Büyük Atatürk’ün sanat, sanatçı ve sanatı var eden ortam üstüne düşünceleriyle yazıma giriş yapmak istedim.
“1. Bir millet sanat sanatçıdan yoksunsa tam bir hayata sahip olamaz.
2. Sanatsız kalan bir ulusun hayat damarlından biri kopmuş demektir.
3. Hepiniz milletvekili olabilirsiniz… Bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı 
olabilesiniz… Fakat sanatçı olamazsınız.
4. Sanatçı toplumda uzun çabalardan sonra alnında ışığı duyan ilk kişidir
5. Yüksek bir insan topluluğu olan Türk milletinin tarihsel bir netliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.
6. Bir millet ki resim yapamaz, bir millet ki heykel yapamaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapamaz; o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. “
Ressam Harun Acı’nın İstanbul Caddebostan Büyük Kulüp’te açılan ışık ve renk zenginliğindeki görkemli ve kaliteli teknik resimlerin oluşturduğu sergisine rastlantı sonucu ulaştım. Büyük Kulüp’e Atsü’lerin davetlisi olarak geldik. Böylesi albenili ve nitelikli sergiyi ve sanatçı çifti de tanıma fırsatımız oldu.
Acı ve eğitimci eşi Ferda Hanım, bizi içten karşıladılar! Harun Acı, Edirne Uzunköprülü… Kendisine imzalayarak verdiğim “Sevdanın Gözü” adlı şiir kitabımdaki ikilik ilgisini çekti:
Tunca üstü Gazi Mihal Köprüsü
Uzunköprü, bir özlemin türküsü…
Biraz da Ferda Hanım ile söyleştik. Adının anlamından sonra Çekmeköy Halk Eğitimi Merkezi’nde resim öğretmeni olarak görev yaptığının bilgisini edindim ‘Halk Eğitimi Marşı’nı yazdığım söyledim. Tevfik Fikret’in Ferda’sına yazdığı o namlı şiirin son bölümünü anımsadım:
“Yükselmeli, dokunmalı alnın semalara;
Doymaz, insan denilen kuş yükselmeye.
Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;
Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!”
Sergi duvarlarını bezeyen ve gerçekten görülmesi gereken tabloları inceledim. Işık ve renk zenginliğindeki o özgün teknik resimleri, iç açıcı ve gönül doyurucu buldum! Kimi zaman kendilerine yönelttiğim sorularım oldu. Tabloların önünde görüntü aldık. Kendilerini kutladım ve başarılarının sürmesini diledim. Tabloların Kimilerini de aşağıya ekledim. Slâyt görünümünde izlenebilir.
Köy, kent giden bu kervanın bir eriyiz, bir eri
Eğitimciyiz, ‘Halk Okulu’ bu yurdun her yeri
İlk aşama eğitimdir, son aşama beceri
Düşüncem bu, bu nedenle çok mutluyum *
