Hıncal Uluç Sabah Gazetesindeki köşesinde Bu Nasıl Bir Mahalle Baskısıdır başlıklı makalesinde Defne Joy Foster olayı hakkında kurduğu gerçekçi cümleleri yüzünden internetin değişik sitelerinde bazı kişiler tarafından çok ağır hakaretlere uğramıştır. Ben bu konuda Hıncal Uluç’un böyle acımasız hakaretleri hiç hak etmediğini düşünüyorum. Yazdığı yazıda yalan iftira yoktur. Olan olayı sadece yazmıştır.
Peki bu hakaret fırtınası neden böyle acımasızca estiriliyor. DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR sözü mü bir kez daha Zahir oluyor ? KRAL ÇIPLAK diyebilen cesur bir yazar taşlanıyor mu yoksa KRALDAN ÇOK KRALCI’lar tarafından.
Televizyonda ve basında şu söz ortaya atılıyor. ÖLÜNÜN ARKASINDAN KONUŞMAK DİNİMİZDE YASAK. Evet ölünün arkasından ölü hakkında konuşan yok zaten. O yanlışıyla doğrusuyla gitti diğer boyuta. Bizim eleştirdiğimiz ölü değil ölünün ardından sergilenen münafıklıklar, iki yüzlülükler, riyakarlıklar. Yani cenaze ardından yürüyen karga renkli at gözlüklülerin iki yüzlülükleri. Bu olay neden medya testileri tarafından abartıldıkça abartılıyor ? Medyanın sanal barbileri,ikoncanları,mankenleri,gece klübü müdavimleri, avare hayat müdavimleri neden bu kadar rahatsızlar ? Ömürlerini harcadıkları işlerin,eğlencelerin,popülerliğin musalla taşında fos çıkmaları mı bu kadar telaşlandırıyor, sinirlendiriyor bu şahısları.
Kameralar önünde 70 ekran kara gözlükler ardında rol yapanlar aynı gece gece kulüplerinde eğlenceye devam ettiler. İçlerinden biri daha su yolunda kırılıncaya dek, kafaları musalla taşına toslayana dek. O zaman yine takacaklar o karga renkli gözlükleri geçecekler kamera önüne ağıtlar yakacaklar ölene. Renkli hayatların renksiz çığlığı olacak bunlar.

















