Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Uğur ÖZALTIN

Helalleşmek

Uğur ÖZALTIN Yazar Uğur ÖZALTIN
29 Kasım 2010
Uğur ÖZALTIN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bir sonbahar günü hastanenin beşinci katından etrafı seyrediyordu. Sararmış ağaç yapraklarını izliyor belki de kendi sararmış mazisini düşünüyordu. Sararmış albüm resimlerine bakıyor tek tek albüm sayfalarını hafızasında çeviriyordu sanki.  60 yaşındaydı ve geçmiş yaşamının 40 yılını yani askerlik çağından sonrasını sorguluyordu kafasında.Bir ay öncesine kadar aklının ucundan bile geçmezdi bu geçen 40 yılı sorgulamak. Ama akciğer kanseri teşhisiyle bir ay önce hastaneye yatınca ve 6 ay kadar ömrünün kaldığını doktorlardan duyunca girdi bu iç hesaplaşmaya.

Karısı yanında refakatcıydı. Askere gitmeden 1 yıl önce evlenmişlerdi. İnişli çıkışlı kavgalı dövüşlü bazende cilveleşmeli tepişmeli 41 yıl geçmişti. Çocukları büyütmüşler torunlara karışmışlardı. Fabrika bacası gibi sigara tüttürdüğü günleri hatırladı. Günde 3 paket içtiği sigaranın attığı son kazıktı bu akciğer kanseri. Gerçi o hastane de hiç sigara içmemiş kanserli hastalarla da tanışmıştı ama sigara büyük bir düşmandı. Onu çok iyi anladı acılara büründüğü gecelerde, kan tükürdüğü günlerde. Ciğerlerine küflü hançerler saplanıyordu sanki her öksürüşünde. Testereler biçiyordu içini. Doktorlar söylemişti aslında bu illetin çok acılı bir hastalık olduğunu ve uyuşturucularla acısının biraz hafifleyeceğini. Tedavi den dolayı saçları tutam tutam dökülmeye başlamıştı bile. Ağır acılı krizlere girdiği gecelerde, nefes alamadığı ve bir nefes için tüm varlığını verebileceği anlarda anlamıştı o bir nefesin kıymetini.Halbuki 60 yıl aldığı onca nefesin değerinin farkında bile değildi.

Nefes alamama krizine girip acıdan bayılacak halde mosmor morardığında o güne kadar peşinden koştuğu ne kadar dünyalık varsa hepsini bir nefese değişirdi. Halbuki eskiden üç kuruşluk dünya menfaati için kırk takla atardı. Yemek içmek ve zevkle çiftleşmek tek gayesiydi. YE KÜRKÜM YE hesabı kim kürklüyse onun dalkavukluğunu bedavaya yapar sonra o kürklüyü de başka bir daha kalın kürklü ensesi kalına pazarlardı. İYİ GÜN DOSTLUĞU yapmak onun zannında akıllılıktı uyanıklıktı. Bu zannı yüzünden dürüst yaşayan insanları ahmak veya salak olarak görürdü. Yerde bulduğu bir cüzdanı karakola teslim eden bir edepliyi onun yanında anlatsanız alaylı hakaretlerinden 5 dakika yanında oturamaz hale gelebilirdiniz.

Hastalığı ilerledikçe hayaller görmeye de başlamıştı. Tanıdığı tanımadığı kadınlar adamlar gece karşısını dikiliyorlar ve hiç konuşmadan bir müddet ona öyle bakıyorlar ve bir anda gözden kayboluyorlardı. Ecel terleri döknüş heyecandan aklı fikri çorba olmuş halde çığlık atarak uyanır yanında bekleyen karısını da korkuturdu. Kadın kocasının hayal gördüğünü söyler onu sakinleştirirdi. Adam bazı gelenleri tanıyordu hayalindeki. Ama bazılarını tanısa da karısına söyleyemiyordu. Onlardan biri de iş yeri arkadaşı olan Deniz hanımdı. Deniz hanımla uzun yıllar dost hayatı yaşamışlardı. Kadıncağızın emekli ikramiyesini ortak ticaret hikayesiyle yemiş bitirmişti. Hatta arabasını ve evini de sattırıp yemişti. Kadın sonunda bir huzur evi sakini olduğunda onu ne aramış ne de sormuştu. Deniz hanımın ardından kaç erkek arkadaşının karısını kızını ayartmış, kaç tanesinin yuvasına incir ağacı dikmişti.

