Mustafa Kemal Atatürk, pek çok konuda özellikle savaş meydanlarında insiyatif kullanmıştır. Ancak, hiçbir kararını gece yatıp sabah uygulamaya koymamış ve koydurmamıştır. Her karar bir süreç içinde olgunlaştırılmıştır önce. İnandığı doğruları sonuna kadar canı ve kanı pahasına savunmasını bilmişse de, en zorlu ve en karanlık günlerde bile, TBMM’ni arkasına almadan bireysel ihtiras ve güç gösterisi gibi bir despotizmin içine düşmemiştir.. O çatı altında en zorlu tartışmalar yaşanmış, en sert muhalefetler yapılmış, şahsına yönelik akla gelmedik pek çok yasal ve gayriyasal yollarla kumpaslar ve komplolar kurulmuş olmasına rağmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ne OHAL, ne Sıkıyönetim veya birbaşka yol ve yöntemle, çok kısa süreli evreler dışında, devre dışı bırakılması düşünülmemiştir.
En karanlık günlerden geçildiği devrelerde bile hal böyle iken, günümüzde yılları aşan OHAL’i ve OHAL ürünü KHK’ları, KHK’ların yarattığı adaletsizlikleri, demokrasiden nasibini almış hangi demokrat aydın içine sindirebilir ki!?…
Sindirilmiş toplum kıraç toprak kadar verimsizdir. Düşünce üretilemez orda. Barış üretilemez orda!… Hoşgörü filizlenemez. Huzur ruzgarı esmez orda!.. Ve en korkuncu, korkuyu, yıldırmayı sindirmeyi esas alan kanun devleti olunur da adil hukuk devletinin esamesi okunmaz orda!.
Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’da diyor ki (sayfa 447 – Fark yaınları 1.baskı 2016) “Efendiler, maddi ve manevi çöküş, korku ile…. Güçsüzlükle başlar”
“Güçsüz ve korkak insanlar herhangi bir felaket karşısında, milletin de uyuşukluğa düşmesine ve çekingen bir duruma gelmesine yol açarlar. Güçsüzlük ve kararsızlıkta o kadar ileri giderler ki; adeta kendi kendilerine hakaret ederler. Derler ki; “biz adam olamayız!”
“Türkiye’yi böyle yanlış yollarda çökme ve yok olma uçurumuna sürükleyenlerin elinden kurtarmak lazımdır.”.
Tek adam yaratma zihniyetinin altında yatan da kendine güvensizliğin yarattığı teslimiyet yok mudur!?
Yine Mustafa Kemal Attürk’ün o yüce kişiliğin kurtuluş için gösterdiği üç vasıtayı da şöyle özetleyebiliriz: Bu önerilerin salt savaş zamanlarında değil, ülkenin iç barıştan, dış barışa, ekonomiden, üretime, milli gelirden, adalete, eğitimden sağlığa, sosyal yapıdan, inançlara, siyasete… kısaca huzurdan refaha…her yönden ülkenin zora düştüğü her anda ve her durumda geçerli çıkış yolları gösterdiği açıktır.
a) Milletin varlığı, istiklali ve istikbali için gönlünde, vicdanında belirmiş istek ve emellerin sağlamlığı… (Kısaca umutsuzluk en tehlikelisi)
b) Milleti temsil eden meclisin milli arzuyu ortaya koymakta, inanarak uygulamaktaki kararlılığı… (işte ne yazık ki, bu gün kirli siyaset Yüce Meclis’in bu işlevini pek çok yönden erozyana uğrattı)
c) Üçüncü faktör ise savaşta ordu, barışta ise, ülkenin aydınları, bilim kurumları, sivil toplum örgütleri, sendikaları, hukuku, basını, medyası.. ile çağdaş demokrasiyi içlerine sindirip, gerektiğinde destek, gerektiğinde direnç gücü oluşturmaları…
Siyasetin bir hizmet yarışı olmaktan çıkarılıp muktedir olma yarışına dönüştürülmüş olması siyasete yapılabilecek en büyük kötülüktü. Ne yazık ki bugün ülkemizde bu oldu.
Siyasette bireyciliği yıkmadan yarışçılığı tümüyle ortadan kaldıramazsınız. Bireyciliğin, siyasette yarışçılığa dönmüş olmasıdır kötü olan. Bireyci yarışçılığın en kötü ürünü de biat kültürü ile yandaş yaratmasıdır.
Ayrıca şu da bir gerçektir ki; örgütlenmemiş bireysel yarışçılık toplumsal yönden zarar veremez. Asıl tehlikeli olanı, örgütlenmiş yarışçılıktır. Ne yazık ki, dinin siyaseten kullanılmasının yolunu da açan kirlilik budur. Toplumsal uyumsuzluğun ve huzursuzluğun asli kaynağı da budur. Cemaat örgütlenmesinin de özğ bu değil midir? Örgüt kendi içinde güçlendikçe, kendi dışındakilere hayat hakkı tanımaz hale gelir.
Bu tehlikenin gözden kaçırılması bir yana, siyasal destek beklentisi ve işbirliği ne hallere düşürdü ülkeyi!… Kör gözler gördü de geç kaldı!… Hala da siyasi ayağını arayan da soran da sorgulayan da ok!… Kaçan yılan ikinci kez daha zorlu alır intikamını. Unutmayın!.
Ne dersiniz, Şu anda yaşanan bu mudur!?…
22 Eylül 2017
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci




















