Çardak, kabul etmek lazım ki yola yakın kurulmuştu. Yine de yol ile arasında duvar ve içte asma üzümü yer alıyordu. Yoldan geçen asmaya takılıyor ve fotoğraf karesine girmiyorsunuz, diyorlardı.
Asma güneş ışınlarını, aralardan gönderiyor ve çardağı yoldan uzaklaştırıyordu. Buna rağmen, çardağın yol ile bağıntısı misafirlerle tartışılıyordu. Mısır tarlasıyla yolun konumu gibi, dilden düşmüyordu.
En son dün arkadaşıyla gerçekleşen söz düellosunda, duvarın en az bir karış daha yükseltilmesi kararlaştırılmıştı.
Arkadaşı basket takım kaptanı “Kemikten ses getirendi.” Hayvani bir vücut, duygu yüklü bir kalple taçlandırılmıştı. “Maçta kendimi kaybediyorum,” Diyordu. Kardeşim niçin kemiklerini kırmıyorsun da bizim kemiklerimizle uğraşıyorsun.
Kaptan, kemikli ve kaslı yapısıyla ürkütücü bir vücuda sahipti. Kulakları biraz kepçe, gözleri iriydi. Elmacık kemikleri çıkıktı. Ellerin aya kısmı geniş, parmakları uzundu. Duygusaldı, kırıcı laf etsen hemen küserdi. Sen konuşuyorsun dediğimizde ise benim kalbim temiz ve insanları seviyorum derdi.
Çardağın önü vadiye baksın. Dere ve denizi izleyin. Kardeşim “Öyle değil mi?” dedi.
Saçlarına ak düştü, sporu bırak havası sana da çalındı dedi. Bırak da insanların bir yerleri kırılmadan oynasınlar. Sen de hayatını yaşa, ruhun toplumsal duyarlılık içinde sönüp gitmesin. Heykeltıraşların karşılarına aldıkları mermer parçası gibi hareketsiz bakıyordu. Bir türlü kendine gelemedi ve hayale dalıp gitti.
Kardeşim, “Dalgındın ama böyle uzun sürmesi hayra alamet değil, olanları açıklamalısın,” dedi. Hayatın zorluklarını bilfiil yaşıyordu. Şehrin hareketli yaşantısından, dağ köyünde görev yapmayı psikolojik olarak kabullenemiyordu. Spor müdürü onu şehre alacaktı, şimdi ise bakmıyordu.
Dünkü çardak tartışmasını tekrar etmenin alemi yok derken, yolda bir kadın çığlığı koptu. Kadın acı içerisinde kıvranıyordu. Sporcu iki adımda yanına vardı. Kaldırdı ve yolun kenarına taşıdı. Kadına çarpan siyah tüylü iriyarı hayvan kaştan sıyrılmaya çalıştı. Kardeşim eline geçirdiği bakla sırığını hayvana vurdu ama sırık iki üç parçaya ayrıldı.
Sporcu, yarmayı hayvanın kafatasına vurdu ve hayvan hareketsiz kaldı. Şehirden gelen arabadan yolcular indi ve sporcu kadını doktora götürdü.
Domuzun şehre bu kadar yaklaşmasına hiçbir gerekçe bulamadık. Kardeşim en mantıklı yaklaşımını şöyle yaptı. “Yüksek kesimlerde köpeklerden kaçtı ve köpeksiz köylere kadar düştü,” dedi.
Kardeşim yaklaştı ve “Çardağı da tartışmadan kurtardık,” dedi.