Meramını anlatabilmek, dili kullanmaya bağlıdır. Kelimeleri bir araya getirir, cümleler kurarsın ve düşündüklerini belirlersin.
Cümleler arasındaki bağlantıyı yazı haline getirip, anlamlı bir dil kullanmış olursun. Dil farklı kelimelerle de olsa, sayfalara sevgiyle aktarılır. Böylece yılların hikâyesini, dilin anlatımına bırakırsın.
Dili hikâyelerle, gözler önüne sermek, geçmişle gelecek arasında bağ kurmaktır. Bu sayede, yeni nesillere dilin sosyal ve kültürel yapısını aktarmış olursun. Dil uyumunda, kelime ve cümleler, yanlışsız yer aldığında, sıkıntıları da gidermiş olur.
Dili geçerli kılmak için, kelimelerin yerini iyi seçmeliyiz. Seçmeliyiz ki, ifadeler anlam bakımından geçerli olabilsin. Bu durumda sarf edilen sözlerin de bir tutarlılığı belirgin hale gelebilsin.
Kelimelerin tanıma uygunluğu, yazı dilinde de önemli yer edinecektir. Burada yanlışsız olmak, beynin hükmetmesiyle gerçekleşir. Kelimeler cümleler halinde mana bütünlüğü yaratırken, beyin tarafından da kabul görmelidir.
Beyin, sözleri, alışkanlığa terk ederse, yanlışlar ortaya çıkar. Bu yanlışlar yaşantıda farklı tenkitlere neden olur.
Kelimelerin, doğru olmayan, yerleri anlatım bozukluğudur. Bu konuyla ilgili, anlatım bozukluğuna, metinlerde rastlamaktayız.
Dilin paylaşımına, uygun seslerle karşılık vermeliyiz. Bu durum, iletişimin iyi kurulması demektir. İletişimin değer kazanması, toplumsal anlayışa bağlıdır.
Konuşma ve yazma diline göre, sayfalara girmek, duygularını açıklamakla değer kazanır. Duyguları açıklamayacaksan, kelimelerin hiçbir özelliği kalmaz. Onun için bir yere tutunmak gerekir.
Cümleler, hikâyede anlam bakımından bütünlük sağlarsa, dilden yararlanılır. Yalnız yazılanlar anlaşılır olmalıdır.
Yazım yanlışı, konunun anlaşılmasına, engel olacaktır.
Hasan TANRIVERDİ























