Olaylar, o kadar peş peşe ve hızla gelişiyor ki; takip etmek çok zor. Bu açıdan değerli okurlarımıza önemli gördüğüm hususları, kısaca da olsa, aktarmak istiyorum;
1- Gezi parkı olayları ile Türkiye için ne tür hain senaryolar yazıldığı her geçen gün daha açık biçimde ortaya çıkmaktadır.
Mısır, Tunus, Libya, Türkiye, velhasıl tüm İslam Dünyası karıştırılmaktadır. Kardeş kanı dökülmesi için şerefsizce senaryolar uygulanmaktadır.
Bakınız; Mısır’da yüzlerce kardeşimiz katledildi. Binlercesi de yaralandı. Çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden vahşice öldürüldü. Ve ikiyüzlü, ahlaksız, karaktersiz Batı’dan çıt yok. ne darbeye darbe diyorlar; nede katliama katliam değip, ciddi bir tepki gösteriyorlar. Bir de utanmadan, herkese ahlak ve demokrasi dersi vermeye kalkıyorlar.
Tek hedefleri, çıkarlarını korumak ve genişletmek.
Hayvanda da aşağı
Elbette, yüzlerce kardeşi öldüğü için, Tahrir Meydanı’nda göbek atanlara ne demeli? Bunlar, Müslüman olamaz, insan da olamaz. Hayvandan da aşağı tiplerdir. Zira, hiçbir hayvan, kendi cinsine karşı bu kadar hain olmaz.
2-Türkiye düşmanı mihrakların ve içerdeki maşalarının faaliyetleri bitmiş değildir. Her gün, yeni nifaklar peşindedirler.
a) Almanya, en hızlı Türkiye düşmanlarındandır. Türk-Alevi ihtilafı çıkarmak; Alisi Alevilik fikrini yerleştirmek için her türlü gayreti göstermekte, kaynağı sarf etmektedir. Bu Nazi eskisi Merkel defolup gitmedikçe, bu ihanet senaryoları da bitmeyecektir. Almanya’da yaşayan milyonlarca kardeşimiz sessiz kalmamalı, tepki koymalıdır. Neo-Nazi cinayetlerinin, Alman hükümetince nasıl desteklendiğini unutmamalıdır.
b) Üniversiteler açılınca, tahrik ve tahrip senaryoları çoğalacaktır. Öğrencilikle ilgisi olmayan, bindirilmiş kıtalar; tüm sol örgütler ve partiler sokaklara salınacaktır. Bu açıdan istihbarat faaliyetlerinin güçlendirilmesi şarttır. Rabbim korusun; her türlü sabotaj ve suikast planlanabilir (Libya ve Tunus benzeri).
Üniversitelerin güvenliğinin özel şirketlerden polise geçecek olması çok doğru ve gerekli bir tedbirdir (Gerçi bu durum da yandaş medya dâhil tüm münafıklarca istismar konusu yapılacaktır. Ama kulak asılmayacaktır).
Açılım, PKK oyunu
c) İktidar; BDP, PKK, PYD, KCK şebekesine güvenmemelidir. Oyuna gelmemeli, taviz furyasına son vermelidir. Açılım olayı, PKK’nın kendini toplamak için zaman kazanma oyunudur.
d) Bu arada bazı özel üniversitelerin, holdinglerin ve medyanın, tahrik ve tahriplere nasıl öncülük ettiği unutulmamalıdır. Ancak uygulanacak beyin yıkama operasyonlarına da sessiz kalınmamalıdır. Mesela:
-TÜPRAŞ’ta bir inceleme başlatıldı ve hemen Gezi olayları ile irtibatlandırıldı ki tamamen hatalıdır.
-2005 veya 2006 yılında, “Sigara ve akaryakıt kaçakçılığı” ile ilgili olarak, Meclis araştırması açılmıştı. Maliye denetim elemanları (Hesap uzmanı, müfettiş ve kontrolör kardeşlerimiz) çok harika ve detaylı incelemeler yaptılar. MİT de destek verdi. Ortaya çok güzel bir rapor çıktı. Peki sonra, niçin sümen altı edildi? İşin ucu kime dokundu?
Görüldü ki, kaçakçılığın çok önemli bölümü Marmara ve Ege bölgelerinden yapılmaktadır. Yapanlar da bellidir, güzergâhlar da, metotlar da.
TBMM mensupları bu gerçekleri halka anlatmalıdırlar. Tedbirleri de almalıdırlar. Türkiye’yi kaçakçılık cenneti olmaktan çıkarmazlar ise ne Cenab-ı Hak’ka ne de halka hesap veremezler.
e) Bir diğer istismar konusu TMMOB’un yetkilerinin kaldırılmasıdır. Birliğin, belediyelere gelen planları inceleme yetkisi yoktur. Ancak üyelerine baskı yaparak, taahhütler alarak, kendilerine ciddi bir kaynak doğurmuşlardır. Hâlbuki tek yetkili makam belediyelerdir.
Uygulama kaos doğurmuş, TMMOB yapılan projeleri adeta reddetme hakkını elde etmiştir. Seçimle gelen yönetimlerin üzerine çıkmıştır. Torba kanunla yapılan bu düzenleme çok doğrudur. Konu açıklığa kavuşmuştur.
Lobi galip geldi
3- Türkiye’nin önünü kesmek isteyen dış mihraklar, her türlü manipülasyonu yapmaktadırlar.
a) Bakınız, faiz lobisi galip geldi. Merkez Bankası faizleri yükseltmek zorunda kaldı. Buna rağmen; döviz kurları, borsa, altın vb. fiyatları ile devamlı oynamaktadırlar (Borsa’da 1.088.566 yatırımcı mevcuttur. Bunun 8 bin 304’ü (binde 76’sı) yabancıdır. Portföydeki payları ise yüzde 66’dır).
b) ithalata bağımlılığımız gittikçe artmaktadır (İlk 5 ayda toplam ihracatın yüzde 123’ü kadar, hammadde ithal edilmiştir. 77,4 milyar dolar olmuştur).
Satılan her 100 otomobilin 77’si ithaldir.
c) Dış borç stoku (kamu ve özel) 350 milyar doları buldu. Kısa vadeli borç tutarı 122 milyar doları aştı (Bankaların dış borcu 83,9 milyar doları buldu. Bu borcun yüzde 52’si Dolar, yüzde 31’i Euro cinsinden)
Sanayi batıyor…
d) Bütçe açığı önemli tutarlarda seyrediyor. Özelleştirme gelirleri sayesinde azalıyor. Ancak, vergi düzeninde hiçbir iyileşme yok. Var mı, yok mu dolaylı vergiler, (100 TL benzinin 62 lirası; motorinin ise 53 lirası devlete gidiyor). (Sanayi batıyor, bankalar kar rekoru kırıyor). (Yılın ilk yarısında; İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir, Mersin, Bursa, Tekirdağ, Antalya, Hatay, Zonguldak, Kırıkkale, Muğla dışında 69 il açık vermiştir).
Bu arada 100 milyon doların üzerinde serveti olan Türk sayısı 357 oldu. Bunun 44 adedi ise dolar milyarderi (Vatana millete hayırlı olsun).
Bu tablo bizi ciddi sıkıntılara sokabilir; baskılara muhatap kılabilir.
Hepimiz; ülkeye sahip çıkılması, tahrik ve tertiplere karşı durulması, milli birlik ve beraberliğimizin korunması gereken bir dönem yaşamaktayız.
Not: Sağlık ve huzur dolu bir Bayram diliyorum.
