Market poşetleri hafif, ama ruhumuz ağır. Raflara, “neyi alabiliriz” diye bakıyoruz. Fakat kimse konuşmuyor: Bu kriz sadece cebimizi değil, zihnimizi de tüketiyor. Tatili hayal etmeyi bırakın, rüyalarımıza girmesi imkânsız. Bilinçaltında bulunan düşünceler, duygular ve deneyimler rüya şeklinde ortaya çıkabilir. Düşüncelerimizin içerisine giremez durumda. Ekonomik sıkıntı uyku bozukluğu, kaygı ve mutsuzluk gibi psikolojik etkileriyle kendini hissettiriyor. Sosyal hayat içerisinde bitmeyen zenginler yer buluyor. İnşallah, Maşallah teselli cümleleri yeterli gelmez oldu. Sabah kalkıp işe gidenleri izliyorum. Sıfır enerji ve sıfır umut. Toplumsal olarak konuşulmayan ama hissedilen ortak depresyon çığ gibi büyüyor. Çocuklara karşı sabrın azalması, eşlerin konuşmaları borçlar nasıl ödenirin ötesine gidememesi. Bütün sıkıntılar yaşanırken “deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür” unutmamıza fırsat vermiyor. Açıkta kalan insanların telafileri karşılanamaz durumda.
İçselleştirmeye başladık mı?
Hayır..
Harcama kontrolü, kısıtlama kısa vadeli çözümler ile minik adımlar atılıyor. Borç kapatmak imkânsız. Kapıda ardı ardına gelen icralar yüksek seviyede. Emekli ve asgari ücretli sırtını kredi kartına dayamış. Asgari bedeli yatırıp, hayatını idame ettirmeye gayret ediyor. Bankaların gecikme faizleriyle a borçlar katlanıyor.
“Bir anneyle konuştum. Çocuğunun okul çantasını yenileyemediğini, eski fermuarı diken terziye mahcup bir şekilde ‘Bir yıl daha idare eder mi?’ diye sorduğunu anlattı. Çocuğun yüzünde ‘Keşke yenisi olsa’ bakışı… Ama anne gözlerini kaçırdı.”
Ruhumuzu ısıtacak umutları aramakla meşgulüz. Cebimiz hiç dolmayacak. Okul kayıtları yaklaşıyor, dertler büyüyor.
Ekonomik kriz, sadece rakamlarla değil, insan hikâyeleriyle yazılıyor. Benim hikâyemden çok, bizim hikâyemiz önemli. Ama sahi, hâlâ bir “biz” var mı?
Ve en kötüsü de şu: Biz bu yükü tek başımıza taşıdığımızı sanıyoruz. Oysa yan komşu, sokaktaki esnaf da aynı yükün altındayız. Kimse sesini yükseltmiyor. Kriz sessizce ruhumuzu kemiriyor.
Belki cebimiz hemen dolmayacak, borçlarımız bir anda bitmeyecek. Ama birbirimize dayanmak için küçük bir el, dinlediğimiz bir dert bile bu ağır yükü hafifletebilir.
Yalnız olmadığımızı bilmek, en az para kadar değerlidir. Çünkü krizler gelir geçer, ama bir olabilmek gücü kalıcıdır.