Karısı da biliyordu kocasının bir çok boynuz taktırma vukuatını. Kocası dışarıda ne yaparsa yapsındı, kimi dolandırırsa dolandırsındı. O şehirde yaşıyor çevresiyle mutlu mutlucuk yaşıyordu. Yıllar önce çıktığı köyüne ve tütün tarlasına dönmesinde ne olursa olsundu. Kocasını aşkıyla evine bağlayamayan kadınların başvurduğu tek çareye o da baş vurmuştu. Bilmediği büyücü yoktu. Yaptırmadığı üfürük kalmamıştı. Kadının kocasına her yaptırdığı büyü kadına bir boynuz olarak geri dönüyordu ama kadın bunun farkında bile değildi. Yıllardır üfürükçülere verdiği para ile bir daire satın alabilirdi. Karı koca her ikisi de yıllarca birbirlerine ihanet ettiler, yalan söylediler, aşkı bilmeden her şeylerini dünya menfaatine sattılar ve en sonunda bu hastane odasına gelip durdular. Dille bile helalleşemiyorlardı. 41 yıl yapılan edilenler itiraf edilemiyordu. Değil ki diğer sıradakilere hangi itiraf edilebilir hangi tevbe samimiyete eriştirilebilirdi.. Aslında her ikiside münafıklık bataklığında debeleniyordu. Çevrelerine sanki 40 yıllık mutlu aşık pozları vere vere günleri haftaları geçirdi.

Hastane de 5 ay dolmuştu. Adam artık kel olmuş ve ağrıları dayanılmaz boyuta yükselmişti. Gece karşısına dikilenler daha bir kalabalık halde gelir gider olmuşlardı. Bazen gündüz bile gelen kadın adamlar oluyordu o hayallerde. Yaptığı her bir yanlışın alacaklısı karşısına dikiliyordu. Kirasını vermeden gece kaçtığı evlerin sahipleri, aylarca alış veriş yapıp ödemediği bakkallar, askerde çavuşken dövdüğü erler bile karşısına dikiliyordu. Bekaretini bozup hayatını mahvettiği genç kızlar kendilerini hatırlatırlardı her gece. Nasıl helalleşecekti onlarla. Yaşananlar nasıl telafi edilebilirdi bilmiyordu. Sağdan soldan duyduğu uyduruk söylentileri umut diye satıyordu kendine. Cenaze namazında imam soracak ve herkes hakkını helal etmeyecek miydi ? 7 gece mevlütünü okumayacak mıydı bir hoca parasını alıp ? Lokması helvası onu kurtarmayacak mıydı ? Canım hep kendisi suçlu değil di ya onlarda o kadar salak olmasaydılar.

Kadınlar o kadar çekici giyinmeseydiler. Acze düşenler o kadar salak olmasaydı da çalıp çırpıp muhtaç hale düşmeseydiler. Ama neden bu bahaneler adama huzur vermiyordu ? Gönlü neden dinlenmiyordu ? Yastık neden taş gibi batıyor uyutmuyordu ?

Artık kendinde değildi, saatleri sayılıydı sanki. Karısı endişeli, doktorlar sanki beklenen sonu bekler gibiydi. Hastane odası onların görmediği bir çok konukla doluydu. Doktorlar ve karısı aslında oda da kopan çığlıkları duymuyordu.

Zürafa gibi uzun boylu ayı gibi kapkara ve iri, kıpkırmızı kocaman ve haşin bakışlı on tane kadar tuhaf yaratık geldiler sırayla. Adamın korkudan attığı çığlıklar dışarıda bir duyulsa hastanenin camları bile dayanmaz kırılırdı. Tüm cihazlar adamın kalp ritimlerindeki abuklaşmayı gösterse de doktorlar oda da yaşananlardan habersizdi. O vahşi görünüşlü varlıklar adamı aralarına katıp götürdüler. Hastane odasında çığlıkların derin sessizliği vardı. Karı koca helalleşemeden adamın ölüsü morga kaldırılmıştı bile.

UĞUR ÖZALTIN

Paylaş
Etiketler: İnişli çıkışlı kavgalı dövüşlüİYİ GÜN DOSTLUĞUyaşamye kürküm ye
Önceki Yazı

Şahid Ol Yarab! (I)

Sonraki Yazı

Milli İki Ordu ve 24 Kasım!

Uğur ÖZALTIN

Uğur ÖZALTIN

25 temmuz 1966 Manisa doğumluyum. Manisa Lisesi Edebiyat bölümü mezunuyum. Manisa da merkez de ikamet etmekteyim.

İlişkili Yazılar

Uğur ÖZALTIN

Kısa Kısa – Gereksiz

19 Haziran 2015
5k
Uğur ÖZALTIN

Katillik Nerede Başlar

05 Haziran 2012
5k
Uğur ÖZALTIN

Sor Soruyu

30 Mayıs 2012
5k
Uğur ÖZALTIN

Üstün Dökmen Döktürdü

17 Mayıs 2012
5k
Sonraki Yazı

Milli İki Ordu ve 24 Kasım!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap