Resimlerini duvara yapıyordu ve adına “Duvar süsü” diyordu. Çocukluğundan beri duvar süsüyle uğraşıyordu. Duvar süsünün kenarına sürülen çamur, resme farklı bir hareketlilik katmıştı. Bundan sonra ressam duvarda çamuru da kullandı.
Kara taş duvara, canlılık veriyordu.
Duvardaki, derenin denize dökülmesi, çağlayanı gibi manzaralar, göreni kendisine hayran bırakıyordu. Arada modern resimler yapsa da doğayla ilgili resimleri canlı gibiydi.
Babası ve öğretmeni teşvik eder, yardımcı olurlardı.
Arkadaşları süslü diyorlardı. Adı süslü kalmıştı. Süslü duvar resimlerine de “Süs çiçeği” adını vermişti. Süslüye öğretmeni, dereyi resmettiği duvarın arkasına suyun şelaleden akış sesini resmi izleyenlerin duyacağı şekilde açtı. Resme bakan, suyun sesini de duyduğu için gerçek zannediyordu.
Süslü duvarın dibinde yarım ekmek dönerini ayranıyla yudumlar ve resmine devam ederdi. Duvarı gören inanamazdı. “İşte sanat” diyorlardı. Duvarın engebeleri, taşların çıkıntıları resmin elemanı gibi kullanılırdı. Çıkıntılar aralıklar yanlarına yapıştırılan çamur resme doğallık kazandırıyordu.
Duvar resminin sonuna isminin baş harfini yazdığında ondan mutlusu olamazdı.
Babasının önerisi, evin çevresini saran duvarı yıkıp onun istediği gibi kara taş duvar yaptırmak oldu. Ayrıca kara taşların yüzeyini pürüzlü hâle getirip resim yapmasını sağlamak. Her iki öneri de resim uygulaması için değerli oldu.
Süslü yeni duvarına resimlerini döktürdü. Resimler çekildi. Kara taşlar ise o şekilde sergiye götürülecekti.
Öğretmeni de heykellerin kaidelerini heykelin özelliğine göre resimle önerisi de önemli resimlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Babası kara taş kaide üzerine Atatürk büstünü koydu ve kara taş kaideyi de kurtuluş savaşıyla ilgili resimler yaptı. Savaş sanki canlıydı.
Kara taşın engebeli yapısı sanki resim üç boyut kazanmış gibiydi.
Sokakta kalan bir şahsın çamurdan müdahalesini daha sonra süslü de kullandı. Manzaraya canlılık kattı. Derenin çağlayanın su sesinin arka tarafta duyulması olayı gerçek hâle getirdi.
Süslü, fotoğraf sergisine, kara taşları da getirdi ve okulların sergiyi gezmesi sağlandı. Duvar resminin bu kadar canlı olacağına kimse inanmazdı.
Sergiden sonra kara taş resimler okulun duvarlarını süsledi. Süslünün süsleri okulun süsleri oldu. Bazılarının yanına seslendirme cihazı da kondu ve gerçekmiş hissi verildi.
Doğayı gözler önüne getiren, duvar resimleri ilk defa okulu da süslüyordu. Okul doğayla eşlendi diyorlardı.
Kar yağışı ve ağaçların boyun eğmesi resmi en çok ilgiyi çekti.
Hasan TANRIVERDİ





















