Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ülkü TAŞLIOVA

Çermiğin Deresi

Ülkü TAŞLIOVA Yazar Ülkü TAŞLIOVA
06 Mayıs 2016
Ülkü TAŞLIOVA
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

O zamanlar köyümüzdeki birkaç radyodan biri de bizdeydi. Zamanın aklı ahşap gövdesinde saklı olan büyük radyonun düğmeleri de fildişindendi. Bütün haşmetiyle konuk odasının başköşesinde dururdu. Üstelik öyle herkes istediği zaman açıp kapatamazdı.

Sabahları TRT radyosunun ding dang sesiyle başlayan yayını, önce kısa haberler ardından da türkülerle devam ederdi. Ajans dinlendikten sonra radyonun fildişi düğmesi tık diye kapatılırdı. Ardından herkes işine koyulurdu. Asumanın mihrabından inen güneş, yerini siyah tül gibi yeryüzünü saran akşama bıraktığı vakitte ailece sofraya otururduk. Nasır tutmuş ellerin uzandığı ekmeğe radyodan gelen yayınlar eşlik ederdi.

Kıbrıs çıkarmasının yapıldığı yaz, on bir yaşındaydım. Yeşeren çayırların biçin zamanı gelmesine rağmen herkeste hüzün ve endişe vardı. Oysa çayır bicini bizim oralarda sevinç ve mutluluk içinde yapılırdı. Irgatların sıraya dizilerek salladıkları tırpan sesine türküleri eşlik ederdi. Ama o yaz suskundu herkes.

İkindi vaktinde çayırlardan dönenler, ajans saatine yetişmek için alelacele ellerini yüzlerini yıkar bize gelirlerdi. Birkaç demlikte demlediğimiz çayları gelenlere ikram ederdik. Ben de babamın yanına oturur, konuşulanları dinlerdim. Çayın odaya yayılan kokusu hoşuma giderdi. Gözlerini radyoya dikmiş amcaların, kıtlama şekerle çaylarını höpürdeterek içmeleri bugün gibi aklımda.

O yaz evimizde dinlenen ajansların bazen insanları ağlattığına bazen heyecanlandırıp şahlandırdığına şahit olmuştum. Konuşulanları ve yayınlanan haberleri ben de takip eder olmuştum. Hele de lüks lamba altında şehitlerin adı okununca gözyaşlarını saklayanları görünce o çocuk aklımla içim yanardı. Çıkar bir kuytuda ben de ağlardım.

Sanki köyümüzün üstüne yas elenmişti. Kimse gülmüyordu. Kimse düğün sünnet yapmıyordu. Hatta radyodan müzik bile dinlemiyorduk. “Askerlerimiz savaşırken gülüp eğlenmek olmaz.” diyorlardı. Güneş altında çalışan insanların yanık bedenleri akşam olunca bitkin düşse de, yüreklerindeki vatan sevgisi onları geç saatlere kadar radyo başında tutuyordu. Sanki her biri savaşa hazır asker gibi radyodan gelecek emri bekliyordu.

Biz çocuklar da kendi aramızda sakız çiğnemeyi, top oynamayı yasaklamıştık. “Asker ağabeylerimiz bizim için savaşıyor. Biz nasıl oyun oynarız? Olmaz.” diyorduk. Ancak savaş oyunu oynayabiliyorduk. Kendi aklımızca savaşı konuşarak hikâyeler uydururduk.

Babamın; “Misafirimiz var bir şeyler hazırlayın.” sözüyle yemekler hazırlanmış, sofra kurulmuştu. Boğazımızdan huzurla geçmeyen her lokmada Kıbrıs konuşuluyordu. Şehitlerimize gözyaşı dökülürken, savaşan askerlerimizde dualar ediliyordu.

Henüz misafirler yemeğini bitirmemişti ki, Mikail Dede’ nin gelişiyle herkes yerinden kalkmıştı. Önce elini öpmüş, sonrada sofraya buyur etmişlerdi. Evin küçüğü olarak bana ayak işleri düşüyordu. “Su getir kızım, boş tabağı götür kızım, ekmek getir kızım.” Sözler arasında konuşulanları dinleme şansım oluyordu.

O zamanlar komşu köyün en yaşlısıydı Mikail Dede. Herkes sever sayardı. Orta boylu, buğday tenli, beyaz sakallı, biraz kilolu, başından çıkarmadığı siyah takkesi, bastonu, köstekli saati ile tonton bir adamdı. Ne zaman bize gelse bütün çocukları başına toplar hikâyeler, masallar anlatırdı. Biz çocuklarda onun gelişine sevinir, anlattıklarıyla mutlu olurduk.

Sofrada başköşeye oturtulan Mikail Dede afiyetle yemeğini yerken bir yandan da muhabbet ediyordu.

Yemek faslı bitip herkes işine dönünce, Mikail Dede kapı önüne bir sandalye koydurup oturdu. Elindeki bastonuna dayanarak; “Çocuklar hepiniz toplanın buraya. Size çok önemli bir şey anlatacağım.” dedi. Biz de önüne dizilerek yere oturduk. Gözümüz Mikail Dede’ nin dudaklarına kilitlenmiş merakla anlatacaklarını bekliyorduk.

Çıkarmanın üçüncü günüydü, havanın sıcaklığı nefes aldırmıyordu…

“Çocuklar Kıbrıs çıkarmasını biliyorsunuz değil mi?” hepimiz bir ağızdan; “Evet dede biliyoruz.” diye bağırdık. “Şimdi beni dinleyin. Bakın size ne anlatacağım. Buraya gelirken çermiğin deresinde yoruldum, elimi yüzümü yıkadıktan sonra taşın başına oturdum. Biraz soluklanayım dedim. Ne de olsa iyice yaşlandım çabuk yoruluyorum. Derenin kenarındaki çiçekleri, çimenleri, köpük köpük akan suyu seyrederken bir gürültü duydum. At kişnemeleri, nal sesleri bir birine karışmıştı.” dedikten sonra bastonunu dizine dayadı. Kafasındaki siyah takkesini çıkardı. Arka cebinden çıkardığı katlı beyaz mendiliyle saçsız başını sildi. Takkesini tekrar kafasına taktıktan sonra bastonunu da eline aldı. Küçülmüş gözleriyle bir müddet uzaklara baktı. Bize oturduğumuz yerden gözlerimizi dikmiş merakla anlatacaklarını bekliyorduk. Bakışlarını bize çevirerek anlatmaya devam etti. “Biraz kulak kabarttım. Sesler dere boğazından geliyordu.

Ayağa kalkarak boğaza taraf döndüm. Bir de ne göreyim? Önde yakışıklımı yakışıklı, güzel mi güzel, kaytan bıyıklı, kara kalpaklı bir kumandan, arkasında da çok sayıda bir birinden yiğit asker atın üstünde geliyor. Hemen bir iki adım geri çekilerek yol verdim. Kumandan bir eliyle yuları tutmuş bir eliyle de bana asker selamı vererek; ‘Dede git çocuklara söyle korkmasınlar. Küffar zulmetse de muvaffak olamayacak.’ deyince oğul sen kimsin dedim. ‘Biz cihan harbi Kafkas cephesi şehitleriyiz. Kıbrıs’taki askerlerimize yardıma gidiyoruz. Korkmayın sizin yiğit gazileriniz olacak.’ dediğinde gözlerimin yaşı sel oldu aktı. Ben gözlerimi silerken onlar at üstünde yıldırım gibi gidiyorlardı. Bir müddet arkalarından baktım, sonra gözden kayboldular. Kendimi toparlayarak derede abdest aldım. Gözyaşları içinde arkalarından namaz kılıp dua ettikten sonra hemen buraya geldim çocuklar. Geldim ki kumandanın dediklerini size anlatayım.”

Mikail Dedenin anlattıkları karşısında hepimiz çocuk yüreğimizle coşarak Kıbrıs savaşı oyunu oynamaya başlamıştık. Günlerce süren savaş oyunumuz Kıbrıs’taki başarımızla son bulmuştu.

Aradan geçen yıllar o anı unutturamadı bana. Ne zaman; “Askerimiz şehit oldu.” dense buruk bir hissiyatla; “Sonsuzluk ordumuza bir nefer daha katıldı.” derim içimden

Paylaş
Etiketler: hüzünköstekli saatiMikail Dede
Önceki Yazı

Halep Ve Bölgenin Geleceği…

Sonraki Yazı

Akıl Tutulmasından Çıkmamız Lazım

Ülkü TAŞLIOVA

Ülkü TAŞLIOVA

İlişkili Yazılar

Kervan
Edebiyat

Kervan

04 Aralık 2023
5k
Ben Büyüttüm Seni
Şiir

Ben Büyüttüm Seni

04 Kasım 2023
5k
Hiç
Öykü Tefrikaları

Hiç

26 Ekim 2023
5k
Damgalı Deli Çoban
Öykü Tefrikaları

Damgalı Deli Çoban

06 Ekim 2023
5k
Sonraki Yazı

Akıl Tutulmasından Çıkmamız Lazım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap