“İnsan yurdunu sever. Çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı yurt sayesinde bulur.” NAMIK KEMAL
Tan atışı ile uzunca ve ahenkle öterek uykuyu parçalayan horozların sesleriyle uyandığımızda güneşin ışıkları “merhaba!” diyordu.
Pencereden dışarı uzanıp çevreye göz gezdirdiğimde; değişik yemyeşil ağaçları, havuz sularının masmavi 
ışıldadığını, yemyeşil çimlerin sulandığını ve kümes hayvanlarının horoz eşliğinde ağır ağır dolaştığı görüntüsü gözlerime yansıdı. Ayrıca “gıtt gıttt gıdakkk” haykırışları duyuldu! Evet, tavuklar gözden uzak folluklara yumurtalarını bırakıyorlardı.
***
Bu yıl da bir haftalık devre talimizi RCI’nın yönlendirmesiyle değerlendirdik. Her yıl değişik yöreleri yeğledik. Nasıl mı? Kastamonu Ilgaz Resort Otel’den aldığımız devre tatilimizi değişimle eylülün ilk gününde Kemer Çamyuva’da Simena’da geçirdik.
İstanbul’dan uçakla Antalya’ya… O gece Antalya Polisevi’nde konaklama… Yarıntesi çevre gezintisi… Emlakçi Hamza Görmez ile sohbet ve tanışma…
Bizimkilerin araçla Isparta’dan gelmeleriyle kısa dinlenme, atıştırma ve Kemer’e yöneliş… Bir saat kadar sonra tatil mekânındayız. Gereken işlemler yapılması sonrasında yeşillikler arasında 103 numaralı villa…
Burada neler yok ki! Arı örneği çalışan insanlar dikkatimi çekti. Bir hafta süresince güzel insanlarla tanışmamız oldu. Belleğime takılan adlar: Güler yüzlü ve sempatik insan bellcaptain Baki Saydut, güvenlik görevlisi Hamdi Yıldırım, muhasebe elemanı Oktay Usman, resepsiyon şefi Yılmaz Kahraman, Abdullah Ceylan ve Mehmet Kılıç… oldu.
Akşamları tiyatro mekânında kimi gösteriler izlendi. Hem de nefes almaksızın! Tombala çekilişi yapıldı. Torun Durucan, birinci çinko yaptı! Alkışlar arasında ödüllerini aldı. Bunların arasında ailece üç poz fotoğraf çekimi de vardı. Pandora Fotoğrafçısı Nuri Küren, ustaca deklanşörlediği fotoğrafları birkaç saat sonra zarflayarak takdim etti.
Kemer pazarına gezmeye ve alış veriş yapmaya gittiğimizde her şeyin çok pahalı olduğunu, özellikle turistlere hitap ettiklerini gözlemledim! Oysa turiste iyi davranmak için 15-22 Nisan günlerinde okullarımızda ve ilgili kurumlarda Turizm Haftası kutluyoruz. Bir şiirimde: İyi davran turiste / Yurduna döviz akar / Kalkınan ülkelerde / İşte en önem kâr… Sözcükleriyle dörtlükledim.
Bir başka dörtlüğümde: Turizm Haftası’nda / Kampanya başlatalım / Örnek davranışlarla / Çağrımızı yapalım. Dedim, dedim de esnafımızda turistlere yönelik olumlu davranışlar göremedim! Özellikle Antalya yöresinde bu böyle… Geçmişteki bir yazımda da üzüntülerimi anlattım (*)
Daha çok Rus kökenli turistlerin geldiği tatil ortamı, mutlu günlerde geçti, denebilir. Şunu da belirtmekte yarar var: Dış ülkeden katılanlardın satın aldıkları paket, yerli turistin yarı fiyatına olduğu, edindiğim bilgiler arasında… İlginç değil mi?
Tatlı eylül sıcağını ve güzel bir denizi gerimizde bırakarak ilçeden ayrılırken gözlerimize yansıyan 10-15 Eylül 2018 tarihli 9. Phaselıs Festivali’nin görüntülerinin Kemer caddelerini renklendirdiğini saptadım.
Eğitimci şair uğraştaşımın şiiriyle yazımı güçlendirmek ve noktalamak istiyorum.
Kemer Güzellemesi
Seni tarif eden söz güzelleşir
İçimde çoğalır azın Kemer’im!
Yüzüne baktıkça göz güzelleşir
İnsan mahşeridir yazın Kemer’im!
İrem’i andıran şirin diyarsın
Dağlarını yeşil renge boyarsın
Biricik sermayem, gönlümde yârsın
Aşığı del’eyler nazın Kemer’im!
Doğal güzelliğin dillere destan
Koyların, ruhumu temizler pastan
Tasalı gönülde iz kalmaz yastan
Gönlümü şen eyler hazzın Kemer’im!
Benden selam olsun bahar, yazına!…
Gökteki kuşuna, gölde kazına
Gönlümü açmışım cilve,nazına
Sadıktır kapına tazın Kemer’im!
Dağların geçilmez çamdan, meşeden
Sularına dalan, uçar neşeden
Kâm alır yüreğim cennet köşeden
Gönlümü şen eyler sazın Kemer’im!
Koyların masmavi, berraktır deniz
Gönül defterime suretini çiz!…
Sanma ki silinir bıraktığın iz…
Sularında yüzer kazın Kemer’im!
Gemiler yanaşır yat limanına
Yaslı yürek muhtaç aşk dermanına
En güzel çaresin dert harmanına
Güzeldir kumsalın, bezin Kemer’im!
Akdeniz’in şirin diyarısın sen
Altının yirmi dört ayarısın sen
Can evin direği, tek yârisin sen
Gönlümü yol eyle, gezin Kemer’im!
Kimseyi koyamam senin yerine
Koylarında gönlüm dalar derine
İlaçsın ruhumun her kederine
Başımın tacıdır kızın Kemer’im!
Olympos kentinde tarih gülümser
Maziye götürür bizi her eser…
Ey şehir ne varsa önümüze ser!
Yüreğimi dağlar sızın Kemer’im!
Gedelma Kalesi her dem dik durur
Yorgun saat kadim zamanı vurur
Bey Dağları sende eksilmez gurur!
Rüzgarla yarışsın hızın Kemer’im!
Güneş pek cömerttir kumsallarında
Hakikat gizlidir masallarında
En güzel beldesin emsallarında
Dosta aşikardır gizin Kemer’im!
Püfür püfür eser yellerin senin
Bahçeleri süsler güllerin senin
Şirin sözler söyler dillerin senin
Büyüler gözleri, pozun Kemer’im!
Karanlık dağılır Ayışığı’nda
Hasret düğümlenir kör aşığında
Sevgiyi tadarsın her kaşığında
Yanık bir türküdür sözün Kemer’im!
Renkler harmanlarır Tekirova’da
Ciğer bayram eder temiz havada
Horon teper balık, kızgın tavada
Meleşir koyunun, kuzun Kemer’im!
Toros Dağı seda verir nârâma
Havan, suyun merhem olur yarama
Huzur için başka bir yer arama!..
Katığımdır hasret, hüzün Kemer’im!…
Bir adı Kemer’dir, İdryos bir adı
Faselis kentinin doyumsuz tadı
Gezenler, görenler bulur muradı
Güzeldir yamacın, düzün Kemer’im!
Göynük’te durana bir lokma yeter
Sıla burcu burcu, gözümde tüter
Kemer’e kavuşsam hasretim biter
Hüznü çağrıştırır güzün Kemer’im!
Dolup taşar yazın, ören yerlerin
Gülümser, güneşi gören yerlerin
Masmavi denizin, tören yerlerin Ay’ı
kıskandırır yüzün Kemer’im!
M. Nihat MALKOÇ
*
(*) http://blog.milliyet.com.tr/antalya-da-insanlik-sifirlanmis-/Blog/?BlogNo=541418)
