Okulunu bıraktığında on sekizine girmemişti. Siyasetçi olacağım ve oradan atak yapacağım. “Özellikle beyefendi ve zengin rolünü oynayacağım,” diyordu.
Siyaset yapanlara sorduğunda akıl veren çok oluyordu. Toplumun seni gördüğü yerde camiye gireceksin. Bir ezanla birkaç camide olacaksın, diyorlardı.
Fırdöndü gibi suya girip balık avlıyordu. Balık nereden bilsin fırdöndünün sahtekâr olduğunu. Fırdöndü yapılan tavsiyelere uyuyordu. Siyasilerle fotoğraf çektiriyor, partinin ileri gelenleriyle beraber görülüyordu. Her yerde para harcıyor, yedirip içiriyordu.
Çay ocağını satmak isteyen arkadaşına, alıcıya iki gün sonraya söz ver ve ocağa gelsin, demişti. Bu arada çay ocağına telefon ve çay istek zili bağlatıyor. Alıcı geldiği gün, ocak temiz bardaklar çok çeşitli ve kâğıt bardaklar da mevcuttu.
Alıcı oturmuş iki garson zillere çay yetiştiremiyordu. Çay ocağına hayran kalan alıcı, orada kararını veriyor ve istenilen parayı eline sayıyordu. Akşama anahtarı alırsın deniyor. Alıcı memnun ve de mutluydu.
O gün çay ocağı tatlı kâr getirmişti. Fırıldağın bir numarasıyla bir yıldır devredilemeyen ocak iki günde iki kat fiyatla satıldı. Ocağın bardakları cam ve kağıtlar sıralanmış olarak rafta yer alıyordu. Bezler ve ocağın malzemeleri temiz olarak teslim ediliyordu.
Fırıldak, arkadaşına doğrulukla bir yere gelemezsin. Bundan sonra konuşmayacak ve sözümden de çıkmayacaksın. Önümüzdeki işimizi anlatacağım. Mümkün olduğu kadar dışarı çıkmayacaksın.
Çay ocağını alan, ertesi gün ne telefon ne de zil sesi duymadı. Dolandırıldığına kanaat getiremedi. Çünkü kendini çok uyanık zannediyordu. Temizlik işçisi gelip “İki yıldır bekliyorlardı. Ocağın telefonu da yoktu zili de.” O zaman alıcı dolandırıldığına kesin karar verdi.
Fırıldak ve arkadaşı lüks giyiniyorlar ve lüks semtin iş hanında emlak ofisi açıyorlar. Bu arada siyasilerle beraber olmak, fotoğraflar çektirmek. Yediriyorlar ve teşkilatlara para yardımı yapıyorlardı. İki lüks siteden, birinden villa ve diğerinden lüks daire satıyorlardı. Lüks siteden çok güzel bir villayı ve aynı şekilde bir de daire kiraladılar.
Birkaç cümle Arapça ile işi götürüyorlar. Arapça bilen bir sekreter tutuyorlar ve gelene villayı ve de daireyi gösteriyorlar. Site içerisinde istediğin daireyi alabileceğini söylüyorlar. Bu şekilde villayı yirmi ve daireyi de en az elli kişiye satıyorlar.
Bir gün sonra ofis diye bir şey kalmıyor. Fırıldak ve çaycı arkadaşı kayıplara karışıyorlar. İkinci gün sabahtan yurt dışına çıkıyorlar. Zaten emlâk da sahte isimle açıldığı için onların ancak eşkallerini görürlerse şikâyet edebilirler. Başka hiçbir iz bırakmıyorlar.
Büyük bir soygun ve skandal ile parayı kaçırıyorlar.
Bunlar kim ve siyasileri nasıl kullanıyorlar.
İkinci soygun olayı daha yaşanıyor. Kendileriyle ilişki kuranlar, taş kesiliyor.
Hasan TANRIVERDİ






















