Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Dikenli Tarlasından Gül Bahçesine (XXV)

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
13 Şubat 2022
Hüseyin ERKAN, Öykü Tefrikaları
0
Dikenli Tarlasından Gül Bahçesine (XXV)
414
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

O GÜZEL GÜNÜN ANISI                                          

Gün gelecek

bugünün de tarihi yazılacak

yaşayan ünlülerden

kimler çöplüğe gidecek dersiniz

kimler saygıyla anılacak?

H.E.

Silivri’deki “Küçük Çiftlik”imizin bahçıvanı İlyas Efendi ve eşi Sebile Hanım’ın dört çocukları vardı. İki kız, iki oğlan…

Hep birlikte göçmüşler, Bulgaristan’dan. 1980’li yılların sonlarında…

Oğlanlar, birkaç yıl kaldıktan sonra, dönmüşler yine, ana-baba yurdu Bulgaristan’a. Büyük kız Ayişe, İstanbul’da; küçük kız Fâtime, Silivri/Kavaklı’da imiş.

Kavaklı, bizim de köyümüz. Bahçemiz, bu köyün yakınında. Yürüyerek 15-20 dakika uzakta.

“Pekiyi, kızınız Fâtime’yi niçin görmedik biz? Neden hiç ziyaretinize gelmiyor?” diye sordum İlyas Efendi’ye bir gün.

“Onlar da bir çiftlikte çalışıyorlar Hüseyin Bey. Çocukları var, nasıl gelsinler?”

“Nerede çalıştıkları Çiftlik?”

“Ortaköy’le Kavaklı civarında…”

“Tamam, onlar gelemiyorsa, biz gidelim. Kızınızı da torunları da özlemediniz mi hiç?”

“Özlemez olur muyuz? Ama ne onlar gelebiliyor, ne biz gidebiliyoruz.”

“Neden söylemedin bana İlyas Efendi? Şimdiye kadar çoktan giderdik. Bu hafta sonu gidelim öyleyse. Ne dersin?”

“Çok iyi olurdu ama…”

“Evet, aması ne?”

“Hafta sonları patronları geliyormuş. Misafir sevmezlermiş. Mümkünse hafta içi bir gün gitsek, diyecektim.”

“Tamam, İlyas Efendi, hafta içi gidelim. Önümüzdeki çarşamba günü, iyi mi?”

“Hem de çok iyi! Sebile de çok sevinecek buna. ‘Torunlar burnumda tütüyor.” deyip duruyordu. Sağ ol Hüseyin Bey, Allah ne muradın varsa versin.”  diye diye sabahtan beri sebzeleri sulayan, bir yandan da yabani otları ayıklayan Sebile Hanım’a doğru gitti sevinçle.

O hafta çarşamba günümü İlyas Efendiler’e ayırıp İstanbul’daki iş yerime gitmedim.

Bir gün önceden:

“Yarın ne zaman hazır olursanız, o zaman gideriz.” deyip birkaç gün önce verdiğim sözü unutmadığımı belirttim; sevgili bahçıvanımıza.

Önde ben ve eşim Güler, arka koltukta İlyas Efendi ve eşi Sebile Hanım olmak üzere Kavaklı’ya doğru çıktık yola. Köye varınca:

“Bakkalın önünde dur Hüseyin” dedi eşim.

O günlerde sadece iki bakkal vardı köyde. Biri gelip gittiğimiz yol üstünde olduğu için ona uğradık hep. O bakkalın önünde durdum yine:

“Hüseyin, sen inme. Benim birkaç dakika işim var, bekle sen.” dedi eşim.

“Hay hay, beklerim. Bana gazete almayı unutma ama.”

“Unutur muyum hiç? O birinci görevim.” deyip girdi bakkala.

Eşim gelinceye kadar sessiz sedasız durmak olmazdı.

“İlyas Efendi! Sen gideceğimiz çiftliği biliyorsun değil mi?” diye sordum.

“Biliyorum Hüseyin Bey. Çok uzak değil zaten.”

“Şuradan girelim, buradan çıkalım; diyerek tarif edersin sen bana yolu. Tamam mı?”

“Tabii Hüseyin Bey…”

“Patronları ne iş yaparmış?”

“Fabrikası varmış, İstanbul’da.”

“Ne fabrikasıymış?”

“Ben de sordum da kızıma, bilmiyor.‘ Pek fazla konuşmaz bizimle patron.’ dedi”

Doğru ya! Patron dediğin öyle olur işte! İşçisiyle, çalışanıyla pek fazla konuşmaz; yüzgöz olmamak için…

Patron emir verir yalnızca, işçi de o emri yerine getirir. O kadar!..

Ben bunları düşünürken, eşim de bakkaldan çıktı; elinde dolu bir poşetle. “Gelme, gelme!” demesine aldırmadan koşup aldım elinden yükünü. Bagaja koyarken, kulağıma eğilip:

“Elimiz boş gitmek, ayıp olurdu elbette.” dedi.

“Haklısın. İyi düşünmüşsün. Doğrusu buydu.”

Geçip oturduk arabaya.

“Sen ilk kez gidiyorsun, kızınızın çalıştığı çiftliğe, değil mi Sebile Hanım?” diye sordu eşim.

“Evet, Güler Hanım, ilk kez gidiyorum ben.”

“Nasıl, memnunlar mı patronlarından?”

“Memnun olmayıp da ne yapacaklar? Hiç değilse kira vermiyorlar. Su, elektrik gibi masrafları da yok. Yiyecekleri sebzelerini de kendileri yetiştirsin. Daha ne?”

“Haklısın! Damat nasıl, damat?”

“İyi, efendi çocuk… Bir kötülüğünü görmedik de duymadık da şimdiye kadar.”

“Buna memnun oldum işte.”

Derken, gerçekten de pek yakın olan çiftliğe varıverdik.

Ben, bizimki gibi, yetişmiş ağacı olmayan, yeni kurulan bir çiftlik göreceğimi sanıyordum. Yanılmışım. Yetişmiş büyük incir ağaçları da vardı, elma, erik ve dut ağaçları da…

Anne ve kız nasıl da sarıldılar birbirlerine, özlemle. Bize de “Hoş geldiniz.” deyip teşekkür ettiler.

Altı-yedi yaşlarında Emine adlı şirin bir kızı ve sekiz-on yaşlarında Mehmet Ali adlı bir oğlu vardı; Fâtime’nin.

Kocası da gerçekten kibar, efendi bir genç adam…

Haziran sonu, ya da temmuz başları olsa gerek… Dut mevsimiydi çünkü. Yıllardan beri ilk kez, yaşlıca bir tut ağacının dallarından kendi ellerimizle kopararak dut yemiştik o gün. Bilen bilir, ne büyük mutluluk olduğunu bunun.

Bizim bahçemizdeki fidanların tümü çocuktu; meyve verecek yaşa gelmemişlerdi henüz.

Baktım ki, gözlerden ırak bir yerde bağlı bir köpek var. Gidip yanına, başını okşayıp sevdim. Nasıl da mutlu oldu!

Telaşla geldiler, Fâtime ve kocası:

“Korkmadan nasıl geldiniz yanına Hüseyin Bey? Bizim ödümüz patladı, ısırır diye. Seslendik ama duymadınız.” dediler.

“Köpekler biz insanlar gibi değildir. Onlar kendilerine kötülük yapmayacak insanları bilir ve asla ısırmazlar.  Siz köpekten değil de benim ona bir kötülük yapacağımdan mı korktunuz yoksa?”

Diyerek rahatlatıp güldürdüm onları.

Birkaç saat birlikte olduktan sonra dönerken, üç bodur incir fidanı hediye ettiler bize.

Eşimin incir reçeli yaptığı, havuzumuzun doğu cephesindeki küçük ama lezzetli mor incirler veren ağaçlar, o günün anısıdır işte!

Paylaş
Etiketler: bahçıvanHüseyin ErkankavaklıKÜÇÜK ÇİFTLİKSilivri
Önceki Yazı

Demeye Dilim Varmıyor Ama…

Sonraki Yazı

Goethe

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Çiftçinin Çocuğu
Doğa-Çevre

Çiftçinin Çocuğu

02 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Goethe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap