İlahi din ruhbanlıktır…
İlahi din ruhbanlıktır, aşktır, eneden kaçıştır ama rıza için kaç. Yememek yedirmektir… Ama Allaha teslim olanlara yedir. Giyme giydir…
Ve işte ayet: “Sonra onların izinden peygamberlerimizi peşpeşe gönderdik. Arkalarından Meryem oğlu Îsâ’yı da gönderdik, ona İncil’i verdik, ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik.” Kendilerinin icat ettikleri ruhbanlığa gelince, biz onlara bunu emretmemiştik; sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapmışlardı, ama buna hakkıyla riayet etmediler. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik, ama çokları yoldan çıkmışlardır.(Hadid/27)
İlahi din ruhbanlıktır…
Ashab-ı kehf aşıktı. Ruhban aşıktır. Ama sahtesi var enesine aşık olan gerçek ruhban olamaz. Kilise kendini üstünleme gayretinde ne aşıktır ne de ruhbandır mensupları… Peygamber gelse makamlarını teslim etmeyene ruhban denilmez… Sadece az yemekten ibaret değil ruhbanlık, rubanlık aşıklıktır. Yunus gibi de “bana seni gerek seni…” Dünyayı terk de yetmez ruhbanlık için ama kilise dünya üstünlüğü peşinde… Bazı şeyhler de… Ve eneleri için istiyorlar bu üstünlüğü ama bazı şeyhler bu üstünlüğü vasıta etme rızaya erme ülküsünde ikisi farklı. Büyük hedefin İlah olmalı, enen değil. Yahudiler’e Klişe peygamber gönderdi Allah, dünya makamlarını teslim etmediler… Ruhbanlık teslimiyettir… Dağ başlarında yaşamak az yemek, az uyumak yetmez ruhbanlık aşıklıktır. yok olmaktır, secdedir…
İlahi din ruhbanlıktır…
Ashabı Kehf ve hicret edenler ve nuhun gemisine binenler dünyalıklarını attı… Hz Musaya da “Nalınlarını terk et” denildi. İlahi din “Nalınları terktir…” Sadece az yemek erdem değil, aşk değil, ruhbanlık değil, eneni secde ettir. Allaha ruhban olmak bu…
İlahi din ruhbanlıktır… aşıklıktır, secdeli olmaktır.
İlahi din ruhbanlıktır… Aşk ruhbanlıktır, maşukun için terktir… Ruhbanlık rıza için değilse boş bir şekilciliktir… “Sen derviş olamazsın…” der Yunus. Ve sarıkla sakalla kendini aşık ve ruhban oldum sanılıyor. Bunlar helalleri kendilerine haram etmeyi erdem sanıyorlar. Kilise gibi. Kilise secdeli değil… Secdeli olsaydı peygamberimiz gelince tabi olurdu. Allah peygamber gönderse tabi olmayanın bir kaç helali haram sayması sadece imansızlıktır… Enecidirler yani müşriktirler. Müşrikten ruhban olmaz, aşık olmaz. Secdeleri eksik birkaç helali haram saysalar yetmez.
İlahi din ruhbanlıktır, aşıklıktır, secdeli olmaktır.
Afyon olan din var… Enen için değil rıza için çalış. Din afyon olmaktan çıkar. Geri kalmışlık ilahi din olamaz. Fakirliğe sabır elzem olsa da ilahi din ruhbanlıktır, aşıklıktır, secdeli olmaktır.
Bir kaç helali haram saymanın adı ruhbanlık kalmış, ama ruhbanlık ashab-ı kehfin halidir. Mallarını makamlarını terk ettiler rıza için, imanları için…
Ashab-ı kehf… Mağaraya sığınırken mallarını terk ettiler. Ama dinleri, inançları içindi bu terk. Dünyayı niçin terk ettiğimiz önemli.
Kur’an ruhbanları kınamıyor, enesini ilahlaştırmayı büyük hedef seçmiş olanları kınıyor. Birkaç helali haram kılmanız değil istenen der Kur’an eneyi ilahlaştırmayı terk etmesini ister ruhbandan Kur’an.
Fasık olan ruhbanlar var iman eden ruhbanlar var… İman edenler ecirlerini alacklar… Enene değil rızaya vasıta etsen dünyayı.
Ruhban sınıfını kınamaz. Kur’an dini üstünlüklerine vasıta etmek yanlış. Kilise bunu yapıyor. Ve sömürüyor itaat edenleri vermiyor.
Bir şeyhim diyen rezil oldu… Ruhbanım diyenler eneciyse rezil olmayı hak eder… Bir ırz düşmanı bir sübyancı şeyhlik kılığına girmiş… Yani eneci… Adam evliliğim de peygambere benzesin dememiş. Peygambere benzetti kendini ve bana Ebubekir ol dedi kirletti kızı… Kilise de kendini kirletti, çünkü eneci enesini secde başka şey. Evliliğim de peygambere benzesin diyen. Bütün evlilikleri hadi sıfatına hadimlikti. Arkadaşlıkları da babalığı da vatandaşlığı da…
İlahi din ruhbanlıktır, aşıklıktır, secdeli olmaktır.
“bir lokma bir hırka…”de ama ilah için kazan ve harca der ilahi din. Makam da mal da tatlanır, ilah için kaznıp harcarsan. Şartlar el veriyorsa Ebubekir ol, şartlar el vermiyorsa Ashab-ı kehf olmaya hakkın var. Değilse ne işin var dağlarda. Zorlayan yoksa helalleri haram etmeye ne hakkın var…