2008 -2009 eğitim ve öğretim dönemi ilköğretim ve liselerde 12 Haziran 2009 Cuma günü sona erdi,18 Eylül 2009 Cuma gününe kadar toplam 3 ay beş gün sürecek tatil başladı. Evet, doğru artık okul ve ders bitti, şimdi kitap okuyarak dinlenme zamanı, ama kime, hangi öğrencilere!
Dünküler gibi günümüz büyükleri de “okul ve ders bitti, şimdi kitap okuyarak dinlenme zamanı “diyor, ama ülkemizin hangi sınıfında yer alan ailelerinin çocuklarına diyor, orasını ne siz sorun ne de biz söyleyelim.
Evet, bizlerde biliyoruz ve istiyoruz, tatil denilen zaman dilimleri içersinde” dinlenmenin en iyi yolu kitap okumaktır” diye ama buna bugüne kadar kimler ve hangi kategorideki öğrenciler ne kadar uyabildiler ki bugün uyabilecekler, işte orası çok önemli!
12 Haziran 2009 Cuma, bugün bir eğitim ve öğretim yılının daha son günü. Evet, kocaman bir 2008 ve 2009 eğitim ve öğretim yılı daha sevinçle ve hüzünle sona erdi. Karnelerdağıtıldı ve üç ay beş gün sürecek tatil dönemi her yıl olduğu gibi bu yılda başladı.
İnşallah bütün çocuklarımız, güler yüzle ve güzel karneleriyle evlerine ailelerinin içersine gitmişlerdir. Bugün beni çocukluk yıllarıma geri götürdü ve hüzünlü bir düşünceye daldım.
Bizde karnemizi aldığımız zaman, yıl içersindeki çalışmalarımıza karşılık notlar başarılı ise, neşe içersinde eve gidip büyüklerimize karnemizi gönül rahatlığı içersinde gösterir, hazır olda durur gibi Kedi’nin ciğere bakması misali rahmetli babamın elini cebine atıp aferin evladım, al bakalım şu harçlığı sen bunu hak ettin diyecek mi diye beklerdik. Bugün bu durumda olan onlarca ailemiz ve çocuğumuz fazlasıyla mevcut!
Ama yinede bugünün hayat şartları, bizim zamanımız şartlarına göre biraz değil, epeyce değişti. Karnen her ne kadar güzel olursa olsun, birkaç gün dinlendikten sonra (bir avuç mutlu azınlığın çocukları hariç) boya sandığı omuzlarda veya taze gevrek Simit var diye bağıran çocukları dün duyduğumuz gibi bugünde duyacağımız hepimizce malumdur.
Okulların kapanmasıyla birlikte, binlerce çocuktan büyük bir bölümü tatil yapmak yerine, ailelerinin bütçelerine ekonomik katkı sağlamak amacıyla çalışmaya çoktan başladı ve geride kalan bir avuç azınlıkta yarın başlayacak.
Yeni açılan meydanda park ve bahçelerde, cadde ve sokaklarda bu gibi öğrenci çocuklarımızın sayılarının ne kadar çoğaldığına, son yıllarda çokça şahidiz, ne yazık ki acı ama gerçek, bu yıl çalışmak zorunda olan çocuklarımızın sayılarının daha çok artacağını hepimiz birlikte tanıklık edeceğiz!Çocukların büyük çoğunluğu ayakkabı boyacılığı seyyar satıcılık, seyyar buzcu, simitçi, el arabacısı ve dondurma satıcısı olarak da çalışıyor ve çalıştırılıyor.
Ne yazık ki uzmanların söylediklerine göre, tatil yapması ve oynaması gereken çocukların büyük bir bölümünün aile baskısı sonucu çalıştırıldıkları da etkili ve yetkili herkes tarafından biliniyor!
Yeni açılan meydanda ve parklarda bu gibi öğrenci çocuklarımızın sayılarının ne kadar çoğaldığına son yıllarda çokça şahidiz ama bu yıl daha fazlalarına şahit olacağız.
Çünkü biz ve bizim gibi, emek, ekmek ve alın terinin öne çıktığı Ülkelerde, hele hele birde son yılların ağızlara sakız olan moda deyimiyle, günümüzde kriz denen Ekonomik hasatlık mevcutsa, bu manzara kaçınılmaz olacaktır.
Özellikle kırsal kesimden gelip,4-5 çocuklu bir ailenin sadece bir babanın çalışması ile yaşam şartlarını idame ettirmesi şapkadan Tavşan çıkarmaktan daha zordur. Ev kirası, Elektrik, su, yemek, içmek yani zaruri ve zorunlu giderler için, bu küçük emekçiler bir şekilde bu tür yaşam tarzına mecbur kalacaklardır.
İnanın bu yaşam biçimi de bana geçtiğimiz sayımızda yazdığım” memleketimden insan manzaraları” yazısının sanki ikiziymiş gibi geliyor ve bu yüzden çok üzülüyorum.
Ben ve benim gibi düşünenler olar bizler, her şeye rağmen bu cennet vatanımız Türkiye den ve çilekeş insanlarımızın aydınlık geleceğinden hiç umudumuzu kesmedik.
İnşallah çok yakın bir gelecekte, bütün öğrencilerin, öğrenim dönemlerinin bitiminde, tatillerini bir avuç mutlu azınlıktan daha mutlu ve gönüllerince yaşayıp geçirecekleri o özlemle beklediğimiz güzel günlerin, en yakın bir zamanda hayata geçirilmesi için, ekonomik problemlerimizin bir an önce çözüme kavuşmasını canı gönülden diliyoruz.
Bu haslet ve özlemle tatile girerek, şartlar gereği çalışmak zorunda olan ve olmayan bütün sevgili çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum.
Bizler, sizler ve öncekiler gibi, kendilerini bekleyen olumlu ve olumsuz bütün olaylardan bihaber dünyaya gözlerini açan, geleceğimizin umudu bütün çocuklarımızın, öğrencilik yılları dâhil, yaşamları boyunca hak ettikleri tatillerini, özlenen ve istenen tatil olarak geçirecekleri şartların oluştuğu bir Türkiye diliyor, saygılar sunuyorum.
