Her geçen gün; ülkemizin sıkıntıları daha da ağırlaşmaktadır. Gece gündüz vatan için çalışan ve terörle mücadele eden evlatlarımıza dua ediyoruz. Her haber saatinde televizyonu, “inşallah şehit ve yaralımız yoktur” diye açıyoruz.
Ne yazık ki; her gün kayıplarımızın, toprağa verdiğimiz evlatlarımızın, sayısı artıyor.
1- Haziran 2015 ile Ağustos 2016 arasındaki şehit sayımız 1.219’a ulaştı. Kaldı ki, bu tespitten sonra da, yeni şehitler verdik. Yaralı sayısını ise tespit edemez hale geldik.
2- İçte ve dışta; Türkiye düşmanları, tam bir ittifak içine girdiler. Mesela; tüm terörist örgütler, “Birleşik Devrim Harekatı” ismiyle bir araya toplandılar.
- a) Siyonist-Evanjelist ittifakının durumu ise zaten açık. İsrail’in çıkarları adına; ABD-AB-Yunanistan, vb. her türlü melaneti sürdürüyorlar. Ülkemizi bölmek, iç savaş çıkarmak, korku ve yılgınlık salmak, istiyorlar.
- b) Türk düşmanı, Ermeni tasarılarının en önde gelen takipçisi, Anglo-Siyonist (Eşi Yahudidir) Biden, bize masal anlatıyor. Saf zannediyor. (Diğer taraftan da, terör örgütüne destekleri, bizi engelleme ve tehditleri devam ediyor.) Suriye harekatı engelleniyor. Seçilmiş değil de atanmış olarak, o makama gelmiş Obama’yı, zaten sallayan yok. Herkes, ayrı telden çalıyor.
3- Bu tablo çevresinde, çıkış yolu, kendimizden geçmektedir. Kimseye güvenmeyecek, yardım beklemeyeceğiz. Hep birlikte vatana sahip çıkacağız;
- a) Her şeyden önce iktidarı ve muhalefeti ile üslup konusunda dikkatli olacağız. Sabırlı-saygılı-hoşgörülü-suçlamayan-dışlamayan-küçümsemeyen bir tavrı benimseyeceğiz. Daima ortak noktalar arayacağız.
- b) Eğitime-yüksek teknolojiye-Ar-Ge’ye öncelik ve ağırlık vereceğiz. Zira; halkımız, ne Dinini bilmektedir, ne Dünyasını. Tam anlamı ile okumayan, araştırmayan, aklını kullanmayan, analiz etmeyen, hayal kurmayan, kulaktan duydukları ile yetinen-en saçma şeylere bile inanan-bir seviyeye inmiştir.
- c) Diyanet İşleri, asli görevine dönmeli, siyasetten uzaklaşmalıdır. Halka temel dini bilgiler öğretilmelidir. Radikal İslam-Selefilik-Cihad-Hoşgörü kavramları, en geniş biçimde açığa kavuşturulmalıdır. Din istismarlarının önü kesilmelidir. Kula kul olunamayacağı-Kur’an-ı Kerim’de 700 defa “aklınızı kullanın” emrinin olduğu-İslam’ın ne kadar hoşgörülü olduğu/Sevgili Peygamberimizin (SAV) davranışları/Medine Anayasası/Emaneti ehline veriniz talimatı/Bilime ne kadar büyük önem verildiği/Dış mihrakların cemaatlere nasıl sızdığı/Dünyevi hırsı olan tiplerin lider olarak kabul edilmemesinin gerektiği/Cenab-ı Hak ile aramıza kimsenin giremeyeceği/bizim Peygamberimiz (SAV) dışında şefaatçiye ihtiyacımızın olmadığı (elbette mezhep imamlarımız ve gerçek din alimlerinin, Dinimizi öğrenmekteki rolleri çok önemlidir), anlatılmalıdır.
- d) CIA, MOSSAD, Alman ve İngiliz istihbarat teşkilatlarının İslamiyeti dejenere etmekteki rolleri büyüktür. IŞİD-El Kaide vb. tüm örgütlerin patronu onlardır. Bağdat; MOSSAD ve CIA’nın emrindeki “KESNİZANI Tarikatı” sayesinde, ABD’ye altın tepsi üzerinde sunulmuştur. (Bu tarikat, Körfez savaşından sonra, Saddam’ın etrafını, örümcek ağı gibi sarmıştır. Genel Kurmay Başkanı-Hava Kuv. Kom.-Gnl. İstihbarat Bşk.-Karısı Sacide-Kardeşleri Vadam ve Barzan-oğlu Aday-İzzet El Duri-vs. hep bu tarikatın müridi idi. Ve 10 Nisan 2003’te, Bağdat, tek kurşun atılmadan teslim edildi.) (Tarikat şeyhinin kitabı, aslında Kabala’yı anlatıyordu. Dersleri de, hahamlıktan dönmüş (???) hocalar veriyordu.) (Aynı durum Vehhabilik için de geçerlidir.)
- e) Dindar olduğunu iddia edenler, dinlerini iyi öğrenmelidir. Kendini kullandırtmamalıdır. Gerçek Müslüman; basiret-feraset-nezaket ve ilim sahibidir. Harama bulaşmaz. Merhametli, edepli, tok gözlü ve mütevazıdır. Teröre bulaşmaz ve destek vermez. Kula kul olmaz. Kendisi gibi düşünmeyenleri dışlamaz, hele hele hiç “tekfir” etmez (küfre girmekle suçlamaz). Dinini Dünya çıkarları ile değişmez. Demokrasi-fikir, inanç, ifade ve teşebbüs hürriyetlerine sahip çıkar. Dogmalardan, taassuptan kaçar.
Lütfen aklımızı başımıza alalım. Bölünmeyelim. Şekilcilikten kurtulalım.
