Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nezahat GÖÇMEN

Çıplak Ayaklar ve İnsanım Diyenler

Nezahat GÖÇMEN Yazar Nezahat GÖÇMEN
16 Temmuz 2014
Nezahat GÖÇMEN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Dünya dönüyor görsek de görmesek de

Çocukluk nedir bilir misiniz? Bebeklik ile yetişkinlik arası, uzun yolun yolculuğudur. Ne yaşamlar görecek bir canlıdır. Kolay değil savaş ortasında çocuk olmak.   Suriye’de yaşanan savaşın derin izlerini taşıyanlar. Bu insanlar kendilerini savaşın ortasında buldular. Çoğu en çok sevdiklerini bırakıp gelmişlerdir. Bu küçük kalpler yaşadıkları şehrin çok uzaklarında oyunlarından uzak.

Savaştan kurtarılıp ancak burada dilencilik yaparak geçimini sağlayan, sokaklara şuursuz ve kontrolsüz dağılan Suriyeli insanlar ve çocukları.

İnsanlık yerlerde sürünüyor. İnsanım diyen dilencilerle sokaklar dolmuş durumda. Beton yığınlarında olan çocuklar, hayatın yükünü taşıyacak gibi gözüküyorlar.

imagesCA54HMT7Özellikle Şişli de yol kenarlarında sabah battaniyelerini açıyorlar. Akşam olunca kapatıp gidiyorlar mesai bitiminde.

Sokaklar,  insan olarak bakınca, çocuklar için de vahşice bir durum. Acıma kültürünün geçerli olduğu toplumumuzda dilenmek en basit çözüm. Bütün bu zorluklar dilenmeyi geçerli mi kılar?   Bu insanlara yeri geldiğinde söyleniyoruz. Onlar da hevesli değil buralarda dilenmeye.   Hepimiz insanız hepimizin çocuğu var. Bu insanların temel ihtiyaçlarının giderilmesi en makul yol.

Sokaklarda olmaları bizim çok mu vicdanlı olduğumuzu gösteriyor.  Özel halk otobüsleri bindirmek istemiyor. Elleri yüzleri kir içinde, bunun vicdan neresinde? Aynı anda dilenen onlarca insan. Her gün aynı caddelerde onlarca dilenci. Düşündürücü…

İstanbul kaynıyor. Sayıları gittikçe artıyor. Ailece, öbek öbek.  Ülkenin dört bir yanında sayıları bir milyonu aştı.

Adım başı, her beş –  on metrede elinize ayağınıza dolaşan çocuklar. Üst baş perişan, kız çocukları saçları kir içinde birbirine karışmış olmasına rağmen, uçları boyalı saçlarıyla, ayakları çıplak dolaşıyorlar.  Anneler güzel mi güzel burunları hızmalı, elleri dövmeli, kınalı. Hepsinin yanında en az, üç beş çocuk, yaşları birbirine çok yakın…

imagesBebeklerinin altını hiç çekinmeden onca insanın önünde açarak değiştiren anneler. Değiştirirken ortalığa saçılan mikropları gözümüzle göremiyoruz elbette. Bunun bir de hepimizi ilgilendiren sağlık boyutu var. Sokaklar herkesin istediği gibi kullanacağı alanlar değildir.  O çocukların gözlerindeki ifadelere dayanamıyorsun. Onlar için Suriye mi yoksa buradaki yaşam mı? Perişan durumdalar, dayanamıyoruz, veriyoruz üç beş kuruş.

Hepsinde tasarım aynı. Dilenirken önlerine koydukları kâğıtlarda yazan yazılar bile aynı.

A4 üzerine yazılmış. “Suriyeliyim, Açız” şeklinde yağmurda ıslanmasın, güneşte solmasın düşüncesiyle üzeri kaplanmıştır. Ya da ince bir dosya içerisindedir. Ellerinde solmuş, kirlenmiş pasaportlar. Kış mevsiminde eski battaniyeler,  yaz mevsiminde mukavva kutuların üzerinde yalvaran bakışlar. Bazıları “Suriyeliyim” yazısını yere koyuyor. Yanına da yatıp uyuyor.

Zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Savaş mağduru hangi ülke vatandaşı olursa olsun açtık kapımızı, böyle ortalığa saçmak olmaz. Bu insanlar kamplara yerleştirilip bir bölgede tutularak ihtiyaçları karşılanmalı, çocukların eğitimi sağlanarak psikolojik destek verilerek savaş bitince ülkesine gönderilmeli miydi? Acaba…

imagesCA4ONWY4Dilenciliği ülkemde bir iş gücü olarak görüyorlar.  Üstelik aile boyu dilenciler, genç adamlar da sokaklarda eş ve çocuklarının yanında dileniyor. Bir de insanın aklının almadığı bu insanlar memleketlerinde çalışmıyorlar mıydı? Meslekleri yok muydu?  Terzilik, boyacılık, badanacılık, marangoz,  taşıma işleri gibi. Daha birçok meslek geliyor insanın aklına. Vasıfsız elemanların gerektiği iş alanları da var.

İstanbul’un her yerinde çayır çimen sele serpe yatıyorlar. Arabalar durunca dilenmeye başlıyorlar.

Sokaklarda yürüyemez olduk. Açık havada oturamıyorsun.  Köprü altlarını, metrobüse yakın yerleri, alt geçitleri, köşe başlarını AVM giriş ve çıkışlarını, ana caddeleri mesken tutmuşlar.

Caddede yürürken, düzgün giyimli bir beyefendi, o insanlara bakıp, “Esad akıllı adam vesselam, ülkesindeki yaramaz insanları buraya gönderdi.” dedi ve düşüncesini söylemenin rahatlığıyla yoluna devam etti.

Çaresiz çocuklar duvarlara resim çiziyorlar. Kardeşleriyle  yoldan geçenleri takip ediyorlar. Para vermeyenlerin arkasından homurdanarak bir şeyler söylüyorlar. Çoğu Türkçe bilmiyor. Muhtemelen küfür ediyorlar. Caddeler sokaklar kaynıyor. Kış mevsiminde bizler mantomuza, beremize sarılırken ayaklarında terlikle dolaşan insanlar. Durum can sıkıcı ve üzücü, biliyoruz ki sorumlusu kendileri değil. Kazanç kapısı edinmişler dilenmeyi. Almanya’dan gelen yeğenlerimle gittiğim, Kapalıçarşı kuyumcusunda rastladığım insanlar.  Yine ayaklarında terlik, altın aldıklarına tanık oldum. Nasıl çözeceğimizi bilmediğimiz, artık rahatsız edici boyutlara ulaşan davranışları ile sokakları paylaştığımız bu insanların bu şekilde şuursuz ve kontrolsüz dolaşmaları yormaktadır. Güzel ülkemin güzel insanlarını.

Bunu ırkçılıkla alakası yoktur. İnsan olma adına, medeniyet adına, ülke olma adına düzen gerekir. Kural gerekir. Koskocaman bir hiçin içindeler?  Şehirde yaşamanın kuralları vardır. Toplumsal kurallar, görgü kuralları , trafik kuralları…

Konuştukları cümlelerden sadece Suriyeli olduklarını anlayabilirsiniz. Onun ötesi kirlilik. Hiç mi banyo yapmazlar Hiç mi kişisel bakım yapmazlar. Fosur fosur da sigara içerler.

Bu insanlar ayakta kalmaya, hayata tutunmaya çalışıyorlar. Anlamadığımız bir şeyler var. Bunlar ülkemizde konuk mu? Konuklarsa neden dilenirler? Konuk değillerse bu çocukların bizim çocuklarımız gibi korunmalı kollanmalı. Ülkemde kimsenin karşı çıktığı yok, insanlığa, yardımlara. Ancak durum gittikçe vahimleşiyor. untitledİnsanlar ayaklandı. Bizim kültürümüzde, boş duran ayıplanırdı. Kadın erkek çalışırız. Yaptığımız iş önemli değildir. Yeter ki eve ekmek götürelim telaşıdır yaşadığımız. Bir gün değil, beş gün değil… “Yeter artık” eylemlerine başladılar.

Bu dilencilerin arasında Suriyeli olmayanlar bile var. Eline “ Suriyeliyim” yazısı alarak yollara düşen yüzlerce insan. Nereye kadar?

Çocuklarımız da görmesin sokaklardaki bu insanlık dramını… Dilenmenin olağan bir şey olmadığını anlatabilmeliyiz. İnsan neye uğradığını şaşırıyor. Çocukların savaşlardan kurtarılması için bir şeyler yapılmalı.

UNICEF’in 15 Mart 2014 tarihinde, basında yer alan açıklamasında, Suriye’de 3 yıldır süren savaş nedeniyle evsiz kalan 5,5 milyon çocuğun uluslararası camia için büyük sorumluluk oluşturduğuna, Suriye krizine acilen ve nihai bir çözüm bulunmasının gerekliliğine işaret ederek, evsiz kalan milyonlarca çocuğun sağlık durumlarının iyi olmadığını, psikolojik sıkıntılar yaşadıklarını ve okula gidemediklerini dile getirerek savaşın bir yıl daha devam etmesi durumunda durumun hem Suriye hem de komşu ülkeler için daha kötü olacağına işaret etmişti.”

Bu durumda savaş;  yarınsızlığın en güzel anlatımıdır. Çocuklar için bir hiçliktir.

Dilencilik toplumlarla, ırklarla alakalı değildir. Bunların plansız programsız toplumun arasına atılmalarıdır. Dilencileri eleştirenlere “ırkçı” demekten öteye gidemiyoruz. Bu insanlık dramının oluşmasında rol alanlar sahnenin gerisinde.  Hangi coğrafyada olursa olsun şiddete, savaşa maruz bırakılmış çıplak ayaklı çocuklara kocaman bir özür borcumuz var.

Lanet olsun tüm savaşlara. Savaş ortasındaki tüm çocuklar adına

Ülkemizin sokaklarında oluşan bu dramın son bulması, insan odaklı geniş görüşlülüğün gerçekleşmesi dileğimle.

Paylaş
Etiketler: çıplak ayakçocukdramkazançkomşu ülkelerparksuriye
Önceki Yazı

Münafıklara Kimler İnanır?

Sonraki Yazı

Malatyalı Aşık Zeki Yıldırım’dan: Kalemler Susmaz

Nezahat GÖÇMEN

Nezahat GÖÇMEN

İlişkili Yazılar

Siyah Önlükten Yükselen Hüzün
Anma

Siyah Önlükten Yükselen Hüzün

10 Kasım 2025
5k
Çörek Otu
Doğa-Çevre

Çörek Otu

22 Ocak 2024
5k
Artık Yıl
Genel Eğitim

Artık Yıl

08 Ocak 2024
5k
Siz Hiç Sumak Ağacı Gördünüz mü?
Doğa-Çevre

Siz Hiç Sumak Ağacı Gördünüz mü?

22 Aralık 2023
5.2k
Sonraki Yazı

Malatyalı Aşık Zeki Yıldırım’dan: Kalemler Susmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap