Doğruları söylemek, ahlâklı olmanın gereğidir. Toplumun daha iyiye gitmesini isteyen kişilerin de doğruluktan ayrılmaması gerekir.
Doğru neyse onu anlaşılır bir dille açıklayacaksın. Karşına aldığın kişiye, üstten bakmayacaksın. Onun gönlüne taht kurmanın yolu onun gibi görünmekle gerçekleşir. Büyüklük ve kibirli davranmamak gerekir. Onunla simit çay sohbeti yapabileceksin.
Siyasetin dili acı ve de keskin olmasının nedeni budur. Doğruları söylerken sabırlı olacaksın. Çünkü sabır; içindeki kuvvetle olaylara hükmetmek ve onları açmak, onları arkada bırakmak, demektir.
Bu durumda karşındaki kişinin dertleriyle dertlenerek konuşacaksın. Ona değer vereceksin ve sana engel olmasını sabırla aşacaksın. Böylece hedefe ulaşmayı başaracaksın.
Beden ve ruh dilini çok iyi kullanıp engellerin aşılmasında, yardım isteyeceksin. Kendinin değil herkesin değer göreceği olayı ileri süreceksin. Olaylar küçükte olsa heyecanına hâkim olacaksın. Telaşlanıp karşındakini ürkütüp üzmeyeceksin. Sana karşı içinden kartını alır, fark edemezsin.
Yaptıklarını abartmadan, doğal davranmak, büyük kazançlar sağlamana neden olur. Bu kazançları söyleme biçiminde biraz hırs yatabilir.
Doğruları söylerken ön sezili olmalıyız. Gereksiz yerde konuşmak yerine hiç konuşmamak, hırsla hedefe varmak için koşturmaya gerek yoktur. Telaş etmek, heyecana neden olur ve yanlış yapmaya sürükleniriz. Sonra da yanlışın bedelini, zor öderiz.
Sonra söylenmesi gerekeni ilk önce söylemek anlaşılmaz olur. Çünkü karşındaki kişi seni anlayacak kapasitede olmayabilir. O zaman bildiğini anlatmana gerek yoktur. Bu sayede kötülüklerin önüne geçmek için, sabırlı hareket etmelisin.
Sözün gerçek olduğunu kabul edip dinlemelisin.
Hasan TANRIVERDİ























