Çöldeki çadırlar, genelde doğa ile uyumlu yerlere kurulur. Akarsu taşkınlarının yaşanacağı, rüzgâr gibi afetlerin olacağı ortamlarda çadır kurulmaz. Belirli bir ortamda çadır sayısı çok fazla olmaz. Geçici olarak çadırda yaşıyorsan, kendilerine siyasi bir birlik kurmak da doğru olmaz.
Kuru bir toprak, doğa ile sıcak bir ilişki. Aralarında dost bir yaşantı ve doğal prensiplere karşı olmayan bir yaşam biçimi. Vurmak, kırmak veya savaşmak çadır insanlarının düşünmediği konulardır. Bu insanlar, menfaat nedir bilmezler. “Az olsun benim olsun” felsefesine sahip değildirler.
Eskimolar, Avrupalıyla karşılaştıklarında, toprak için yaptıkları kavgayı bir türlü anlamamaktadırlar. Birbirlerini öldürmelerine şaşırmaktadırlar. Bölgelerinde topraklarının buz ile kaplı olmalarından memnundurlar. Toprakları kullanılmasın ararlar.
Çölde insanlar, ava gider avladıkları hayvanı birlikte temizler ve hep beraber yerler. Artan etler yine uygun yere saklanır. Tamamen adil ve insancıl bir bölüşme hâkimdir. Böylece örf ve adetlerini sürdürürler. Diğer kabilelerle iş birliği ve av ile ilgili alışveriş değişimini gerçekleştirirler. Yabani yırtıcılara tuzak kurmak, avlama konusunda beraber hayvanlarının sahasına giderler.
Çadır hayatı iptidai bir hayattır. Fakat yaşayanlar için normaldir. Çünkü daha iyisini bilmezler. Birbirlerine üstünlük kurmazlar. Bildikleri çadır hayatlarının ne azı ne de çoğu diye bir kavramları olmuştur. Hiçbir şekilde güç gösterisinde bulunmazlar. Güç bende diye bir anlayışları yoktur.
Siyasi bir birlik kurmak gibi de düşünceleri hiç olmamıştır. Silah diye zehirli okları vardır. Bu oklar hayvanın vücuduna isabet ettiği zaman, hayvan bayılır ve onu yakalarlar. Oklarına yaptıkları zehri de bitki yapraklarından elde ederler.
Düğünlerinde geleneksel halk danslarını gösterirler. Genelde şaman inancına uygun dansları vardır. Ayrıca önemli günlerde de eğlence düzenlerler. Eğlencelerinde av eti pişirirler. Beslenmeleri av etidir. Yabani meyvelerden yaptıkları suları içerler.
Farklı gruplarla kavga durumuna düşseler, gelenekleri bozulmuş demektir. Avrupalı bizi birbirimize düşürdü diye olayın farkına varırlar.
Birbirlerinden korunmak için, av sahalarını ayırırlar. Bahçenin bölünmesi gibi, bir olayla karşılaşırlar. Küçük klan isimleri alırlar ve hayatlarına devam ederler. Eğer korktukları başka kabileler varsa, onlar için, çadırlarını koruyan bekçiler tayin ederler. Ayrıca başkan seçerler. Başkanlar kabilenin en güçlüsüdür. Toplum başkana tabii olmuştur.
Bu kabilelerde ilk önceleri başkan, din adamları ve büyücüler olmuştur. Bunlar klanının mal varlığını korumakla görevlidir. Korumak, silah gücünü doğurmuştur. Bunun sonucunda savaşlar başlamış ve silah onların vazgeçilmezi durumuna gelmiştir.
Samimiyetsiz insanlar türemiş ve ahlaksızlık almış yürümüştür. Toplumun geleneksel yapısı bozulmuştur.
Çöl çadırları da dünyanın kötü gidişatından nasibini almıştır.