Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mustafa Nevruz SINACI

Demokratlar Kulübü Derneği

Mustafa Nevruz SINACI Yazar Mustafa Nevruz SINACI
30 Ocak 2019
Mustafa Nevruz SINACI
0
403
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

GERÇEK DEMOKRATLAR ve HAKİKİ CUMHURİYETÇİLERE ÇAĞRI, DUYURU VE BİLGİ: “amblemi/logosu AT ve adı DP olan siyasi teşekkülün “Tarihi, Hakiki ve Kadim DEMOKRAT PARTİ” ile hiç bir ilgi, ilinti ve bağlantısı yoktur. DP adı, gerçek mensup ve taraftarlarının rızası hilâfına muvazaalı biçimde kullanılmaktadır.”

Eksik Kalmış Bir Cemiyet,
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi ve  
“CUMHURİYETİ TAÇLANDIRMA VE DEMOKRASİ’Yİ TAMAMLAMA” Projesi

(Genişletilmiş ve güncellenmiş metin)
TANIM: 
10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal ATATÜRK’ün vefatı veya (son zamanlarda pek çok kitap, sağlam kaynak ve makalelerde iddia ve ispat olunduğu üzere) taammüden öldürülmesi; Daha ATA’nın cenazesi soğumadan İsmet İnönü’nün Meclisi muhasara ederek, kendisini, tarihe “karşıdevrim” olarak geçecek bir operasyonla cebren Cumhurbaşkanı seçtirmesi; Hiç şüphe yok ki, genç Cumhuriyet tarihinin ilk organize ihaneti ve onarılması en zor kırılmasıdır.
Alenen Mustafa Kemal ATATÜRK, O’nun İlkeleri ve genç Türk İnkılâbına karşı yapılan bu menfur saldırı, kahir ekseriyeti Atatürk Cumhuriyetçisi ve Atatürk Milliyetçisi olan samimi ve hakiki, gerçek Halk Partililer için büyük hayâl kırıklığı ve kurumsal Halk Partisi kadrolarının affedilmez bir gafleti, dalalet ve handikabıdır.
Özellikle, İsmet İnönü’nün CHP Genel Başkanlığı’na dönüşü ve inanılmaz bir hızla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirip,”Milli Şef” ilân etmesi genç cumhuriyeti kesintiye uğratan en büyük etkenlerden biridir. Böylece, açıktan açığa görülmese bile, içten içe CHP ikiye bölünmüş ve Atatürk döneminde söz konusu bile olmayan ikilik, ayrılık ve gayrilik defakto olarak zuhur eden bir “küskünler”hareketi halini almıştır. Bu saflar ve sınıflar zamanla Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak birbirlerinden ayrılmış; Çok şiddetli geçen 4’lü takrir tartışmaları sonunda beklenen olmuş; CHP’nin kurucularından Celâl Bayar ve Prof. Fuad Köprülü ile başta Adnan Menderes olmak üzere bir kısım Mebusların istifası sonucu 07 Ocak 1946’da Demokrat Parti resmen kurulmuştur.
Demokrat Parti dava, manâ ve misyon bağlamında; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hayal ettiği, özlediği ve Serbest Fırka denemesinde arzulayıp, açıkça tanımladığı anlamda Demokrat; 1923-1938 dönemi (Halk Fırkası+Halk Partisi ve nihayet) Cumhuriyet Halk Partisi, altı ana ilke dahilinde, demokrasiyi de kapsar ve kucaklar biçimde Cumhuriyetçidir. Buna mukabil; İsmet İnönü’nün “karşıdevrimi”nden itibaren nev-zuhur (adeta ani ve yeni bir oluşum tarzında ortaya çıkan CHP) hiç umulmadık ve beklenmedik biçimde totaliter, diktacı ve sultacıdır. Defalarca Altı İlke’nin Anayasa’dan kaldırılmasına teşebbüs edilmiş; CHP Ana Tüzüğünde yer almasının da lüzumu defalarca tartışılmıştır. (Nitekim CHP (İsmet İnönü ve yandaşları) bu emellerini 1961 Anayasası ile gerçekleştirmiş ve; Atatürkçü bir devrim (!) olarak niteledikleri 27 Mayısta, hem Atatürk’ün anayasasını çöpe atmış, hem Cumhuriyeti kesintiye uğratarak, 1961 anayasasına Altı Ok’u koymamışlardır.) Ayrıca, 1938’den itibaren nisbi bir hızla tarihi, Milli, îlmi, sosyal ve kültürel değerle karşı olumsuz tavırlar, siyasetler sergilenmesi, kalkınma ve gelişmenin durması, buna paralel olarak açlık, yokluk, yoksulluk ve kıtlığın başgöstermesi; Halk arasında büyük bir ayrımcılığın başlaması, ulusalcı-milliyetçi, maneviyatçı kesimlerin dışlanması, ötelenmesi ve irdelenmesi büyük sosyal patlamalara, siyasal, sosyal ve toplumsal rahatsızlıklara neden olmuştur.
CHP aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini emperyalizmin kucağına atarak, Atatürk’ün Ulus Devlet yapısına en büyük darbeyi vuran, ülkeyi şuursuzca Amerika’ya teslim eden; “Kutsal özgürlük” ve insanlığın en yüce değeri olan “tam bağımsızlık” yerine batı+Amerika uşaklığını önceleyen bir siyasi afet ve müzmin bir felâkettir. CHP bununla da kalmaz, dünyanın en ileri, evrensel hukuka uygun, medeni ve çağdaş “Atatürk Milliyetçiliği” anlayışını da yozlaştırır. Kendi vatandaşlarını sağcı-solcu, alevi-sünni, şucu-bucu, Kürt-Türk gibi etnik, dinsel, sosyal ve mezhepsel kategorik algılar yaratarak ayrıştırmaya çalışmış; Böylece Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün emanet, vasiyet, ilke ve umdelerine ihanet ederek, Türkiye Cumhuriyetine fayda yerine zarar vermiştir. Dolayısıyla: 11 Kasım 1938’den başlayan bir süreçle bu güne evrilen CHP’nin, başta Atatürk olmak üzere, Atatürk Cumhuriyeti, özgürlük, bağımsızlık ve ulus devletle herhangi bir ilgisi ve alâkası yoktur.
AMAÇ: 
Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılması ile baş gösteren “Cumhuriyetçi, Atatürk Milliyetçisi Demokrat kitleler ile Ceberrut kripto azınlıklar arasında süren” iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel mücadelede, halkın % 97’sine tekabül eden geniş halk kitlelerinin daima temsilcisi Cumhuriyetçi Demokratlar olmuştur.
1923-1938 dönemi Atatürkçü, Cumhuriyetçi kitle ve bu kesimin eğitim ve terbiyesi ile evrilen güncel nesiller ile tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Partililer olarak:, Demokrasi, İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Hukukun özgün değerleri; Ortak Akıl, Uzlaşma Kültürü, Karşılıklı Tolerans, Anlayış ve Hoşgörü medeniyeti ikliminde yetişmiş bütün Demokratlar, Demokrat Partililer ve Cumhuriyetin Kuruluş ayarlarına sahip ve insani değerlere saygılı vatandaşların tekrar bir araya gelmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşu için gerekli ve zorunludur.
Bu ittihat ve tevhidin (birlik ve beraberliğin) başarıyla sağlanması halinde Kasım 1938’de (emperyalist unsurların arzu ve menfur emellerine alet olunmak suretiyle ve kapitalistlerin emrine amade olunarak) kesintiye uğratılan Cumhuriyet sürecinin, tekrar ve bir daha kesintiye uğratılamayacak bir sağlamlıkta sürdürülebilir kılınması mümkün kılınabilir.
HEDEF KİTLE: 
1. 1923-1938 dönemi, başta Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilkeleri ve Türk İnkılabı esasları olmak üzere “Kurucu kadrolar” tarafından teşkil edilen “tam bağımsız-bağlantısız, hür, hâkim ve hükümran “EBED-MÜDDED” Türkiye Cumhuriyeti “ULUS DEVLET” yanlıları ile;
2. Atatürk döneminin Cumhuriyet rejimi, buna bağlı gelişme modeli ile hedefleri, plânlı-programlı kalkınma stratejisi, serbest piyasa ekonomisi ve teşebbüs hürriyeti gibi demokrasi ve cumhuriyetin birlikte temin ve tesisi halinde ikame ve idamesi kabil olan, tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Parti zihniyeti;
3. Türkiye Cumhuriyeti’nin Birlik, Beraberlik ve Bölünmez Bütünlüğüne inanan; Cumhuriyet ve Demokrasi sentezi ile büyük başarılara ulaşılabileceğine ima eden; Akıllı, namuslu, dürüst ve sağduyulu (bilimsel düşünen, akli melekeleri yerinde; Tarihi, milli-İlmî, manevi ve kültürel değerlerimize sahip ve saygılı) vatandaşların, Cumhuriyet, Milliyetçi, Atatürkçü ve Kermalist Yurtseverlerin: “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin bekası için” bir araya gelmeleri veya yaşanan gerçekler anlatılmak, karşı karşıya gelinen “bölünme-parçalanma-dağılma” tehdit ve tehlikesi anlatılmak suretiyle; Vatan, millet, cumhuriyet ve demokrasi için birleşmeleri; Bilinç ve inançla bütünleşmelerinin sağlanması.
UYGULAMA VE EYLEM PROGRAMI: 
Hali hazır, mevcut ve değişen-gelişen şartlar çerçevesinde muhtemel mevzuat, kanun ve kurallar ile evrensel hukuk normları, ulusal Anayasa ve uluslar arası haklar kullanılarak “meşru-saydam ve yasal” siyasi yapılanma. Cumhuriyetçi Demokrat Hareketle başlayıp, Cumhuriyetçi Demokrat Parti adı ile hitam bulacak “hukukun içinde, hukuk ve ahlâkın bütün şartlarına uygun cereyan edecek” bir siyasi mücadele neticesinde:, Eksik kalan cemiyetin tamamlanması, Cumhuriyet ve Demokrasinin “14 Mayıs 1950 Milli Demokrasi Bayramı” misali barıştırılması, buluşturulması “istikrar, adalet ve barışın” ebedi kılınması uğrunda “iş bu proje de öngörülen şartlar, usul ve esaslar dâhilinde” ciddi, ilmi ve samimi bir aşk, inanç-bilinç imanla çalışılması.
SONUÇ: 
11 Kasım 1938’de, Atatürk düşmanı menfur bir karşıdevrimle ilk ve 27 Mayıs 1960’da ikinci kalkışma ile kesintiye uğratılan Cumhuriyet, Atatürk İlkeleri, Anayasası ve Türk İnkılâbının bilgi ve birikimine dayalı usulleri, kuvvetli ve sağlam esasları ile Ulus Devlet geleneğinin:, geçmişle ulanıp-gelecekle bağlanıp-birleştirilerek istikrarla sürdürülmesi uğrunda hareket etmek ve bütün Türk Milletini temsil edecek biçimde faaliyet göstermek.
ÖNERİLER: 
Namuslu, dürüst, onurlu ve sorumlu, fanatik olmayan, hiçbir konuda saplantıları bulunmayan:, Makul, mantıklı, sağduyulu, demokrasi ve uzlaşma kültürü ağırbaşlılığı ve olgunluğuna sahip; Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet, Cumhuriyetin kurucu kadroları, Demokrasi, özgürlük, güvenlik, insan hakları, adalet ahlâkı ve hukuka saygılı; Hayatı boyunca hiçbir yolsuzluk, hırsızlık, namussuzluk ve suiistimale bulaşmamış; Anarşi-terör, tedhiş, ayrımcılık ve bölücülüğe karşı “iyi insan, ilkeli-onurlu ve sorumlu” iyi vatandaşlardan oluşan bir gönüllüler topluluğu ile bu amaçlara ulaşılması. Bu temiz ve nezih kadrolar ile ileri, çağdaş ve güncel, bilim, norm ve standartlar esas alınarak “Cumhuriyetin Kuruluş Ayarları”nın güncellenmesi ve: “Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Milliyetçi, Demokrat” çizgide faaliyet gösterilmesi…
KAYNAK: http://cumhuriyetci-demokratlar.blogspot.com/2018/07/cumhuriyetci-demokratlar-hareketi.html – LÜTFEN BAKINIZ: VEB SİTE >>> GOOGLE: cumhuriyetçi demokratlar hareketi

GERÇEK DEMOKRATLAR ve HAKİKİ CUMHURİYETÇİLERE ÇAĞRI, DUYURU VE BİLGİ: “amblemi/logosu AT ve adı DP olan siyasi teşekkülün “Tarihi, Hakiki ve Kadim DEMOKRAT PARTİ” ile hiç bir ilgi, ilinti ve bağlantısı yoktur. DP adı, gerçek mensup ve taraftarlarının rızası hilâfına muvazaalı biçimde kullanılmaktadır.”

Eksik Kalmış Bir Cemiyet,
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi ve  
“CUMHURİYETİ TAÇLANDIRMA VE DEMOKRASİ’Yİ TAMAMLAMA” Projesi

(Genişletilmiş ve güncellenmiş metin)
TANIM: 
10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal ATATÜRK’ün vefatı veya (son zamanlarda pek çok kitap, sağlam kaynak ve makalelerde iddia ve ispat olunduğu üzere) taammüden öldürülmesi; Daha ATA’nın cenazesi soğumadan İsmet İnönü’nün Meclisi muhasara ederek, kendisini, tarihe “karşıdevrim” olarak geçecek bir operasyonla cebren Cumhurbaşkanı seçtirmesi; Hiç şüphe yok ki, genç Cumhuriyet tarihinin ilk organize ihaneti ve onarılması en zor kırılmasıdır.
Alenen Mustafa Kemal ATATÜRK, O’nun İlkeleri ve genç Türk İnkılâbına karşı yapılan bu menfur saldırı, kahir ekseriyeti Atatürk Cumhuriyetçisi ve Atatürk Milliyetçisi olan samimi ve hakiki, gerçek Halk Partililer için büyük hayâl kırıklığı ve kurumsal Halk Partisi kadrolarının affedilmez bir gafleti, dalalet ve handikabıdır.
Özellikle, İsmet İnönü’nün CHP Genel Başkanlığı’na dönüşü ve inanılmaz bir hızla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirip,”Milli Şef” ilân etmesi genç cumhuriyeti kesintiye uğratan en büyük etkenlerden biridir. Böylece, açıktan açığa görülmese bile, içten içe CHP ikiye bölünmüş ve Atatürk döneminde söz konusu bile olmayan ikilik, ayrılık ve gayrilik defakto olarak zuhur eden bir “küskünler”hareketi halini almıştır. Bu saflar ve sınıflar zamanla Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak birbirlerinden ayrılmış; Çok şiddetli geçen 4’lü takrir tartışmaları sonunda beklenen olmuş; CHP’nin kurucularından Celâl Bayar ve Prof. Fuad Köprülü ile başta Adnan Menderes olmak üzere bir kısım Mebusların istifası sonucu 07 Ocak 1946’da Demokrat Parti resmen kurulmuştur.
Demokrat Parti dava, manâ ve misyon bağlamında; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hayal ettiği, özlediği ve Serbest Fırka denemesinde arzulayıp, açıkça tanımladığı anlamda Demokrat; 1923-1938 dönemi (Halk Fırkası+Halk Partisi ve nihayet) Cumhuriyet Halk Partisi, altı ana ilke dahilinde, demokrasiyi de kapsar ve kucaklar biçimde Cumhuriyetçidir. Buna mukabil; İsmet İnönü’nün “karşıdevrimi”nden itibaren nev-zuhur (adeta ani ve yeni bir oluşum tarzında ortaya çıkan CHP) hiç umulmadık ve beklenmedik biçimde totaliter, diktacı ve sultacıdır. Defalarca Altı İlke’nin Anayasa’dan kaldırılmasına teşebbüs edilmiş; CHP Ana Tüzüğünde yer almasının da lüzumu defalarca tartışılmıştır. (Nitekim CHP (İsmet İnönü ve yandaşları) bu emellerini 1961 Anayasası ile gerçekleştirmiş ve; Atatürkçü bir devrim (!) olarak niteledikleri 27 Mayısta, hem Atatürk’ün anayasasını çöpe atmış, hem Cumhuriyeti kesintiye uğratarak, 1961 anayasasına Altı Ok’u koymamışlardır.) Ayrıca, 1938’den itibaren nisbi bir hızla tarihi, Milli, îlmi, sosyal ve kültürel değerle karşı olumsuz tavırlar, siyasetler sergilenmesi, kalkınma ve gelişmenin durması, buna paralel olarak açlık, yokluk, yoksulluk ve kıtlığın başgöstermesi; Halk arasında büyük bir ayrımcılığın başlaması, ulusalcı-milliyetçi, maneviyatçı kesimlerin dışlanması, ötelenmesi ve irdelenmesi büyük sosyal patlamalara, siyasal, sosyal ve toplumsal rahatsızlıklara neden olmuştur.
CHP aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini emperyalizmin kucağına atarak, Atatürk’ün Ulus Devlet yapısına en büyük darbeyi vuran, ülkeyi şuursuzca Amerika’ya teslim eden; “Kutsal özgürlük” ve insanlığın en yüce değeri olan “tam bağımsızlık” yerine batı+Amerika uşaklığını önceleyen bir siyasi afet ve müzmin bir felâkettir. CHP bununla da kalmaz, dünyanın en ileri, evrensel hukuka uygun, medeni ve çağdaş “Atatürk Milliyetçiliği” anlayışını da yozlaştırır. Kendi vatandaşlarını sağcı-solcu, alevi-sünni, şucu-bucu, Kürt-Türk gibi etnik, dinsel, sosyal ve mezhepsel kategorik algılar yaratarak ayrıştırmaya çalışmış; Böylece Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün emanet, vasiyet, ilke ve umdelerine ihanet ederek, Türkiye Cumhuriyetine fayda yerine zarar vermiştir. Dolayısıyla: 11 Kasım 1938’den başlayan bir süreçle bu güne evrilen CHP’nin, başta Atatürk olmak üzere, Atatürk Cumhuriyeti, özgürlük, bağımsızlık ve ulus devletle herhangi bir ilgisi ve alâkası yoktur.
AMAÇ: 
Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılması ile baş gösteren “Cumhuriyetçi, Atatürk Milliyetçisi Demokrat kitleler ile Ceberrut kripto azınlıklar arasında süren” iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel mücadelede, halkın % 97’sine tekabül eden geniş halk kitlelerinin daima temsilcisi Cumhuriyetçi Demokratlar olmuştur.
1923-1938 dönemi Atatürkçü, Cumhuriyetçi kitle ve bu kesimin eğitim ve terbiyesi ile evrilen güncel nesiller ile tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Partililer olarak:, Demokrasi, İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Hukukun özgün değerleri; Ortak Akıl, Uzlaşma Kültürü, Karşılıklı Tolerans, Anlayış ve Hoşgörü medeniyeti ikliminde yetişmiş bütün Demokratlar, Demokrat Partililer ve Cumhuriyetin Kuruluş ayarlarına sahip ve insani değerlere saygılı vatandaşların tekrar bir araya gelmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşu için gerekli ve zorunludur.
Bu ittihat ve tevhidin (birlik ve beraberliğin) başarıyla sağlanması halinde Kasım 1938’de (emperyalist unsurların arzu ve menfur emellerine alet olunmak suretiyle ve kapitalistlerin emrine amade olunarak) kesintiye uğratılan Cumhuriyet sürecinin, tekrar ve bir daha kesintiye uğratılamayacak bir sağlamlıkta sürdürülebilir kılınması mümkün kılınabilir.
HEDEF KİTLE: 
1. 1923-1938 dönemi, başta Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilkeleri ve Türk İnkılabı esasları olmak üzere “Kurucu kadrolar” tarafından teşkil edilen “tam bağımsız-bağlantısız, hür, hâkim ve hükümran “EBED-MÜDDED” Türkiye Cumhuriyeti “ULUS DEVLET” yanlıları ile;
2. Atatürk döneminin Cumhuriyet rejimi, buna bağlı gelişme modeli ile hedefleri, plânlı-programlı kalkınma stratejisi, serbest piyasa ekonomisi ve teşebbüs hürriyeti gibi demokrasi ve cumhuriyetin birlikte temin ve tesisi halinde ikame ve idamesi kabil olan, tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Parti zihniyeti;
3. Türkiye Cumhuriyeti’nin Birlik, Beraberlik ve Bölünmez Bütünlüğüne inanan; Cumhuriyet ve Demokrasi sentezi ile büyük başarılara ulaşılabileceğine ima eden; Akıllı, namuslu, dürüst ve sağduyulu (bilimsel düşünen, akli melekeleri yerinde; Tarihi, milli-İlmî, manevi ve kültürel değerlerimize sahip ve saygılı) vatandaşların, Cumhuriyet, Milliyetçi, Atatürkçü ve Kermalist Yurtseverlerin: “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin bekası için” bir araya gelmeleri veya yaşanan gerçekler anlatılmak, karşı karşıya gelinen “bölünme-parçalanma-dağılma” tehdit ve tehlikesi anlatılmak suretiyle; Vatan, millet, cumhuriyet ve demokrasi için birleşmeleri; Bilinç ve inançla bütünleşmelerinin sağlanması.
UYGULAMA VE EYLEM PROGRAMI: 
Hali hazır, mevcut ve değişen-gelişen şartlar çerçevesinde muhtemel mevzuat, kanun ve kurallar ile evrensel hukuk normları, ulusal Anayasa ve uluslar arası haklar kullanılarak “meşru-saydam ve yasal” siyasi yapılanma. Cumhuriyetçi Demokrat Hareketle başlayıp, Cumhuriyetçi Demokrat Parti adı ile hitam bulacak “hukukun içinde, hukuk ve ahlâkın bütün şartlarına uygun cereyan edecek” bir siyasi mücadele neticesinde:, Eksik kalan cemiyetin tamamlanması, Cumhuriyet ve Demokrasinin “14 Mayıs 1950 Milli Demokrasi Bayramı” misali barıştırılması, buluşturulması “istikrar, adalet ve barışın” ebedi kılınması uğrunda “iş bu proje de öngörülen şartlar, usul ve esaslar dâhilinde” ciddi, ilmi ve samimi bir aşk, inanç-bilinç imanla çalışılması.
SONUÇ: 
11 Kasım 1938’de, Atatürk düşmanı menfur bir karşıdevrimle ilk ve 27 Mayıs 1960’da ikinci kalkışma ile kesintiye uğratılan Cumhuriyet, Atatürk İlkeleri, Anayasası ve Türk İnkılâbının bilgi ve birikimine dayalı usulleri, kuvvetli ve sağlam esasları ile Ulus Devlet geleneğinin:, geçmişle ulanıp-gelecekle bağlanıp-birleştirilerek istikrarla sürdürülmesi uğrunda hareket etmek ve bütün Türk Milletini temsil edecek biçimde faaliyet göstermek.
ÖNERİLER: 
Namuslu, dürüst, onurlu ve sorumlu, fanatik olmayan, hiçbir konuda saplantıları bulunmayan:, Makul, mantıklı, sağduyulu, demokrasi ve uzlaşma kültürü ağırbaşlılığı ve olgunluğuna sahip; Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet, Cumhuriyetin kurucu kadroları, Demokrasi, özgürlük, güvenlik, insan hakları, adalet ahlâkı ve hukuka saygılı; Hayatı boyunca hiçbir yolsuzluk, hırsızlık, namussuzluk ve suiistimale bulaşmamış; Anarşi-terör, tedhiş, ayrımcılık ve bölücülüğe karşı “iyi insan, ilkeli-onurlu ve sorumlu” iyi vatandaşlardan oluşan bir gönüllüler topluluğu ile bu amaçlara ulaşılması. Bu temiz ve nezih kadrolar ile ileri, çağdaş ve güncel, bilim, norm ve standartlar esas alınarak “Cumhuriyetin Kuruluş Ayarları”nın güncellenmesi ve: “Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Milliyetçi, Demokrat” çizgide faaliyet gösterilmesi…
KAYNAK: http://cumhuriyetci-demokratlar.blogspot.com/2018/07/cumhuriyetci-demokratlar-hareketi.html – LÜTFEN BAKINIZ: VEB SİTE >>> GOOGLE: cumhuriyetçi demokratlar hareketi

GERÇEK DEMOKRATLAR ve HAKİKİ CUMHURİYETÇİLERE ÇAĞRI, DUYURU VE BİLGİ: “amblemi/logosu AT ve adı DP olan siyasi teşekkülün “Tarihi, Hakiki ve Kadim DEMOKRAT PARTİ” ile hiç bir ilgi, ilinti ve bağlantısı yoktur. DP adı, gerçek mensup ve taraftarlarının rızası hilâfına muvazaalı biçimde kullanılmaktadır.”

Eksik Kalmış Bir Cemiyet,
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi ve  
“CUMHURİYETİ TAÇLANDIRMA VE DEMOKRASİ’Yİ TAMAMLAMA” Projesi

(Genişletilmiş ve güncellenmiş metin)
TANIM: 
10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal ATATÜRK’ün vefatı veya (son zamanlarda pek çok kitap, sağlam kaynak ve makalelerde iddia ve ispat olunduğu üzere) taammüden öldürülmesi; Daha ATA’nın cenazesi soğumadan İsmet İnönü’nün Meclisi muhasara ederek, kendisini, tarihe “karşıdevrim” olarak geçecek bir operasyonla cebren Cumhurbaşkanı seçtirmesi; Hiç şüphe yok ki, genç Cumhuriyet tarihinin ilk organize ihaneti ve onarılması en zor kırılmasıdır.
Alenen Mustafa Kemal ATATÜRK, O’nun İlkeleri ve genç Türk İnkılâbına karşı yapılan bu menfur saldırı, kahir ekseriyeti Atatürk Cumhuriyetçisi ve Atatürk Milliyetçisi olan samimi ve hakiki, gerçek Halk Partililer için büyük hayâl kırıklığı ve kurumsal Halk Partisi kadrolarının affedilmez bir gafleti, dalalet ve handikabıdır.
Özellikle, İsmet İnönü’nün CHP Genel Başkanlığı’na dönüşü ve inanılmaz bir hızla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirip,”Milli Şef” ilân etmesi genç cumhuriyeti kesintiye uğratan en büyük etkenlerden biridir. Böylece, açıktan açığa görülmese bile, içten içe CHP ikiye bölünmüş ve Atatürk döneminde söz konusu bile olmayan ikilik, ayrılık ve gayrilik defakto olarak zuhur eden bir “küskünler”hareketi halini almıştır. Bu saflar ve sınıflar zamanla Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak birbirlerinden ayrılmış; Çok şiddetli geçen 4’lü takrir tartışmaları sonunda beklenen olmuş; CHP’nin kurucularından Celâl Bayar ve Prof. Fuad Köprülü ile başta Adnan Menderes olmak üzere bir kısım Mebusların istifası sonucu 07 Ocak 1946’da Demokrat Parti resmen kurulmuştur.
Demokrat Parti dava, manâ ve misyon bağlamında; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hayal ettiği, özlediği ve Serbest Fırka denemesinde arzulayıp, açıkça tanımladığı anlamda Demokrat; 1923-1938 dönemi (Halk Fırkası+Halk Partisi ve nihayet) Cumhuriyet Halk Partisi, altı ana ilke dahilinde, demokrasiyi de kapsar ve kucaklar biçimde Cumhuriyetçidir. Buna mukabil; İsmet İnönü’nün “karşıdevrimi”nden itibaren nev-zuhur (adeta ani ve yeni bir oluşum tarzında ortaya çıkan CHP) hiç umulmadık ve beklenmedik biçimde totaliter, diktacı ve sultacıdır. Defalarca Altı İlke’nin Anayasa’dan kaldırılmasına teşebbüs edilmiş; CHP Ana Tüzüğünde yer almasının da lüzumu defalarca tartışılmıştır. (Nitekim CHP (İsmet İnönü ve yandaşları) bu emellerini 1961 Anayasası ile gerçekleştirmiş ve; Atatürkçü bir devrim (!) olarak niteledikleri 27 Mayısta, hem Atatürk’ün anayasasını çöpe atmış, hem Cumhuriyeti kesintiye uğratarak, 1961 anayasasına Altı Ok’u koymamışlardır.) Ayrıca, 1938’den itibaren nisbi bir hızla tarihi, Milli, îlmi, sosyal ve kültürel değerle karşı olumsuz tavırlar, siyasetler sergilenmesi, kalkınma ve gelişmenin durması, buna paralel olarak açlık, yokluk, yoksulluk ve kıtlığın başgöstermesi; Halk arasında büyük bir ayrımcılığın başlaması, ulusalcı-milliyetçi, maneviyatçı kesimlerin dışlanması, ötelenmesi ve irdelenmesi büyük sosyal patlamalara, siyasal, sosyal ve toplumsal rahatsızlıklara neden olmuştur.
CHP aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini emperyalizmin kucağına atarak, Atatürk’ün Ulus Devlet yapısına en büyük darbeyi vuran, ülkeyi şuursuzca Amerika’ya teslim eden; “Kutsal özgürlük” ve insanlığın en yüce değeri olan “tam bağımsızlık” yerine batı+Amerika uşaklığını önceleyen bir siyasi afet ve müzmin bir felâkettir. CHP bununla da kalmaz, dünyanın en ileri, evrensel hukuka uygun, medeni ve çağdaş “Atatürk Milliyetçiliği” anlayışını da yozlaştırır. Kendi vatandaşlarını sağcı-solcu, alevi-sünni, şucu-bucu, Kürt-Türk gibi etnik, dinsel, sosyal ve mezhepsel kategorik algılar yaratarak ayrıştırmaya çalışmış; Böylece Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün emanet, vasiyet, ilke ve umdelerine ihanet ederek, Türkiye Cumhuriyetine fayda yerine zarar vermiştir. Dolayısıyla: 11 Kasım 1938’den başlayan bir süreçle bu güne evrilen CHP’nin, başta Atatürk olmak üzere, Atatürk Cumhuriyeti, özgürlük, bağımsızlık ve ulus devletle herhangi bir ilgisi ve alâkası yoktur.
AMAÇ: 
Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılması ile baş gösteren “Cumhuriyetçi, Atatürk Milliyetçisi Demokrat kitleler ile Ceberrut kripto azınlıklar arasında süren” iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel mücadelede, halkın % 97’sine tekabül eden geniş halk kitlelerinin daima temsilcisi Cumhuriyetçi Demokratlar olmuştur.
1923-1938 dönemi Atatürkçü, Cumhuriyetçi kitle ve bu kesimin eğitim ve terbiyesi ile evrilen güncel nesiller ile tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Partililer olarak:, Demokrasi, İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Hukukun özgün değerleri; Ortak Akıl, Uzlaşma Kültürü, Karşılıklı Tolerans, Anlayış ve Hoşgörü medeniyeti ikliminde yetişmiş bütün Demokratlar, Demokrat Partililer ve Cumhuriyetin Kuruluş ayarlarına sahip ve insani değerlere saygılı vatandaşların tekrar bir araya gelmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşu için gerekli ve zorunludur.
Bu ittihat ve tevhidin (birlik ve beraberliğin) başarıyla sağlanması halinde Kasım 1938’de (emperyalist unsurların arzu ve menfur emellerine alet olunmak suretiyle ve kapitalistlerin emrine amade olunarak) kesintiye uğratılan Cumhuriyet sürecinin, tekrar ve bir daha kesintiye uğratılamayacak bir sağlamlıkta sürdürülebilir kılınması mümkün kılınabilir.
HEDEF KİTLE: 
1. 1923-1938 dönemi, başta Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilkeleri ve Türk İnkılabı esasları olmak üzere “Kurucu kadrolar” tarafından teşkil edilen “tam bağımsız-bağlantısız, hür, hâkim ve hükümran “EBED-MÜDDED” Türkiye Cumhuriyeti “ULUS DEVLET” yanlıları ile;
2. Atatürk döneminin Cumhuriyet rejimi, buna bağlı gelişme modeli ile hedefleri, plânlı-programlı kalkınma stratejisi, serbest piyasa ekonomisi ve teşebbüs hürriyeti gibi demokrasi ve cumhuriyetin birlikte temin ve tesisi halinde ikame ve idamesi kabil olan, tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Parti zihniyeti;
3. Türkiye Cumhuriyeti’nin Birlik, Beraberlik ve Bölünmez Bütünlüğüne inanan; Cumhuriyet ve Demokrasi sentezi ile büyük başarılara ulaşılabileceğine ima eden; Akıllı, namuslu, dürüst ve sağduyulu (bilimsel düşünen, akli melekeleri yerinde; Tarihi, milli-İlmî, manevi ve kültürel değerlerimize sahip ve saygılı) vatandaşların, Cumhuriyet, Milliyetçi, Atatürkçü ve Kermalist Yurtseverlerin: “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin bekası için” bir araya gelmeleri veya yaşanan gerçekler anlatılmak, karşı karşıya gelinen “bölünme-parçalanma-dağılma” tehdit ve tehlikesi anlatılmak suretiyle; Vatan, millet, cumhuriyet ve demokrasi için birleşmeleri; Bilinç ve inançla bütünleşmelerinin sağlanması.
UYGULAMA VE EYLEM PROGRAMI: 
Hali hazır, mevcut ve değişen-gelişen şartlar çerçevesinde muhtemel mevzuat, kanun ve kurallar ile evrensel hukuk normları, ulusal Anayasa ve uluslar arası haklar kullanılarak “meşru-saydam ve yasal” siyasi yapılanma. Cumhuriyetçi Demokrat Hareketle başlayıp, Cumhuriyetçi Demokrat Parti adı ile hitam bulacak “hukukun içinde, hukuk ve ahlâkın bütün şartlarına uygun cereyan edecek” bir siyasi mücadele neticesinde:, Eksik kalan cemiyetin tamamlanması, Cumhuriyet ve Demokrasinin “14 Mayıs 1950 Milli Demokrasi Bayramı” misali barıştırılması, buluşturulması “istikrar, adalet ve barışın” ebedi kılınması uğrunda “iş bu proje de öngörülen şartlar, usul ve esaslar dâhilinde” ciddi, ilmi ve samimi bir aşk, inanç-bilinç imanla çalışılması.
SONUÇ: 
11 Kasım 1938’de, Atatürk düşmanı menfur bir karşıdevrimle ilk ve 27 Mayıs 1960’da ikinci kalkışma ile kesintiye uğratılan Cumhuriyet, Atatürk İlkeleri, Anayasası ve Türk İnkılâbının bilgi ve birikimine dayalı usulleri, kuvvetli ve sağlam esasları ile Ulus Devlet geleneğinin:, geçmişle ulanıp-gelecekle bağlanıp-birleştirilerek istikrarla sürdürülmesi uğrunda hareket etmek ve bütün Türk Milletini temsil edecek biçimde faaliyet göstermek.
ÖNERİLER: 
Namuslu, dürüst, onurlu ve sorumlu, fanatik olmayan, hiçbir konuda saplantıları bulunmayan:, Makul, mantıklı, sağduyulu, demokrasi ve uzlaşma kültürü ağırbaşlılığı ve olgunluğuna sahip; Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet, Cumhuriyetin kurucu kadroları, Demokrasi, özgürlük, güvenlik, insan hakları, adalet ahlâkı ve hukuka saygılı; Hayatı boyunca hiçbir yolsuzluk, hırsızlık, namussuzluk ve suiistimale bulaşmamış; Anarşi-terör, tedhiş, ayrımcılık ve bölücülüğe karşı “iyi insan, ilkeli-onurlu ve sorumlu” iyi vatandaşlardan oluşan bir gönüllüler topluluğu ile bu amaçlara ulaşılması. Bu temiz ve nezih kadrolar ile ileri, çağdaş ve güncel, bilim, norm ve standartlar esas alınarak “Cumhuriyetin Kuruluş Ayarları”nın güncellenmesi ve: “Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Milliyetçi, Demokrat” çizgide faaliyet gösterilmesi…
KAYNAK: http://cumhuriyetci-demokratlar.blogspot.com/2018/07/cumhuriyetci-demokratlar-hareketi.html – LÜTFEN BAKINIZ: VEB SİTE >>> GOOGLE: cumhuriyetçi demokratlar hareketi

GERÇEK DEMOKRATLAR ve HAKİKİ CUMHURİYETÇİLERE ÇAĞRI, DUYURU VE BİLGİ: “amblemi/logosu AT ve adı DP olan siyasi teşekkülün “Tarihi, Hakiki ve Kadim DEMOKRAT PARTİ” ile hiç bir ilgi, ilinti ve bağlantısı yoktur. DP adı, gerçek mensup ve taraftarlarının rızası hilâfına muvazaalı biçimde kullanılmaktadır.”

Eksik Kalmış Bir Cemiyet,
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi ve  
“CUMHURİYETİ TAÇLANDIRMA VE DEMOKRASİ’Yİ TAMAMLAMA” Projesi

(Genişletilmiş ve güncellenmiş metin)
TANIM: 
10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal ATATÜRK’ün vefatı veya (son zamanlarda pek çok kitap, sağlam kaynak ve makalelerde iddia ve ispat olunduğu üzere) taammüden öldürülmesi; Daha ATA’nın cenazesi soğumadan İsmet İnönü’nün Meclisi muhasara ederek, kendisini, tarihe “karşıdevrim” olarak geçecek bir operasyonla cebren Cumhurbaşkanı seçtirmesi; Hiç şüphe yok ki, genç Cumhuriyet tarihinin ilk organize ihaneti ve onarılması en zor kırılmasıdır.
Alenen Mustafa Kemal ATATÜRK, O’nun İlkeleri ve genç Türk İnkılâbına karşı yapılan bu menfur saldırı, kahir ekseriyeti Atatürk Cumhuriyetçisi ve Atatürk Milliyetçisi olan samimi ve hakiki, gerçek Halk Partililer için büyük hayâl kırıklığı ve kurumsal Halk Partisi kadrolarının affedilmez bir gafleti, dalalet ve handikabıdır.
Özellikle, İsmet İnönü’nün CHP Genel Başkanlığı’na dönüşü ve inanılmaz bir hızla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirip,”Milli Şef” ilân etmesi genç cumhuriyeti kesintiye uğratan en büyük etkenlerden biridir. Böylece, açıktan açığa görülmese bile, içten içe CHP ikiye bölünmüş ve Atatürk döneminde söz konusu bile olmayan ikilik, ayrılık ve gayrilik defakto olarak zuhur eden bir “küskünler”hareketi halini almıştır. Bu saflar ve sınıflar zamanla Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak birbirlerinden ayrılmış; Çok şiddetli geçen 4’lü takrir tartışmaları sonunda beklenen olmuş; CHP’nin kurucularından Celâl Bayar ve Prof. Fuad Köprülü ile başta Adnan Menderes olmak üzere bir kısım Mebusların istifası sonucu 07 Ocak 1946’da Demokrat Parti resmen kurulmuştur.
Demokrat Parti dava, manâ ve misyon bağlamında; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hayal ettiği, özlediği ve Serbest Fırka denemesinde arzulayıp, açıkça tanımladığı anlamda Demokrat; 1923-1938 dönemi (Halk Fırkası+Halk Partisi ve nihayet) Cumhuriyet Halk Partisi, altı ana ilke dahilinde, demokrasiyi de kapsar ve kucaklar biçimde Cumhuriyetçidir. Buna mukabil; İsmet İnönü’nün “karşıdevrimi”nden itibaren nev-zuhur (adeta ani ve yeni bir oluşum tarzında ortaya çıkan CHP) hiç umulmadık ve beklenmedik biçimde totaliter, diktacı ve sultacıdır. Defalarca Altı İlke’nin Anayasa’dan kaldırılmasına teşebbüs edilmiş; CHP Ana Tüzüğünde yer almasının da lüzumu defalarca tartışılmıştır. (Nitekim CHP (İsmet İnönü ve yandaşları) bu emellerini 1961 Anayasası ile gerçekleştirmiş ve; Atatürkçü bir devrim (!) olarak niteledikleri 27 Mayısta, hem Atatürk’ün anayasasını çöpe atmış, hem Cumhuriyeti kesintiye uğratarak, 1961 anayasasına Altı Ok’u koymamışlardır.) Ayrıca, 1938’den itibaren nisbi bir hızla tarihi, Milli, îlmi, sosyal ve kültürel değerle karşı olumsuz tavırlar, siyasetler sergilenmesi, kalkınma ve gelişmenin durması, buna paralel olarak açlık, yokluk, yoksulluk ve kıtlığın başgöstermesi; Halk arasında büyük bir ayrımcılığın başlaması, ulusalcı-milliyetçi, maneviyatçı kesimlerin dışlanması, ötelenmesi ve irdelenmesi büyük sosyal patlamalara, siyasal, sosyal ve toplumsal rahatsızlıklara neden olmuştur.
CHP aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini emperyalizmin kucağına atarak, Atatürk’ün Ulus Devlet yapısına en büyük darbeyi vuran, ülkeyi şuursuzca Amerika’ya teslim eden; “Kutsal özgürlük” ve insanlığın en yüce değeri olan “tam bağımsızlık” yerine batı+Amerika uşaklığını önceleyen bir siyasi afet ve müzmin bir felâkettir. CHP bununla da kalmaz, dünyanın en ileri, evrensel hukuka uygun, medeni ve çağdaş “Atatürk Milliyetçiliği” anlayışını da yozlaştırır. Kendi vatandaşlarını sağcı-solcu, alevi-sünni, şucu-bucu, Kürt-Türk gibi etnik, dinsel, sosyal ve mezhepsel kategorik algılar yaratarak ayrıştırmaya çalışmış; Böylece Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün emanet, vasiyet, ilke ve umdelerine ihanet ederek, Türkiye Cumhuriyetine fayda yerine zarar vermiştir. Dolayısıyla: 11 Kasım 1938’den başlayan bir süreçle bu güne evrilen CHP’nin, başta Atatürk olmak üzere, Atatürk Cumhuriyeti, özgürlük, bağımsızlık ve ulus devletle herhangi bir ilgisi ve alâkası yoktur.
AMAÇ: 
Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılması ile baş gösteren “Cumhuriyetçi, Atatürk Milliyetçisi Demokrat kitleler ile Ceberrut kripto azınlıklar arasında süren” iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel mücadelede, halkın % 97’sine tekabül eden geniş halk kitlelerinin daima temsilcisi Cumhuriyetçi Demokratlar olmuştur.
1923-1938 dönemi Atatürkçü, Cumhuriyetçi kitle ve bu kesimin eğitim ve terbiyesi ile evrilen güncel nesiller ile tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Partililer olarak:, Demokrasi, İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Hukukun özgün değerleri; Ortak Akıl, Uzlaşma Kültürü, Karşılıklı Tolerans, Anlayış ve Hoşgörü medeniyeti ikliminde yetişmiş bütün Demokratlar, Demokrat Partililer ve Cumhuriyetin Kuruluş ayarlarına sahip ve insani değerlere saygılı vatandaşların tekrar bir araya gelmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşu için gerekli ve zorunludur.
Bu ittihat ve tevhidin (birlik ve beraberliğin) başarıyla sağlanması halinde Kasım 1938’de (emperyalist unsurların arzu ve menfur emellerine alet olunmak suretiyle ve kapitalistlerin emrine amade olunarak) kesintiye uğratılan Cumhuriyet sürecinin, tekrar ve bir daha kesintiye uğratılamayacak bir sağlamlıkta sürdürülebilir kılınması mümkün kılınabilir.
HEDEF KİTLE: 
1. 1923-1938 dönemi, başta Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilkeleri ve Türk İnkılabı esasları olmak üzere “Kurucu kadrolar” tarafından teşkil edilen “tam bağımsız-bağlantısız, hür, hâkim ve hükümran “EBED-MÜDDED” Türkiye Cumhuriyeti “ULUS DEVLET” yanlıları ile;
2. Atatürk döneminin Cumhuriyet rejimi, buna bağlı gelişme modeli ile hedefleri, plânlı-programlı kalkınma stratejisi, serbest piyasa ekonomisi ve teşebbüs hürriyeti gibi demokrasi ve cumhuriyetin birlikte temin ve tesisi halinde ikame ve idamesi kabil olan, tarihi ve kadim (gerçek) Demokrat Parti zihniyeti;
3. Türkiye Cumhuriyeti’nin Birlik, Beraberlik ve Bölünmez Bütünlüğüne inanan; Cumhuriyet ve Demokrasi sentezi ile büyük başarılara ulaşılabileceğine ima eden; Akıllı, namuslu, dürüst ve sağduyulu (bilimsel düşünen, akli melekeleri yerinde; Tarihi, milli-İlmî, manevi ve kültürel değerlerimize sahip ve saygılı) vatandaşların, Cumhuriyet, Milliyetçi, Atatürkçü ve Kermalist Yurtseverlerin: “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin bekası için” bir araya gelmeleri veya yaşanan gerçekler anlatılmak, karşı karşıya gelinen “bölünme-parçalanma-dağılma” tehdit ve tehlikesi anlatılmak suretiyle; Vatan, millet, cumhuriyet ve demokrasi için birleşmeleri; Bilinç ve inançla bütünleşmelerinin sağlanması.
UYGULAMA VE EYLEM PROGRAMI: 
Hali hazır, mevcut ve değişen-gelişen şartlar çerçevesinde muhtemel mevzuat, kanun ve kurallar ile evrensel hukuk normları, ulusal Anayasa ve uluslar arası haklar kullanılarak “meşru-saydam ve yasal” siyasi yapılanma. Cumhuriyetçi Demokrat Hareketle başlayıp, Cumhuriyetçi Demokrat Parti adı ile hitam bulacak “hukukun içinde, hukuk ve ahlâkın bütün şartlarına uygun cereyan edecek” bir siyasi mücadele neticesinde:, Eksik kalan cemiyetin tamamlanması, Cumhuriyet ve Demokrasinin “14 Mayıs 1950 Milli Demokrasi Bayramı” misali barıştırılması, buluşturulması “istikrar, adalet ve barışın” ebedi kılınması uğrunda “iş bu proje de öngörülen şartlar, usul ve esaslar dâhilinde” ciddi, ilmi ve samimi bir aşk, inanç-bilinç imanla çalışılması.
SONUÇ: 
11 Kasım 1938’de, Atatürk düşmanı menfur bir karşıdevrimle ilk ve 27 Mayıs 1960’da ikinci kalkışma ile kesintiye uğratılan Cumhuriyet, Atatürk İlkeleri, Anayasası ve Türk İnkılâbının bilgi ve birikimine dayalı usulleri, kuvvetli ve sağlam esasları ile Ulus Devlet geleneğinin:, geçmişle ulanıp-gelecekle bağlanıp-birleştirilerek istikrarla sürdürülmesi uğrunda hareket etmek ve bütün Türk Milletini temsil edecek biçimde faaliyet göstermek.
ÖNERİLER: 
Namuslu, dürüst, onurlu ve sorumlu, fanatik olmayan, hiçbir konuda saplantıları bulunmayan:, Makul, mantıklı, sağduyulu, demokrasi ve uzlaşma kültürü ağırbaşlılığı ve olgunluğuna sahip; Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet, Cumhuriyetin kurucu kadroları, Demokrasi, özgürlük, güvenlik, insan hakları, adalet ahlâkı ve hukuka saygılı; Hayatı boyunca hiçbir yolsuzluk, hırsızlık, namussuzluk ve suiistimale bulaşmamış; Anarşi-terör, tedhiş, ayrımcılık ve bölücülüğe karşı “iyi insan, ilkeli-onurlu ve sorumlu” iyi vatandaşlardan oluşan bir gönüllüler topluluğu ile bu amaçlara ulaşılması. Bu temiz ve nezih kadrolar ile ileri, çağdaş ve güncel, bilim, norm ve standartlar esas alınarak “Cumhuriyetin Kuruluş Ayarları”nın güncellenmesi ve: “Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Milliyetçi, Demokrat” çizgide faaliyet gösterilmesi…
KAYNAK: http://cumhuriyetci-demokratlar.blogspot.com/2018/07/cumhuriyetci-demokratlar-hareketi.html – LÜTFEN BAKINIZ: VEB SİTE >>> GOOGLE: cumhuriyetçi demokratlar hareketi
Paylaş
Etiketler: GERÇEK DEMOKRATLAR ve HAKİKİ CUMHURİYETÇİLERE ÇAĞRI DUYURU VE BİLGİ-Logosu AT-DPl-TarihiHakiki ve Kadim DEMOKRAT PARTİ ile hiç bir ilgiilinti ve bağlantısı yoktur-demokratlar kulübü
Önceki Yazı

Mega Projelerde Ucuz Para Dönemi Bitti

Sonraki Yazı

Devletleri ve Kurumları Borçlandırarak Yönetmek

Mustafa Nevruz SINACI

Mustafa Nevruz SINACI

İlişkili Yazılar

Mustafa Nevruz SINACI

GACETA OFICIAL Venezuella Aldatan Put

01 Mart 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi

26 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Milli Dava “Vatan Kıbrıs” (ve KKTC) Yaşayacak Ve Mutlaka Yaşatılacaktır

25 Ocak 2017
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Vatikan’ın Kürtleri!..

09 Ağustos 2016
5.1k
Sonraki Yazı

Devletleri ve Kurumları Borçlandırarak Yönetmek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap