Ey insan dostun tek, çok sanma… Virüs böyle diyor. O dosttan izin çıkarsa her şey dostun olacak… Şimdi sana döndüm Allahım demenin tam zamanı… Şimdi tevbe zamanı… Virüsle tevbe etmeyenler cehennemle ederler…
Ey insan dostun tek, çok sanma… Mahşer gününde herkes birbirinden kaçacak. Anne çocuğundan kaçacak… Dost tek… Tokatı da var, şefkati de. Yani hem Kahhar hem Rahman… Herkesin birbirinden kaçışının yaşanacığı kıyamet gününü hatırlattı virüs. Yabancı kalmayız o güne… O kıyamet gününe…
Ölün sokakta kalır… Onun şefkati tecelli etmedikçe… Ama sen çocuğunu okuturken mezarımda bir fatiha okur diye okuttun. Evladım bir hiç ben herşeyi senden isterim demedin ama, yardımı benden isteyin, dedi Allah. Yardım tek Allahtan dile bir. Sen fatiha’yı basıl okudun. Sen fatihayı yanlış okudun… Mahrecine dikkat ettin ama manası üzerinde derinleşmedin…
Virüs yaratılanın HİÇLİĞİNİ öğretti bize… Yaratılanın hiçliğini anlamayana vahiy akılsız diyor, cahil diyor… Yaratılandan yardım dilenmezdi diledin… Tıp dünyasından şifa beklenmezdi. İlaçlardan şifa beklenmezdi, bekledin… Al sana antibiyotik, hadi şifa versin şimdi sana. İlaç sektörünün patronu olsan neye yarar… Diyor virüs… Paran olsa neye yarar. Allah’tan izin çıkmadıkça. Fakirden farkın ne… Belki de izin çok ucuz bir şeye verilecek… Ey paça çorbasına verildi sanan… Allah acize güç verirse gücüne hiçbir şey yetişemez… Paraya kıymet veren, basan devlettir. Paranın kağıttan farkı yok maddesi değersiz… Amerika’nın parasına diğer paralar yetişebiliyor mu?.. Değeri maddesinden gelmiyor paraların…
Hayrın ve şerrin kaynağını Allah bil. Senet-sepet, tapu, ruhsat… Işığı güneşten bilme… Derinleş az… O ol dedi oldu herşey… de. O ol demeden, O izin vermeden gayretle başarı mümkün değil… “Cennet onun lütfu… Sevabı nasip eden kim…” de. Dünyamız da cennet olur, O ol derse… Bak virüs çok kişiyi şimdiden imana getirdi bile… O diler de dünya cennet olmaz mı?.. Ürettiğimiz silahlar ne olacak… Cennette silahın işi ne… Belki de elin silaha gitmeyecek…
Adı Gönül Olan Şehrim, Adı Gönül Olan Şehrim Viransın
Sahipsiz bir bahçeydin gönlüm
Otuz yıl kırk yıl
Yunustan ilahiler okuyan dervişe selam
Ah
Asrım eylül gibi, hangi çiçeğe varsam ağlıyor
Camiler bomboş ağlıyor…
Acıyı bilirim kederi bilirim
Adı gönül olan şehrim viran…
Cennetini yitiren adem gibiydin gönlüm…
Baharını yitiren çiçek gibiydin gönlüm
Otuz yıl kırk yıl
Ah
Asrım ne belalar getirdin başıma
Aman susturma minareleri asrım…
Korkulur senden..
Ağlıyor şu gönlüm…
Ne hazin şu gönlüm
Bir de viran şehirler…
Varil bombalarının Suriyede yıktığı…
Atom yemiş şehir gibi gönlüm…
Ah
Adı gönül olan şehrim viran
Yarden ayrılıklar eskitti şu gönlümü
Ah
Ağlatıyorsun beni gönül şehrim
Seni hangi el imar eder
Nerede o ışıklı el gönlüm
Var mı o ışıklı el gönlüm
Yıkar o yarden ayrılık…
Yedi depremle yıkılmış şehir gibisin
O kara tarihten beri
Otuz yıl kırk yıl
Bir imar eden çıkmadı seni
Adı gönül olan şehrim Viransın
Yaralı bir kuştun
Otuz yıl kırk yıl
Yunustan ilahiler okuyan dervişe selam
Otuz yıl kırk yıl o yırtıcı kuş…
Kurtuldun ya gönlüm
Yunustan ilahiler okuyan dervişe selam