Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Salih ÖZALP

Cinselliğin Çöküşü ve Güven Kompleksi

Mehmet Salih Özalp Yazar Mehmet Salih Özalp
27 Temmuz 2013
Mehmet Salih ÖZALP
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İki insan düşünün; birbirlerini özenle severler. Birbirleri karşısında sevda duygusunu en ileri noktaya götürmüşler, ancak yaşadıkları konum hazindir. Çünkü besledikleri ciddi kuşkular bu sevginin ortaya çıkması için yeteri kadar engeldir. Doğrusu her bireyin hayatının kadınını ve erkeğini bulma arayışı, bizlere insanlığın her konuda arayışını andırıyor. Bu sadece eş arama sorunu olarak ortaya çıkmıyor. Düşünce arayışlarında da ortaya çıkan bir takım engeller, başka bir biçimde ilişkilerde ortaya çıkmaktadır. Hayat arayışında ortaya çıkan engeller her konuda olduğu gibi, burada da güven duygusunda kendisini gösterir. Bazen komplekse bile dönüşebilir niteliktedir.

Ünlü düşünür Descartes’in bir sözünü tekrarlamakta farda vardır: “Düşünüyorum o halde varım”… Aslında bir tek mutlak güven duyulan şey “varlık duygusudur”. Yani varız ve yaşıyoruz. Geride kalan ne varsa kuşku duyulabilirdir. Aslında mutlak güvenin ortaya çıktığı ortam, statikleşen eylemlerdir. Eğer kapalı bir ortamda iseniz ve sizin düşüncenize veya inançlarınıza muhalif bir görüş veya düşünce yok ise orada güveninizi sürdürürsünüz. Hatta bazı inanırlar -ki geneli- kafalarına gelen kuşkuları şöyle geçiştirirler “herkes neden inanıyor?” veya “eğer yanlış olsaydı kimse inanmazdı” diyerek bu sorguları bastırır. Demek ki, güveni kaldıran aksi düşüncelerdir, farklı görüşlerdir. Ne kadar farklılık o kadar kuşku, ne kadar kuşku o kadar kargaşa ve ne kadar tartışma o kadar ilerleme olur. Ama burada insanın kendi cogitosu/benliği üzerinde geliştireceği “iç baskı” bu ilerlemeyi engeller. Baskı neden yapılıyor, bir insanın neden düşüncelerinin sesini bastırır? Çünkü her insan elindekinin gideceğinden korku duyar. Bu “korku” ona herşeyi kabul ettirebilir. Yunanlılar aslı olmayan korkulara ise paranoya demişlerdir ve zamanla bu anlamı kazanmıştır. Eğer konumuza dönersek, kadın-erkek ilişkilerinde ortaya çıkan güvensizlik kompleksi üzerinde aynı yöntemi kurarak bir çok sonuca ulaşabiliriz.

İki insanın birbirini aşırı sevme ve sahiplenme örneğini anlatalım. Bu örnekten yola çıkalım önce… Eğer iki kişi birbirlerine karşı sürekli sadakat/bağlılık geliştirmişlerse, yani aksi {muhalif bir düşünce} ortaya çıkmamışsa; kişiler birbirlerine bağlılık konusunda safiyane bağlılık duygusu geliştirirler. Bu sadakat ve bağlılık zamanla kıskanmaya/sahiplenmeye, oradan ise kayıp-etme duygusuna evrilir. Kayıp etme endişesi paranoyaya dönüşür ve bu kayıp-etme korkusu onların bağlılığına neden olur. Özde korku üzerinde gelişmiştir sevgileri. Ama görünüşte korku değildir, sevginin ta kendisidir. Ama unutuluyor ki, kadın ve erkek, sadece görünüşte; tek seçeneğe mahkümdürler. Ama özde her kadın ve her erkek özgür yaşamayı sever. Gerçek ve saf bir sevgi veya onun masum adı aşkın temelleri paranoyaya değil, karşılıksız bir duygusallığa dayanır. Daha sonra ortaya çıkan mantıksal önermeler ve mantık temelli evlilik veya ilişkiler ise ekonomiye, oradan ise neslin devamını sürdürme ve bir insana sahip olma isteğidir. Bir insana, bir eşe, bir işe, bir sevgiliye sahip olmak “kimlik” duygusu tattırdığı için kişinin yaşama sevincini yükseltir. Bu yüzden kişi kimlik uğruna acı çekmeyi ve ölmeyi kabul edebilmiştir. Ulusal, etnik, dini ve sınıfsal ideolojilerle donanan çoğu insanın aşk hayatlarının sıradan insanlar kadar olmadığı anlaşılıyor. veya ben öyle görüyorum. Çünkü onların bir kimliği, uğruna yaşayabileceği bir seçeneği olduğu için, ona ilişkiler cinsel temelli gelir. Cinselliğe ideolojik bakacağı için, cinselliği biyolojik temelli yaşar ve sevginin limiti iner. Tabi bu bütün istisnaları barındırmıyor.

Hiçbir ideolojisi, dünya görüşü, yaşama sevinci olmayan biri için aş, eş ve iş temelli ilişkiler geliştirmesi daha olasıdır. Kendi bireysel dünyasında bir “küçük dünyam” var etmek isteyeceği için, bütün yaşamı kadını veya erkeği üzerine geliştirir. Bu nedenle de karşı cinste aradığı şey mükemelliktir. Özellikle kadınlık dünyasının {ekonomik yaşamı da barındıran} kaygılı gelişen “esir” duyguları, kendisini daha çok emanet edecek erkeği üzerine kurmuştur dünyasını. Kadnın esir dünyasından haz alarak gelişen vahşi erkeklik dugularının beğenme ve hava atma iç-güdüsel yaşamı -kadınına kendisini lanse etmek üzerinedir. Öyle ki erkeklik dünyasının bu kompleksli dünyası, her kadını cinsel objeye dönüştürecek gözlerle donanmıştır. “Ah şu bütün derdi bir kadını yatağa olmak olan erkeğin” diyor Nietzsche, acaba göreceği her kadında vahşi duygularını sergileme dünyasını mı kuruyor -görece- kendinde. Özünde bu bir zavallılıktır. İnsan ırkının zavallı erkek ile kadın ırklarının cinselliği kutsayıcılığı -onu sarhoş etmiş, önü alınamaz bir tatminsizliğe itmiştir. Umduğunu cinsellikle bulamayannın sonu ne hazin!

“Umulanlar” oysa umulmayan basit bir özdür. O öz bütün varlığı kuşatıcı olan Yaratıcı İradenin ta kendisidir de kimliklerde aranıyor -ki bu da esas konudur. Ki bunu her fırsatta anlatma dilenciğine soyunma ihtiyacına gerek yoktur. Gözler, eller, ayaklar, cinsel figürler, neslin devamı olan tanrıcıklar {eski kavimlerin bazıları cinsel organlara tanrı derlerdi}; her biri soyun kutsanmasına dayalı ve yükselen liberal ve kapitalist dünyanın yok edip kül ettiği sonuçsuz arayışlardır. Yaşandıkça basitleşen cinselliğin -besin kaynağı- liberal dünyanın reklam aracılığıyla pompaladığı sektörler, cinselliğin zirve yaptığı ve cinselliğin basitlşerek biyolojik bir birleşime dönüştüğü Nihilist çağımızda aranan kusursuz ilişkilerin boşuna kürek sallamak olduğu ortada iken; yeniden ve tekrar yeniden bu alevi yükseltmenin beyhude olduğu ortadadır. Tümü tüm “Çekirdek Aile” inşası üzerine kurulan resmi evlilik törenlerinin sevgi temelli gelişmediği inkar edilemez bir gerçektir. Belki de Yüce Mazdek’in yüzlerce yıl önce vaaz ettiği “Gönül İlişkileri” temelli özgür ilişkilerin uygulanmamasının sorununun sonuçlarıyla karşı karşıyayız da fark bile etmeyiz.

Toparlarsak! Üzülmeyin, gevşemeyin. Üşüşüp ağlamayın. Yaratıcı Gücün en derin istekleri, Yüce Mazdek’in elleri hepimizin üzerindedir.

Amon-Ra

Mazdek.Com

Paylaş
Etiketler: Cinselliğin Çöküşücinsellik
Önceki Yazı

Hastalara Artık İlaç Yerine Sebze-Meyve Yazılıyor

Sonraki Yazı

Büyükçekmece’de Alanlar ve Belediye Hizmet Binası Gerçekleri

Mehmet Salih Özalp

Mehmet Salih Özalp

İlişkili Yazılar

Hristiyanlığın Kurucusu: Saint Paul/Pavlus (Tarsuslu Saul)
Din ve Ahlak

Hristiyanlığın Kurucusu: Saint Paul/Pavlus (Tarsuslu Saul)

30 Aralık 2023
5.1k
Çocuk Gelişimi

Çağdaş Dünyanın “Çocuk Tanımı” ve “Çıkmazları”

21 Temmuz 2022
5k
Edebiyat & Sanat

Temel Alfabeler

21 Haziran 2022
5k
Mehmet Salih ÖZALP

Türk Tarihi Üzerine Notlar

16 Haziran 2022
5k
Sonraki Yazı

Büyükçekmece'de Alanlar ve Belediye Hizmet Binası Gerçekleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap