Suyun derinliklerinde, anne karnı keyfi yaşayan, mavi ve yeşil tonlarının verdiği arınma ile bedenini hafifleten muhteşem insan “Sualtı temiz, sualtı huzur dolu…” diyor. Suyun 
yüzeyinde kalan her şeyi derinlere indikçe unutan, doğa sever Peter Salvatore ile sualtı tutkusu ve suyun yüzeyine dair keyifli bir söyleşi yaptık. Hayatınızda sıra dışı bir deneyim elde edeceğiniz atmosfer, işte sualtının gizemli dünyası…
Merhaba Peter, ilgimi çeken, ürperdiğim, farklı bir boyut gibi hissettiğim dünyadasın. Seni tanıyalım. Nasıl ve nerede başladın bu gizemli yolculuğa?
– Merhaba, İsmim size kod adı ya da rumuz olarak gelmesin, gerçek ismimdir. 1980 doğumluyum. Üç göbek İstanbul’da doğup büyüyen, su kenarında su ile oynayarak hayatımı beslemiş biriyim. Küçük yaştan beri denizde yüzmek ya da zaman geçirmek bana keyif vermiştir. Çocukluğumda, “deniz dibinde ne var, nasıldır oradaki yüzey şekilleri nasıldır?” diye hep sorar dururdum. Babamın bana ilk aldığı maske ve portakal renkli paletler benim bu dünya ile tanışmama sebep olmuştu. İlkokul son sınıfta Şerif Sofuların, dalış sporu ile ilgili okuduğum sualtı ile ilgili balık görseli ve bilgi dolu kitabını hiç unutamam.
Çocuk gözüyle renkli paletlerinin sihri ve bakış açın
-Ne zaman denize gitsek, portakal renkli paletlerim ve maskem yanımdan ayrılmazdı. Onları takıp saatlerce dibi seyretmek, güneş ışınlarının kırılganlığını gözlemlemek, yosunların içinden çıkan yengeçlerin ve balıkların bir oyana bir bu yana hareketleri beni bu büyülü dünyaya çekmişti.
Bu dünyayı daha yakından tanıyabilmek için eğitimlere başladım ve eğitimler ilerledikçe bu büyülü dünyaya daha çok kapılmaya ve hayatımın sonuna kadar denizden ve keşfetmekten kopamayacağımı anladım ve ona göre hayatımı, bakış açımı şekillendirmeye başladım.
Uzaktan bakıldığında mavi yeşil olan bu dünyadaki dalış amacın ve en büyük idealin nedir?
-Amacım, gayretim toplumu bilinçlendirmek, bilinçli bireyler, denizleri koruyan seven, doğaya saygı duyan insanların ülkemizde çoğalmasını sağlamaktır. Bu noktada gerek sosyal medya ve diğer kaynakları da en efektif şekilde kullanmaya çalışan biriyim. Bu 
yüzden yaptığım her çalışma ve projeyi site altında toplayıp benim gibi bu işi ciddiye alan insanlarla güzel işlere imza atıp geriye güzel eserler bırakabilmek en büyük idealimdir.
Dalış konforu ve dalış güvenliğinin önemini vurgular mısın?
– Hiç dalış eğitimi almadan dalış yapmayınız. Önce eğitim almalısınız, alacağınız eğitim seviyeniz her ne olursa olsun özen gösteriniz. Sağlam temeller üstüne kurulmuş bir yapı, dalış hayatınızı daha üst noktalara taşıyacaktır. Eğitim herkesin alabileceği bir şeydir, ama tecrübe herkeste farklı olarak pekişecek bir durumdur, buda zamanla kazanılabilecek farkındalıkla pekişecek bir durumdur. Kısacası ne kadar çok dalış ve dalış sonrası kendinize öz eleştiri yapabilirseniz o kadar ileriye gidersiniz.
“Bir gün bir dalıştayız…” diye başlayan ilginç bir anı desem
– Bir gün bir dalıştayız ve dalıcı adayının birisi hummalı bir şekilde hazırlanıyor, ama üstündeki negatif enerji bana kadar geliyor. Kendisini de tanımıyorum. Grupları 
kalabalık ve belli ki eğitmenleri grupla çok ilgilenemiyor. Alışılmış bir durum olduğundan fazla insanla bir kişi ilgilenemez. Dalıcı adayı bütün hazırlıkları güneş altında kan ter içinde kalarak yaptı ve suya atladı. Meğer ağırlık kemerini takmamış. Kontrol, sakinlik, plan program dalışta çok önemlidir.
Su yüzeyindeki dostluk ve hayata dair ne söylemek istersin?
– Zaman içinde insanlar, artık evrimin kötü sonucu mu diyelim, yoksa teknolojinin ilerlemesi mi diyelim, dostluk, arkadaşlık vb. kavramların yok olduğunu var olanın da yapaylaştığını görmekteyim. Hayat, doğanın işleyişi ve fizik yasalarına göre işlemekte. Her şeyi, hayata bağlayıp sonrada hayattan hayıflanmak, uzak durmak aslında yaratmış olduğumuz bu yapay dünyanın bize yansıyarak geri dönmesidir.
Deniz canlılarıyla aranızda tarif edilmesi zor bir bağ ve sürüden ayrı giden balık var mı?
–Dünya üzerinde gittiğim her yere dalış amaçlı gittim. Biz dalgıçlar sualtında misafiriz, misafir gibi davranmamız gerektiğini unutmamalıyız. Su altında evrenle, kendisiyle konuşur insan. Rengârenk milyonlarca sualtı canlısı var. Onlara dokunmak, onların 
dünyasına inmek harika bir duygu. Mucizenin içinde olmak olağanüstü. (Hafifi gülümsedi) Dalış boyunca harika poz veren, sürüden ayrı giden balık var tabii ki…
Çok etkileyici bilgiye dayalı sualtı yazılarınız ve videolarınız mevcut, sualtı faunası için ne söylemek istersin?
-Sualtında çekmiş olduğum sualtı canlılığını, görüntülerini ve yurdumuz suları ile dünya sularındaki değişik sualtı faunasını tanıtmaya, göstermeye çalışıyorum. Ülkemizde ve Dünya denizlerinde çekmiş olduğum değişik canlı faunasını onların yaşam şekillerini, onlara saygı duyarak görüntülemeye çalışmaktayım. Unutmayalım ki biz orda misafiriz ve misafirliğe giden biri gibi hareket etmeniz, saygılı olmamız gerekmektedir.
Doğasever birisi olarak projelerinden bahseder misiniz? Sualtını resimleyip sergi açmayı düşünüyor musun?
-Ülkemiz denizlerini daha iyi tanıtabilmek için sık sık dalışlar yapıyor ve bunları görüntülemeye çalışıyorum. Yeni belgesel projelerimi de hayata geçirmeye çalışıyorum.
Yönetmenliğini Yaptığım Yaşayan Marmara – 2017 Belgesel ve 4. Marmaris Kısa Film Festivali, Belgesel Dalı, Yarışma Filmi. . Sualtına meraklıysanız burada yapmış olduğum çekimler ve gelecek olan belgesel projeler de yer alacaktır. Çektiğim fotoğraflar ve videoları arşivliyorum. Evet,sualtı sergisi açmayı düşünüyorum.
Bu güzel söyleşi için çok teşekkürler… Son olarak mavi renk neyi ifade ediyor?
-Ben teşekkür ederim. Gökyüzü ve denizin simge rengidir. Saklı ve sessizdir. Özgürlük, umut, özlem gibi anlamlar yüklenen bir renktir mavi. Hayatımın sonuna kadar içinde kalmak istediğim, sessizliğin, sakinliğin hüküm sürdüğü doğada ve mavide kalmayı unutmayın! Web sitemden bütün çalışmalarımı takip edebilirsiniz. Arzu ederseniz youtube kanalıma abone olup videolarımı takip edebilirsiniz. Aşağıdaki linkten youtube kanalıma ulaşabilirsiniz.
Web Site: http://www.psalvatore.com
Youtube: My Underwater World
Instagram: peter_salvatore / Facebook: Peter Salvatore
