Dört Bir Taraf

Bazı topraklar vatandır. Fakat vatan ve millet adına o topraklara sahip olmak şansızlıktır. Vatanın her bir toprak parçasında yaşayanları, o yöreye ait, yer üstü ve yer altı kaynaklarıyla besleyecek, kalkındıracaksın ve şansız topraklar da olsa.

Toprak üzerinde yaşayan insan, tüm değerlerden payını alacaktır. Fakat şansızlık bu noktadan itibaren başlıyor. Yer üstü ve yer altı kaynaklarını sana bırakmıyorlar ki; petrolünü, altınını ve borunu daha nelerini sömürüyorlar. Sana da ölmeyeceğin kadar bir ulufe atıyorlar. Bunları yapan, çok uluslu emperyalistler. Bu emperyalistler, seni yöneteni de kendi tarafına alıyorlar.

Parayı veren düdüğü çalar misali, milleti dört bir taraftan kıskaç altına alıyorlar. Bugün ülkemizin hangi yöresinde altın arayabiliyoruz. Kaz dağlarında, Fatsa ve Artvin bölgesinde altını biz mi arıyoruz? Milli ve yerli olarak… Oralardan çıkacak altının hepsi bizim mi?

99, 17 Ağustos Marmara depremini suni frekansla yaptıranlar, 11 Eylül’de ABD binalarına uçakları çarptıranlar acaba bugün hangi noktadalar. Yine Türkiye Cumhuriyeti’ne Büyük Ortadoğu Eş Başkanlığını verenler, acaba hangi noktadalar.
“İslam’da israf haramdır.” İslam’ım en büyük ekonomik kuralını çiğnedik, israfı kibir vesilesi yaparak boy gösterdik. Müslüman bir ülkede Müslümanların başı insanlar arasına zırhlı trilyonluk araba ile giriyor. Kimden korkuyor çok merak ediliyor. Böyle bir kibir ve de israf olabilir mi?
Yine İslam’ın haram saydığını topluma kabul ettirmek için bu şekilde hareket ediyorsunuz. Yoksa bazılarınızın dediklerini de söyleyeyim. Şeriatla yönetilmeyen devlette her şey mubahtır. Böyle bir kural varsa bize de söyleyin. Dünyadaki örneğini verin.

Yine yeri geldiğinde ümmetçi olduğunu söylüyorsunuz. Ümmetçi demek, vatan sınırları ve millet kavramı olmayan demek se neden bir devlet içinde bulunuyorsunuz.
Müslüman, yol bu yol giderken, akar suya rastlasa, abdest alsa bile o suyu israf etmeyecek. Nehrin kenarında bile abdest alırken israf etmeyeceksin.

Bildiğim ve bildiğime göre, yaşadığım dini değerleri yanlış birtakım hikâyeler dayatılması. Çünkü bu milletin beynini Feto diye bir meczupla yıkamaya çalıştılar. Günümüzde başka fetöler var. Örnek, bir mahallede İslam’ın mahalle başkanı olur mu?

Peygamberimizin dört halife ve sahabede böyle bir şey var mı?
Dini hikâye hâline getirdiniz. Acaba ılımlı denilen şey bu mu? Suudi Arabistan, ılımlı İslâm’a döndü, niçin bahsetmiyorsunuz?

Dört bir tarafı da sardınız.
Unutmayın, Allah’ın da bir plânı vardır.