türkiye’nin büyük çatısı: Demokratikleşmeye doğru-Hakkari durağı” başlıklı toplantı, Hakkari Valisi Muammer Türker, BDP’li Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, Öcalan’ın avukatlarının basın sözcüsü Cengiz Kapmaz, AK Parti’ye geçeceği öne sürülen ülkücü Musa Serdar Çelebi, gazeteci Cengiz Çandar ve Murat Belge’yi biraraya getirdi. BASIN
Bir ceza da Kapmaz, Bayar ve Gürbüz’e
Son dönemde mahkemeler PKK örgütü hakkındaki röportajları suç saymaya devam ediyor. Son olarak, eski Demokrasi Partisi (DEP) milletvekili Orhan Doğan ile röportaj yapan Ülkede Özgür Gündem muhabiri Cengiz Kapmaz, “örgüt propagandası” gerekçesiyle 10 ay hapis ve 375 YTL de para cezasına mahkum edildi.
Doğan’a ait, “Zübeyir Aydar başkanlığında bir siyasetçi grubu seçimlerden önce Türkiye’ye gelsin. Bağımsız aday olup Meclise girsin, Öcalan’a da ev hapsi uygulanabilir” sözleri suça gerekçe gösterilmişti. Mahkeme, sorumlu müdür Hasan Bayar‘ı 2 bin YTL, gazetenin imtiyaz sahibi Ali Gürbüz’ü de 4 bin 138 YTL para cezasına mahkum etmişti. BASIN
İMRALI CANİSİ KANDİL DE MEZAR İSTİYOR
Teröristbaşı Abdullah Öcalanâ`ın, İmralıâ`da avukatlarıyla yaptığı konuşmalar, ‘Öcalanâ`ın İmralı Günleriâ` adıyla kitap oldu. Cengiz Çandar`ın ön sözünü yazdığı kitapta Öcalan`ın mezar yeri vasiyeti de yer alıyor… BASIN
Vedat İlbey ‘in Not başlıklı makalesinden
İşte bir diğer örnek; 8 Ağustos tarihli Özgür Gündem gazetesinde yayınlanan Cengiz Çandar ropörtajı… Anladığımız kadarıyla bir uzlaşma arayışı havasında geçmesi planlanmış ropörtaj, meşhur liberalimizin bastırmasıyla bir tartışmaya dönüşüyor. Söyleşiyi yapan Cengiz Kapmaz arkadaşın (daha önceki ‘sol’a ilişkin dosyalarından hatırladığımız) sol-liberal tandansı bile Çandar’ın uzlaşmaz kayasına çarpıyor:
Genel af Öcalan’ı kapsamamalıdır, diyor… Asıl sorun, Kongra Gel’e karşı olmaktır, diyor… DEP’liler ‘eski’den kopmadıkları için hayal kırıklığı yaratmıştır, diyor…vs. vs…
Yaptığı bir çok dosyada, Çandar’a başvuru listesinin belki de başlarında yer vermiş olan Kapmaz ise mecburen ve de haklı olarak bir tartışmaya tutuşuyor. Ve bu tartışma, sembolik de olsa, bir başka şeyin de göstergesi oluyor. AB ve AB’cilerle Kürt hareketi arasındaki makas açılmaktadır. AB sürecinden yararlanmak ile AB’ye stratejik değer atfetmek arasındaki o ince çizgi, şimdi daha da kabalaşamış bir halde önümüzdedir.
