Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Behçet GÜLENAY

İçimizdeki İnsanları Anlamak

Behçet GÜLENAY Yazar Behçet GÜLENAY
03 Ağustos 2010
Behçet GÜLENAY
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ülkemde yazarlar ölü doğum yapan kadınlar gibidirler!.. Çünkü içlerinden geldiğimiz içimizdeki insanları anlamıyoruz. Anlamayarak biz, bize yakın olanları uzak ettik. Anlamak uzakları yakın etmektir oysa.

Evvelden edipler; kimi yazdığını yaşar, kimi ise yaşadığını yazardı… Yazdığını yaşayanlar kanımca daha kalıcı oluyordu. Mevlana gibi, Yunus gibi, İsmail Hakkı gibi, Fazıl gibi, Akif gibi, Nazım gibi, Bayatlı gibi, Arif gibi ve daha niceleri gibi… En önemlisi Hz. Muhammed(sav) gibi ve bütün peygamberler gibi söylediğini yaşayan…  Yaşadığını yazanlar ise saman alevi gibidirler. Ya bizler, bizim yazarlığımız kurgudan ibaret, duyumdan ibaret… Hepimizi kastediyorum biz yazar olabiliriz, ama asla aydın değiliz. Bugün için en görkemli derbarları olan nice kalem erbabı yaşadığını bile yazamıyor. Ama gerçek mütefekkirler,  düşünür yazar ve yaşar…

Hal böyle iken; içimizdeki insanları nasıl anlarız?   Oysa kendimizi keşfetmenin en güzel yollarından biridir,  içimizdeki insanları anlamak… Kaçımız farklı bir coğrafya, farklı bir kültürün algılarını anlayabiliyoruz… Başat varoluşlarımız arasına değil, en başına anlamayı yerleştirmemiz lazım değil mi? O zaman yazmayı hak ederiz, yazınca da yaşamayı…

‘Yaşamak’ ki bütün yazın türlerinin sınırlarını zorlar, kelime kalıplarına sığmaz… Niçin yazarız? Diye sorulsa; sanırım “anlamak ve yaşamak” için deriz… O zaman anlamak ve yaşamak için içimizdeki insanların tepelerinde değil yanlarında yürümemiz gerekmez mi? Unutmayalım ki bize en uzak olan yazamadığımız değil anlayamadığımızdır.

 Yazmak korkaklık, yazmak kolay… Yaşamak zor, yaşamak insan kardeşlerini anlamaktan kaçmamak, yaşamak cesaret…

Evet, günümüzde söz ile hal arasındaki ilişki değişti… Korkaklığımız kelimelere de aksetti.   Yazılarımız kurgudan, şiirlerimiz imgeden, yaşadıklarımız cam ekran karşısında olanları izlemekten ibaret…

Savaş başlayacak gibi deriz. “olası savaş”, “olası operasyon” diye yazarız. Savaşa karşı durmamakla savaşı başlatan biz değil miyiz? Yarın ‘savaş’ biter, ‘barış’ı yazarız. Hani nerde yazarların savaşa karşı barış duruşları? Hani şairlerin barış şiirleri, hani barış şarkıları?.. Savaş bitsin biz yazarız! Biz yaşamıyoruz… Biz sadece ‘yazar’ız. Biz ‘aydın’ değiliz. İçinde bulunduğumuz karanlıktan şikâyet ederiz, kelimelerimizle karanlığı hep biraz daha koyulaştırarak. Halkı suçlarız yaşadıklarından dolayı, cahil halk der, yazarız. Terörü yazarız, türbanı yazarız, başkasının ne düşündüğünü yazarız…

Hiç yaşamadıklarımızı da yazarız. Öngörü tartımız bozuk! Dünya döner biz ‘yazar’ız! Oysa terörü yaşayanlar sadece yaşarlar ve yaşadıklarını yazma gereksinimi duymazlar. Köyü yakılan birisi nasıl yakıldığını yazmaz. Öldürülen bir köy öğretmeni nasıl öldürüldüğünü yazmaz. İnancı, başörtüsü yüzünden düşünme ve yaşama hakkı elinden alınan yazmaz.

Onlar sadece yaşar! Bizse sadece ‘yazar’ız. Biz yazdıklarımızı hiç yaşadık mı, yaşayabilecek miyiz bir gün? Var mı yazdıklarını yaşayan yazar günümüzde? Yazmak hiçbir zaman yaşamak demek değildi, olmadı… Yaşamak bir dağa yaslanmak kimi zaman/ kimi zaman yaslandığın dağın ihanetine uğramak ve kaçmak/ yaşamak bir oğlu askerde, diğeri dağda dönmeyeceklerini bile bile beklemek/yaşamak bir annenin hangi oğlundan yana koşacağını şaşırması/ ve oğullarının karşılaşmaması için duaya açılan eldir yaşamak

Şöyle bir düşünelim… Ülkemde teşiyle yün eğiren kadınların mutluluk resimleri oldu mu hiç? Mesela denizde martılara ekmek kırıntıları attılar mı? Kıpır kıpır, kabına sığmayan aşklarından coşkulandıkları oldu mu? Aşk onlara yasak, aşk onlara uzak… Çocuklarıyla el ele bir luna parka gidip çarpışan arabalara bindiler mi?  Yoksa onlar arabaları, çocukları gurbet ele çalışmaya giderken geçirdiği trafik kazasından mı bilirler. Onların çocukları… Başlarında ölüm bulutları, çocukları büyümüyor ülkemde hiç. Siyasi haritalarda boşaltılmış bir köy ve annelerin ıslak gözleri kalan tek miras… Boynu kırık dağ çiçekleri, bozkır gülüşlü çocukların daralan dünyada daralıyor umudu… Sevdiklerini söyleme fırsatı bulmadan sevdiklerinden ayırır onları ölüm… Bir gün yol kenarında bir çocuk; elinde yeşil soğan ve ekmeği, ısırarak! “Ey yeryüzü! Ey insanlar! Bana kardeşlik şarkıları söylemeyin. Yoksa beni kucaklamak için midir bana doğrulttuğunuz bu namlu!.. Yaşamamak nasıl bir şey biliyor musunuz?”  diyerek tek ayak üzerinde sekiyordu. İyice yaklaştığımda bir ayağının olmadığını gördüm! O an orada olmak ağır yük, yaşayamama yükü…

Onları ve onlar gibi nicelerini anlamak… Onlar yaşamın ve umudun rengi. Her taraf onların gülüşlerinin rengiyle kaplı, yeryüzüne sıcaklık veren tebessümün rengi onlar; esmer, sarışın, kumral… Onlar beyaz, onlar siyah… Bilmem ki hangi dilde, hangi sözcük anlatmaya kifayet onları. Susuz bırakılan güllerdir onar! Ümmî Sinan’ın deyimiyle;

“Gül alırlar, gül satarlar

Gülden terazi tutarlar

Gülü gül ile tartarlar

Çarşı Pazar güldür gül”

Bu gülleri planlanmış öfkelerin, zapt edilemeyen kinlerin istilası altındaki fikrî masturbasyonlara sürgün etmeyelim.

Onları sadece yazmayalım, bizden farklı düşünenleri anlamaya çalışalım.  Yazdıklarımızla yaşananları daha yaşanılır hale getirelim. O zaman her şey daha güzel olmaya koşar…

Evet, yazmak ya da yazarlık; insanların çoğunun kendisinde saklı olduğunu bilmediği gönlündeki defineye ulaşmak için yapılan kazıdır. Sözlerinde bulamadığının arayışı, his ve düşüncelerinde muhakkak geçtiğine inandığını onlara söyletir yazmak eylemi… Yağmak için birikip yerinden kopan yağmur bulutları nasıl tutulamıyorsa, yazmak içinde ustan kopan kelimeyi hiç kimse alıkoyamaz. Nasıl ki yağan yağmur toprağın ihtiyacına cevap veriyorsa yazmak da yaşamı doyurmak için, dünyayı daha yaşanılır hale getirmek için bir cevaptır. Belki de yaşayacak bir şeyi olmayanlara yaşamaları için yazmak… Ama bunun için önce anlamak. Bilmem hangi yazar okurlarından “benim yaşadıklarımı, düşüncemi, duygularımı, adeta yüreğimi yazmışsın, o bir türlü konuşturamadığım dilim olmuşsun” gibi sözler duymamıştır. Tam bu noktada Murat Çiftkaya’nın “Yazı nereden çıkıyorsa, varıp dokunacağı yer okuyucunun tam da orasıdır.” sözüne katılmamak olmaz. “Her yaşadığımı yazıyorum” diyen yazarlara da inanmıyorum. İnsanın her yaşadığının; duygunun ve aklın tartısında bir değeri, bir ifadesi var mı ki? Her yaşadığını değil ama yaşadığını düşündükten sonra yazmak aslolandır derim. Hele yaşadığını içselleştirememişsen nasıl yazabilirsin. Yazarlar okurlarından “senin gibi yazsaydım işte o zaman yaşardım” cümlesini de hep duyarlar. Tam bu noktada hepimizin adına nerden aklımda kaldıysa, kimden okudumsa; “Yazmayıbileydim, yaşar mıydım hiç?/Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç?…”  dizeleri ne güzel cevap veriyor.

Yaşanmış bir kaderi yazmak sıradan bir şey olsa gerek ama yazılmış kaderi yaşamak öyle midir?

Bu bağlamda ülkemin yazarları anlamaktan da öte hiç yaşayamıyor. Yaşamanın kılcal damarlarındaki akıntıda ne çok acılar var. Bu çok acıdan da anlaşılıyor ki yazanlar, yazılarında olduğu gibi yaşamıyorlar. Gönül dillerindeki kekemelik bundandır.  Belki de yaşayamama derdini yazarak dile getiriyorlar. Yaptıkları yazma saplantısından başka bir şey değilse; bugüne dek ülkeyi yönetenleri, yazar ne kadar yönlendirebilmiş? Yazarlar, toplumu hafife alıyorlar. Oysa onları en çok okuyan elit olan değil ezilendir… Halk beni okusun, ama ben kurum kurum kurumlaşayım yaklaşımı saplantıdır, iki yüzlülüktür! Ve bilin ki biz yazarların da apoletleri var artık! Bizlerin içimizdeki insanları, yani sizleri ne kadar anladığımız, yanınızda değil tepenizde yürümemizden ne tür beklentilere hamile olduğumuzu gösteriyor… Kezzap suyu gibi yüreğimi kavuruyor bu umarsızlık, bu kayıtsızlık. Tam da bu sırada Cahit Sıtkı benim yerime söz alıyor.

“Ağla gözüm ağla haritamız kan içinde.
Kabil’in akıttığı kanmış durdurulamazmış;
Dünyamıza karanlık bir vahdet getiriyor;
Cümlemize, cümlemize mihnet getiriyor.
Ağla gözüm ağla haritamız kan içinde”

Öyle ki sadece yazarlar değil, toplumu yöneten ve yönlendiren her kesim içinde bulunduğu insanları anlamaktan yoksun. Lakin silah kaleme galebe gelmişse, hayatın çirkin yüzünü yaşıyorsak bunda yazar, en büyük payı kendine çıkarmalıdır. Yine unutmayalım ki halkların kardeşlik ve barış köprüsü yazarların kalemidir. Halden anlıyorsak bu kalemi gönül yollarını ayırmaya değil birbirine bağlamaya adayalım. Bu vesileyle; ülkeme, anayurduma, selam olsun. Selam olsun benden ülkemde yaşayan bütün halklara, bütün insanlarına… Yaşadığınız acıları her zerresiyle yüreğimde hissediyorum ve bir şiirimde dile getirdiğim gibi biliyorum ki sevmek henüz geç değil…

Paylaş
Etiketler: insanÜmmî Sinanumutyaşam
Önceki Yazı

Aldatan Bizden Değildir..!

Sonraki Yazı

Kadınlarımız

Behçet GÜLENAY

Behçet GÜLENAY

Batman’ın Gercüş ilçesi, Düzmeşe köyünde doğdu. Dicle Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden 2002’de mezun oldu. O gün bugündür başladığı meslek hayatında öğrencileriyle birlikte öğrenmeye devam ediyor. Ömrünün son nefesine kadar talebe olarak kalmaya niyetli. Halen MEB’e bağlı bir eğitim kurumunda bir şeyler öğrenmenin gayreti içerisinde. Şiirleri ve yazıları; Akdeniz Edebiyat, Aykırısanat, Ay Vakti, Berceste, Deliler Teknesi, Edebiyat Ortamı, Esmer, Gerçek Hayat, Hayal Bilgisi, İkindi Yağmuru, Kaçak Yayın, Kültür Ajanda, Mahalle Mektebi, Nüktedan, Patika, Sebîllürreşad, Şair Çıkmazı, Şehir Defteri, Şiiri Özlüyorum, Teferrüc, Temmuz, Türk Dili, Uzak Ülke, Yolcu ve daha birçok dergide yayınlandı. Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Radyoda şiir programı sundu. Şiir başta olmak üzere deneme ve hikâye alanında çeşitli ödüller aldı. 2018 yılında Sakarya, Taraklı Belediyesi tarafından “Yılın En İyi Çocuk Edebiyatçısı” ödülü ile ödüllendirildi. 2017-2018 yıllarında Batman’daki okur-yazar buluşmalarına öncülük yaptı. Batman’da kitap fuarının düzenlenmesi için çeşitli girişimlerde bulundu. Ülkemizde okuma kültürünün yaygınlaşması için 2 yıl boyunca (2017-2019) kendisinin başlattığı “Her Güne Bir Kitap” kampanyası ile Türkiye’nin her yerine ve isteyen herkese her gün kitap hediye ederek 7’den 70’e insanları kitap okumaya teşvik etti. Bu sosyal sorumluluk projesini ülkemizde okuma kültürünün geliştirilmesi için, “Her Güne Bir Kitap” adıyla önerdi. Proje; 2018 Türkiye Okuma Kültürü Çalıştayına kabul edildi ve 2018 Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Çalıştayı Sonuç Raporu’nda yer aldı. 2019 yılında bölgede bir ilk olan Batman Düşünce ve Yazarlık Atölyesi’ni kurdu. Kurduğu atölye bünyesinde verdiği eğitimlerin yanında Medeniyet Sohbetleri gerçekleştirdi. 2021 yılında Köy Çocuklarının Yüreğine Kitap D’okuyalım projesi kapsamında 100’ün üzerinde köy okulunun bütün öğrenci ve öğretmenlerine kitap hediye edip onlarla buluştu. Çalışmaları bir dönem Behçet Yani imzası ile yayınlandı.   Yayınlanmış Eserleri Hikâye: Dünyanın En Mutlu Çocukları Bilim Öncüleri (Portre Hikâye): Ömer’le Bir Kutu Macera-Mağribî, Ömer’le Bir Kutu Macera-İbrahim Hakkı, Mizah: Gülmek Bedava Masal: Çiçek Ülkesini Arılar Yönetiyor, A’kıl Gözüme Kaçtı Roman: Suda Yanan Ayetler, Elma Isırığı, Asım Haluk’un Ellerinden Tuttu Deneme: Söyle Sen Aşk mısın?, İkra ile Uyanmak Şiir: Aşk Ağusu, Siyah Zamanlar

İlişkili Yazılar

Tokat’ta Açan Şiir Zambakları
Behçet GÜLENAY

Tokat’ta Açan Şiir Zambakları

06 Haziran 2025
5.1k
Behçet GÜLENAY

Müslüman’ın Kalbi Siyonizm’in Başkenti Olamaz

11 Ocak 2018
5k
Behçet GÜLENAY

Suda Yanan Ayetler/İbrişim Kitap Tanıtım Bülteni

13 Temmuz 2017
5k
Behçet GÜLENAY

Aile Edebiyatı

11 Nisan 2017
5k
Sonraki Yazı

Kadınlarımız

Yorumlar 1

  1. Yusuf says:
    15 yıl önce

    Gerçekten harika bir yazı… İlk defa okuyorum ama çok gerçekçi ve dürüst bir kalem. Umarım bundan sonra takip ederim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap