Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Zehra ULUCAK

Dilim Seni Neyleyim, Dilim Dilim Eyleyim

Zehra ULUCAK Yazar Zehra ULUCAK
28 Mart 2010
Zehra ULUCAK
3
403
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Elinin körü; bir insanın anatomik olarak elinin ulaşamayacağı, kaşınan yerlerini kaşımak için kullandığı; genelde tahtadan yapılmış, dört çentiği olan bir alettir aslında.

‘Sana ne’ demektir, kelimelerin kifayetsiz kaldığı usandırıcı bir durum karşında. Elin yetmediği kör noktayı kaşımak için kullanılan bu alet, sözün bittiği yeri anlatmak için de kullanılır.

Bu deyimin aslı “ehlinin gûru”dur. Gûr, farsça mezar anlamına gelir; burada maksat ölünün mezarına küfür etmektir ama ölünün kelimesi zamanla elinin haline dönüşmüş, kullanım alanı olarak da maksadını şaşırmıştır.

Zıkkımın kökü ile bir arada harika bir kombinasyon oluşturan bu deyimi sarf etmek, genellikle çok soru soran veya yemeğini yememekte ısrar eden çocuklara anneleri tarafından küfür yerine sinirli bir anne yemeği olarak verilir.

Belki hatırlarsınız, 2008 yılında yaptığı bir konuşmada; Türkiye’de vaat edilen her şeyin tamamen oy toplamak maksadıyla olduğunu söyleyen Eski Maliye Bakanı Unakıtan:

“Biz politikacılar çıkarız, Onu da biz yaptık, şunu da biz yaptık… Elinin körü… Her şeyi sen mi yaptın? Değil ama ne yapacaksın? İşte öyle göstereceksin. Neden? Halk onu değil de bizi seçsin… İşte ona rozet takalım, buna rozet takalım falan… Onlar da pusulayı şaşırdı. Yahu eskiden sen böyle değildin, ne oldu? Vallahi değiştim diyor. Neden? Oy… Oy anam oy…” demiştir.

‘Canıma Yetti’ der bir de, dayanak gücü kalmayan, sabredecek takati olmayan biri.

Can nereye koşar? Sabredilemeyene doğru bir koşuş mu anlatılmak istenmiştir yoksa o an ihtiyaç duyulan şeyi yakalama arzusu mu söyletmiştir bu deyimi?

Ama daha çok bıktığında söyler insan… Katlanacak gücü kalmadığında ‘Yetti be Yetti canıma tak etti artık’ der ve canına taklayan her neyse onu bertaraf etmek ister, hatta kendince çözümler bile üretir.

Tıpkı gelen doğalgaz faturası canına doğru koşup taklayınca kendi enerjisini üretme kararı veren Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Elektrik Bölümü öğrencisinin jeneratör yardımıyla rüzgârdan elektrik üretmesi gibi.

Demek ki bazen bazı şeylerin cana yetmesi insanı şevklendiriyor ve yepyeni icatlar yapmaya sevk ediyor hatta doğalgaza bile alternatif ürettiriyor son tahlilde.  (Kaynak: yeniforumuz.biz)

Bazen de insan canına yetilince, aklını kaybetmeye görsün, her şeyi göze alabilir işte o an.

Mesela geçtiğimiz Haziran ayında İran’da yapılan seçimler sonrasında Ahmedinejad’ın zafer ilan etmesinin ardından reformcu aday Musavi’yi destekleyenler baskıcı yönetimin canlarına yetmesi gerekçesiyle sokağa dökülmüş hatta Musavi yanlısı bir kadın üzerindekileri çıkararak yarı çıplak halde protesto gösterisi düzenlemiş ve ahlak polisiyle baya bir mücadele etmek zorunda kalmıştır.

(kaynak: habercumhuriyeti.com)

Tabi sonrasında bu arkadaşın akıbeti ne olmuştur, canına yeten canından çıkmış mıdır bilemeyiz.

Anasını ağlatmak deyimi vardır. Aslında ‘ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar’ sözünden mütevellit olsa gerek; bir kimsenin çok sıkıntı çekip, aşırı üzülmesi halinde en çok annesinin ağlayacak olmasıdır burada anlatılmak istenen.

Mesela bundan seneler evvel gazetecinin biri zamanın Milli Savunma Başkanına terör dolayısıyla hem şehit analarının, aynı zamanda ölen teröristlerin de analarının ağladığını, terör konusunda ne yapacaklarını sorar.

Bakan Mehmet Gölhan’ın verdiği cevap ise hakikaten insanın anasını ağlatacak cinsten acıklıdır(!)

Benim oğlum da Amerika da, benim karım da ağlıyor… Sabretsinler!

Bir de ‘yok devenin nalı’, kibarca ‘yok devenin bale pabucu’  diye, verilen bir şaşkınlık ifadesi vardır güzel Türkçemizde.

Malumunuz deveye nal çakılmadığı için, abartıldığı düşünülen konulara bu sözle karşılık verilir bazen. Hani devede nal olsa daha inandırıcı olur mealinde… Ayrıca bu söz, Anadolu’da ‘yok devenin dekmüğü’ şeklinde de kullanılır.

2006 yılında THY yetkilileri; İngiliz uzmanlarının 1200 arıza tespit ettiği, alıcı şirketin diretmesiyle işlemleri uzayan RJ-100 tipi 11 yolcu uçağının üretici firmaya teslim edilmesini kutlamak için apronda deve kesip fazla mesaiye kalan çalışanlarına motivasyon maksadıyla dağıtmış ve bu hadise bir çok kişiye ‘yok devenin nalı’ dedirtmiştir.

Kusurlu olmasına rağmen üstünlük taslayan kişiye halk için ‘hem kel, hem fodul’ denir. Bizim insanımız merhametli olduğu kadar tahammülsüzdür ve bir insanda tahammül edemediği iki özellik yan yana bulunuyorsa bu yakıştırmayı kullanarak tepki verir.

Fakat DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci hükümeti eleştirirken yaptığı bir konuşmada tahammül edilemeyen özellik sayısını üçe çıkarmış ve

“bu hükümet hem kel, hem fodul, üstelik, üstelik…(durur) hem kel hem fodul üstelik…

eee efendim, şey, (durur) hmm bunu ben daha şey bir not, terim, farklı bir terim

(5-10 saniye durur notlarına bakar uzunca), evet değerli basın mensupları,

bu hükümet hem kel hem fodul, üstelik ebleh!” diyerek olaya son noktayı koymuştur.

Son olarak bahsetmek istediğim ‘kafatasını attırmak’ deyimidir. Sinirden, öfkeden ne yaptığını bilmeden kafatasını söküp atmak isteyen tipleri anlatan bu söz öbeği, beyin kutusu olan kafatasını atarak beyinden kurtulma arzusunu anlatır.

Bu deyimin farklı bir versyonu da ‘tepesi atmak’tır ki, aynen kettle’ın da kaynadığında atıverir böyle tepesi.

Kimilerinin de beyinleri kaynamaya görsün atıverir yerinden çıkmaya hazır tepeleri yahut tasları. Her iki deyimde de anlatılmak istenen insanın kontrol mekanizmalarının, aşırı elektrik yüklenmesi halinde sigortanın atması gibi, atması ve devre dışı kalmasıdır.

Niyeyse bizim insanımız fırsat kollar, bahane arar kendinde fazlalık gördüğü, vücudunun tepesi olan kafatasını attırmak için. Dikkat ederseniz tepesi çabuk atanların çoğunun, vücudun bu parçasına ihtiyaç duymadıklarını fark edersiniz. Zihin fukara olunca, fikir ukala olur çünkü.

Mesela, Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin 59. bölümünde İskender Büyük’ün, yanına abisinin öldürülmesinin hesabını sormaya gelen Cevdet’e verdiği cevap hangi tür durumlarda bu deyimin kullanıldığına gayet güzel bir örnektir.

‘Bana bak Cevat. İster İsrail’e güven ister Amerika’ya isterde Rusya’ya. Benim kafamın tasını attırma, senide o manyak adamlarını da zifte bular paramparça eder asfalt diye İstanbul’un sokaklarına dökerim. Herkes haddini bilecek ulan!’

Bir başka örnek ise İçişlerine bakan ve genelde esefle kınayan Eski Bakan Abdulkadir Aksu’nun, Başbakan Erdoğan’a, “kafamın tasını attırma, alırım 100 milletvekilini, kendi partimi kurar, gerekirse parlamentodan bile ayrılırız” dediği söylentisidir.

Demek ki bu olaydan çıkarmamız gereken kıssadan hisse ise, ‘dokunmayın Şaban’ıma, yoksa Başbakan olsan tanımaz’ olayıdır.

Hasılı kelam, Türkçemizde benzetme yoluyla türetilen bunun gibi onlarca deyim ve söz öbeği vardır. Bu tür deyimler Türkçenin zenginliğini ispatladığı gibi, kullanılamaya lüzum görüldüğüne göre, Türk milletinin asabi, hemen parlayan, sinirlenince gözü bir şey görmeyen ve hakaret etmeye temayülü olan yönünü de gösterir.

Bu sıra dışı makalemi şu sözlerle bitirmek istiyorum…

Saygısızlıkta Israr Edenlere Saygı Göstermek Cömertlik Değil

Saygının Şerefine İhanettir!

Mutlu pazarlar…

Paylaş
Etiketler: anasını ağlatmakapronda deve kesmekbüyük iskendercanına yetmekdevenin bale pabucudevenin nalıelinin körühasan ekincihem kel hem fodul üstelik eblehkafatasını attırmakKırşehir Ahi Evran ÜniversitesiMaliye Bakanı Unakıtanrj-100 tipi uçakTHYzıkkımın kökü
Önceki Yazı

Aile ve Toplum

Sonraki Yazı

Nazar/ Göz Değmesi Yok: Olamaz…

Zehra ULUCAK

Zehra ULUCAK

İlişkili Yazılar

Zehra ULUCAK

All The Curse Of Allah Be Upon Israel

01 Haziran 2010
5k
Zehra ULUCAK

Tüfek İcat Oldu Mertlik Bozuldu

28 Mayıs 2010
5k
Zehra ULUCAK

Dünyanın En Pahalı Benzini Neden Türkiye’de?

24 Mayıs 2010
5k
Zehra ULUCAK

Emeklilik Çanları Baykal İçin Çalıyor

19 Mayıs 2010
5k
Sonraki Yazı

Nazar/ Göz Değmesi Yok: Olamaz...

Yorumlar 3

  1. dr. ahmet fidan says:
    16 yıl önce

    Sevgili Zehra,
    Bu deyimler, terimler ve kavramlar, bir arada şimdiye kadar belki de hiç ele alınmamıştı. Bu açıdan yazın Türk Edebiyatı ve literatürü açısından önemlidir.
    İrdelemelerin için teşekkürler.

  2. Uğur ÖZALTIN says:
    16 yıl önce

    Zehra hanım
    Makaleniz gerçekten sıradışı olmuş fakat çok güzel olmuş. Sizi kutluyorum.

    Deyimlerimiz ile siyasetçilerimizi çok güzel buluşturmuşsunuz

  3. hakan tufaner says:
    16 yıl önce

    Mahmud beyin tavsiye ettiği eklediği link ten ancak bu kadar güzel yazılar çıkar… Hadi birde size ben ekleyeyim…. Ağzınıza sağlık,Elleriniz dert görmesin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap