Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Öykü Tefrikaları

Ciğerdeldi (I)

Şükran UÇKAÇ YARGI Yazar Şükran UÇKAÇ YARGI
03 Haziran 2025
Öykü Tefrikaları, Şükran UÇKAÇ YARGI
0
Dolar Zikri
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Küçük kızın en sevdiği şey, annesinin ceviz konsolunun çekmecelerini karıştırmak ve ordaki dünyayı keşfetmekti.

Dört çekmeceliydi, üzerinde de kocaman ceviz çerçeveli bir ayna vardı bu konsolun.

Küçük kız yastıklara ya da açılır kapanır ceviz iskemleye basmazsa göremiyordu aynada kendisini.

Koskocaman bir dünyaydı ceviz konsol küçük kız için. Gelelim ceviz konsolun çekmecelerinin içindeki dünyaya.

Alttaki çekmecelerde giysi ve havlular olurdu hep mis gibi sabun kokan. En üst bölüm iki ayrı çekmecen oluşuyordu. Neler neler yoktu bu kilitli çekmecelerdeki kutularda.

Pembe kapaklı bir kutuda eğri büğrü bir takım bitkiler vardı. Merakla sorardı küçük kız annesine:
-Bunlar ne anne?
-Onlar mı? Baharat onlar.
-Şunun adı ne?
– Bak bu çubuk olan tarçın, şu Hindistan cevizi muskat, şunlar karanfil, bunlar karabiber, şu da yedi türlü bahar bu da haşhaş.
Küçük kız hepsini tek tek inceler, koklar bazen de azıcık ağzına alıp tadına bakardı baharatların.

Kokuları çok hoşuna giderdi, ne işe yaradıklarını merak ederdi.
Yusuf Dedesinin hacıdan getirdiği üzeri işli bir gümüş su bardağı vardı, hastalanınca annesi onunla su içirirdi.

Metal yuvarlak, üst kapağı kaydırılınca iki delik açılan bir kutunun içinde de pamuğun bandırıldığı o çok fantastik ve değişik kokulu hacı yağı kokusu.

Tabi en önemlisi de gözünün birini kapatıp diğer gözünle merceğinden bakarken altına basınca içindeki Kabe, Hacerül Esved, Mekke, Medine resimlerinin değişerek geçtiği küçük yeşil kutucuk, küçük kız buna günlerce defalarca bakar, sevdiği birisi gelince de çıkarır bakıtırdı.

Beyaz dantel gibi oygulu bir başka kutuda Nasiphan Halasının İstanbul’dan annesine getirdiği çok güzel kokan yüze sürülünce de insanın yüzünü süt rengi mermer gibi bembeyaz yapan bir kutu krem vardı. Küçük kız bu kremi yüzüne sürmeyi çok seviyordu çünkü kızın yüzündeki çilleri yok ediyordu sürünce bu krem. Ama annesi her zaman sürmesine izin vermiyordu yüzüne bu kremi:
-Bitirirsin sonra ha bu kremden burada yok, büyüyünce sürersin bu büyükler için, öteki çekmecede Havillant kremi var onu sür yüzüne, diyordu ama küçük kız Havillant kremin kokusunu hiç sevmiyordu.
Arkadaşları onu:
-Çilli çilli, diye kızdırdıklarında beyazlatan kremden kocaman bir kutu kremi olmasını isterdi hep devamlı sürünmek bütün çillerini kapatmak için küçük kız.

Hem öyle güzel kokuyordu ki krem ama küçük kız da kremin bitmesinden çok kokuyordu, çoğu günler koklayıp bırakıyordu. Bazen dayısının kızı gelince de annesinin kıpkırmızı gelinlik rujunu sürüyorlardı konsolun çekmecesindeki beyaz kutudan çıkarıp. İkisi de dudaklarını kıpkırmızı boyuyorlar evcilik, misafircilik oynuyorlar sonra oyunları bitince siliyorlardı dudaklarını ama çıkmıyordu ruj yeterince, her seferinde de annesinden azar işitiyorlardı. Annesi onlara:
-Karıştırmayın konsolun çekmecesini, kapatın kilitleyin, bırakın onları büyüyünce sürersiniz diyordu.

Ama küçük kız ve yeğeni ilk fırsatta yine yapıyorlardı bu çok sevdikleri işi. Küçük kız yeğeninin evine gidince de onun annesinin, mutfaktaki yeşil boyalı tel dolabın üst çekmecesindeki pespembe gelinlik rujunu sürüveriyorlardı dudaklarına.

Yine uyarılıyorlar, yine sürmedik diyorlardı, ısrarla pespembe dudaklarını büzerek.

Sonra annesinin kenarları taşlarla süslü taraklı tokaları vardı, küçük kız bunlarla saçlarını topuz yapmayı ve toplamayı çok severdi, büyüyünce bile kullandı bu taraklı tokaları.

Başka bir kutuda önce kitap sandığı küçük bir Kur’anı kerim vardı, kenarları yeşil tığ işi ile işlenmiş çanta şekli verilmiş pembe bir kılıfın içinde.

Annesi onu çıkardıklarında üç kez öper ve alnına götürür:
-Sakın yere düşürme Kardeşin doğarsa salıncağının başına takacağız, derdi.

Küçük kız kardeşinin doğmasını ve yaşamasını o kadar istiyordu ki. Hiç kardeşi yoktu, mahallede onun adı Bitekdi. Herkes özellikle Esme Nene:
-Bitek kız o onu dövmeyin, diye avaz avaz bağırırdı. Komşu kadınlar da hemen küçük kıza takılan çocukları paylardı…

Kimse teline dokunmazdı pek dövmezdi kimse. Bir keresinde Çorum’a halasına gittiklerinde halasının komşusunun patlak patlak gözlü kızı Yıldız onu adamakıllı dövmüş, annesinin özenle tarayıp iki örgü örüp yaldızlı kelebekli tokalar taktığı saçlarını yolum yolu yolmuş bi güzel dövmüştü. Küçük kız akşama kadar ağlamış:
– Eve gidekkk, benim Bitek olduğumu kimse bilmiyor burda, beni dövüyorlar, diye tutturmuş, ağlayıp durmuş doktora diş tedavisi için gelen annesini bunaltmıştı.

Halası ve eniştesi çok gülmüştü küçük kızın bu sözlerine. Onlar da adı yerine Bitek demeye başladılar küçük kıza.

Konsulun gözünde başka neler yoktu ki saymakla bitsin.Bir de kalınca bir ipe dizilmiş; renk renk boncuklar, kurşun, iğde dalı, yılanbaşı, sümüklüböcek kabukları olan ilginç bir boncuk dizgesi vardı.

Annesi o dizge boncuklar için de:
-Kardeşinin beşiğine takacağız diyordu. Küçük kız hamaylı da denen o küçük Kur’anı Kerime ve boncuk dizgesine gözü gibi bakardı kutsayarak.

Bazen geceleri uyandığında da dua ederdi, şimdi doğacak olan kardeşi yaşasın ölmesin diye.

Nedendir bilinmez o zamanlar hemen hemen her yıl bir kardeşi doğuyor, birkaç ay yaşıyor sonra ölüyordu. Küçük kız buna çok üzülüyor, kimselere de anlatamıyordu bu üzüntüsünü.

Kendince bir çıkar yol, bir çare bulmuştu bu gizli üzüntüsüne. Evlerinin merdivenin en yüksek yerinden yirmi kez atlarsa kardeşinin yaşayacağına inanır ve atlar her seferinde de ya ayağını burkup acıtır ya da dizini kanatırdı bahçedeki kaldırımın sivri taşlarına düşüp.

Ama bunu doğacak kardeşinin yaşaması için yaptığını kimselere söylemezdi. Başka neler yoktu ki bu ceviz konsolun kitli üst kat çekmecesinde.

Sarı sarı toprak parçaları vardı mesela kurumuş, zaman zaman annesi o toprak parçalarını dişiyle kemirir yerdi. Küçük kız buna çok kızar annesi ölecek diye korkar o görmeden atardı bu kuru kil çamur parçalarını ama kadın yine bulur buluşturur ve yerdi bu toprakları.

Annesinin bunları yememesi içinde dua ederdi küçük kız. Çünkü annesi ölür diye çok korkardı, doğumlarda ve sonrasında hastalanırdı kızın annesi bazen de:
-Düşük yaptı, derlerdi ne demekse. Düşük yaptığında daha çok hasta olurdu anne, hastanede yatardı Çorum’da.

O zaman çok sevdiği okulundan ağlayarak kaçar gelirdi küçük kız defter, kitap ve çantasını bırakıp, kızın ödü kopar annesinin yanından hiç ayrılmazdı, iyileşene kadar.

 

ŞÜKRAN UÇKAÇ YARGI Sazsızozan
03.12.2018 ANKARA

 

Paylaş
Etiketler: aynaceviz konsolhaşhaşhindistan cevizikarabiberkaranfilmuskat
Önceki Yazı

Kötü Evimiz

Sonraki Yazı

Yol Kavşağı

Şükran UÇKAÇ YARGI

Şükran UÇKAÇ YARGI

İlişkili Yazılar

Bebeğim
Edebiyat

Bebeğim

06 Aralık 2025
5k
Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Yörüklerin Harika Öğütleri
Eğitim & Kültür

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Yol Kavşağı

Yol Kavşağı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap