Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Hangi Bir Mayıs

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
01 Mayıs 2020
Dr. Ahmet FİDAN
1
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Babama değerini sordum, – “Dünyalar kadar” dedi,

Dünyanın değerini sordum, – “Beş para etmez” dedi.

Gelinen son noktadır belki de bu.

Sanayi devrinde günde 18 saatleri bulan mesai süresi, ağır iş koşulları, güvencesiz istihdam…. Bu tablo, 18. yüzyılın gelinen en modern çalışma koşullarıydı bir zamanlar.

Neden mi, geriye bakıldığında, seçkin sınıfın, monarşinin veya oligarşinin ekonomik veya dinsel yansısı “köle” kavramını geride bırakmıştı.

Neydi köle, parayla alınıp satılan, istenildiği muamele yapılan homosapiens lerdi. Yani paranın veya egemen gücün önünde çoğu zaman çok güçlü kuvvetli ve kudretli büyük baş hayvan kadar bile kıymeti olamayabiliyordu. Kölelik düzeniydi. Bu düzen insanlık tarihi boyunca uzuuuuuuuunnnnn süre devam etti. Neden mi, çünkü şu veya bu olgudan veya faktörden beslenen egemen güçlerin bu düzen işine geliyordu; kölelerin de bacaklarındaki veya boyunlarındaki prangalar acıtmaz hale gelmişti. Hatta, köleler prangaları çıkarılınca, aidiyet hislerini kaybediyorlar, kendilerini boşlukta hissediyorlar ve bunalıma bile giriyorlardı.

İşte kölelik döneminden ÜCRETLİ KÖLELİK DÖNEMİNE GEÇİLMİŞTİ tabir caizse sanayi devrimi ile. 1700 küsurlu yıllardan bilgi toplumuna kadarki süre. Hizmetler sektörünün başına dek.

Ne var ki, bu koşullar sanayi devrindeki kölelik döneminden önceye göre çok modern, yakın çağın sonu, bilgi çağına göre çok çok ilkel ve zorba dönemler ve koşullardı.

Sanayi devrinin istihdam koşullarını insanlık unutmuş ve ücretli kölelik dönemindeki ağır koşullardan rahatsız olmaya başlamışlardı. Kitlesel karşı çıkışlar, baş kaldırılar, kıyamlar, talanlar, protestolar, yıkımlar, ölümler, kanlar… ve ardından SENDİKALAR. Pek tabi ki bu dönemin işçi sınıfı bir araya gelerek örgütlenmiş ve SENDİKAları oluşturmuştu. Bu dönemde KAPİTALİZM tarafından şiddetle karşı çıkılan ve İLLEGAL olarak görülen SENDİKALAR, Sovyetler’deki başarı ve etkisi görülünce, işçi sınıfının SENDİKAL MÜCADELESİ güçlenince, bizim KAPİTAL CANAVARLAR, sendikaları ve sendikal mücadeleyi kabul etmiş kendi bünyesine alarak AZMAN İŞÇİ SINIFINI böylece (sözümona) EVCİLLEŞTİRMİŞTİ.

Kölelik döneminden bu günlere bu serencamı neden ortaya koydum. Tabi ki bizim için, yani Türk İnsanı için. Neden mi, çok nedeni var.

Bir kere bizim insanımız her şeyi çok çok hazır şekilde bulmuş. Ne emekçi, sanayi dönemindeki tırnaklarını kazanarak elde ettikleri mücadeleyi yaşamış, ne esmer vatandaşlarımız, zencilerin beyazlara karşı ölümüne mücadelesi gibi bir mücadele yaşamış, ne kadınlarımız (batıdaki kadar) kendilerinin seçme seçilme ve toplumda yer edinme mücadelesini yaşamıştır.

Mondoros Mütarekesi’nden sonra darmadağın olan ülke toprakları, ülke insanları ve ülke insanlarının yaşamları, vizyon sahibi bir lider tarafından toparlanacak ve binbir güçlükle yer yer mucize direnişlerle kurtuluş destanı verilecek ardından bir Cumhuriyet kurulacaktı. Kuruldu da. Hatta, daha 9 gün önce ilk parlamentomuzun açılışının 100. yılının kutlamasını çocuklar gibi şen bir şekilde hep birlikte koro halinde balkonlardan kutladık.

29 Ekim’de Genç Cumhuriyet kurulmuş ve bu devletin temel şekli ortaya çıkmış ve ardından kanunlar TBMM de birbiri ardından geçmeye başlamıştı. Ne şanstı ki, o dönem VİZYON SAHİBİ belki de son üç yüz yıl boyunca batı karşısında kompleks duymuş yöneticilere rağmen, batı medeniyetinin önünde ve hatta çok ilerisinde beyin yapısına sahip Mustafa Kemal Atatürk toplumsal, ekonomik ve kültürel alanda batının insanının zorla tırnağını kanatarak kazandığı hakları bir kanun veya nizamname ve/veya kanunname ile HALKININ AYAKLARI ALTINA SERMİŞTİ.

İşte zurnanın tiz sesiyle üflendiği nokta burada. Yani zurna hazretlerinin ZIRT dediği yer.

Bizim insanımıza her şey lutfedilmişti. Bizim toplumsal mücadelemiz ve sivil örgütlenmemiz iki nedenden dolayı KRONİK BİR ŞEKİLDE KADÜK KALMIŞTIR.

Birinci sebep, Türk (İslam) Kültüründen gelen, “ulül-emre itaat”

İkinci sebep, hak savunuculuğu mücadelesinin öyle yüz iki yüz yıllık belirgin bir geçmişinin olmaması.

İşte yukarıdaki iki sebepten dolayı Türkiye’de sivil toplum mücadelesi, emekçi mücadele, hak arama mücadelesi (şimdiye kadar yapılan kazanımların hakkını da teslim etmek kaydıyla) bir yere kadar ancak götürülebilmiştir. Geri kalan durumda şu iki varsayılan ayar işlemiştir hep.

Birincisi, ulül-emre KAYITSIZ ŞARTSIZ TAPARCASINA SKOLASTİK BİR KEYİFLE itaat!

İkincisi, Atatürk’ün çoğu hakları hazır lutfetmesinin verdiği rahatlıkla, “bir benim itiraz veya direnişimle ne değişecek ki” varsayılan ayar zihniyetimiz.

HASILI, GELİNEN NOKTA:

Başlığı koyduk, “Hangi 1 Mayıs?”.

Ne idüğü belli olmayan bir arasat döneminde, sindirilmiş, elemine edilmiş, kısırlaştırılmış, teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı işsizlik tehdidinin altında, hizmetler sektörünün kabus gibi büyüdüğü, bulanık mantık ve algoritmalarla insansız yönetim dediğimiz endüstri 4.0 ın psikozu altında şaşkına dönmüş, korona sürecinden sonra görülen müstakbel İŞSİZLİK korkusu altında kaygılı, esnek çalışma diye takdim edilen sistem içinde maaşların düşmesinden korkan bir emekçi kesiminin Bir Mayısı olsa ne olur olmasa ne olur.

Ne dersiniz, haksız mıyım. Kıymetli okurlarım inanın haksızsınız demenizi o kadar çok isterim ve isterdim kiii, keşke haksız olsam veya istikbal inkılabâtı içinde haksız çıkacak olsam. Keşke.

Ne yapalım, bu yazımızda da kesemizden PES PEMBE bir tablo çıkmadı. En sonunda okurlarım beni zihin karartıcı yazılarımdan dolayı “personna nangrada” (istenmeyen adam) ilan edecekler.

Ben de derim ki, beni istenmeyen adam ilan edin etmesine de yeter ki ben HAKSIZ ÇIKAYIM. Gelecek toz pembe olsun.

Kalın SAĞLICAKLA ve aydınlık yarınlara….

 

Paylaş
Etiketler: 1 mayısadaletBir MayısekonomiemekEmekçi Sınıfıeşitlikhukukİşçi SınıfıistihdamkaliteMayısın Birisendikasömürü
Önceki Yazı

Etkisizleştirilen TBMM

Sonraki Yazı

Açlık Kanseri, Diyabeti, Kalp Hastalıkları ve Yaşlanmayı Önlüyor

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Açlık Kanseri, Diyabeti, Kalp Hastalıkları ve Yaşlanmayı Önlüyor

Yorumlar 1

  1. Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY says:
    6 yıl önce

    Emeğinize, us’unuza sağlık. Evet haklısınız. Hem de hiç kimsenin olmadığı kadar üstadım. Köleliğin danıskası, eğitimlisi yaşanıyor. Çok daha ilkelini az zaman sonra, PADİŞAHIM SEN ÇOK YAŞA dediğimizde yaşayacağız. %50 kesim dünden hazır!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap