Size kendimle ilgili bir Facebook trafiğinde başıma gelen mini kazayı anlatacağım.
Tabi o yıllar(2009) sanal dünyaya yeni yeni adımlar atmış yürüyordum.
Oğlum, benim yazma aşkımı bildiğinden bir portal satın alıp adını “edebiyat galerisi.net” olarak belirledi. Önceleri birkaç yazın gönül dostu ile yol aldık. Sonraki 8 yılda binleri aşmıştı. Artık edebiyat sitemizi yönetmekte zorlanıyordum. Yönetim kurduk. Sonra adımızı gerçek dünyada edebiyat etkinlikleriyle duyurduk. Sanal dünya oldu mu gerçek dünyamız.
Vallahi de billahi de oldu..!
Ama bir gün o gerçekler, tıpkı uçan bir balon gibi sönüp durdu. Azaldık. Yazılar da tabi…Arkadaşlarım kayıptı.
Yahu nerede yüzlerce edebiyat dostları?
Nerede o “yıl arkadaşlığımızdan asla vazgeçmem” diye yemin billah eden edebiyatımızın gönüllü neferleri?
Dedik durduk, üzüldük, onca yıllar emek vermiştik, ama azınlık olmuştuk!..
Sonra dediler ki: ” Boşuna arama/Her biri sosyal arenanın baş köşesindeler/Twitter’da Facebook’talar…
Onlara tesadüf etmek adına Facebook’a, Twitter’da üye oldum. Üye olurken şartlardan biri “tanıdığım, bildiğim arkadaşlarımdan birkaçına istek göndermem” olmalıydı.
Neyse başardım dijital dünyaya adım atmayı da…
Acemilik mi, deepfreeze konmuş sazan mı sandılar beni ne!?
Yüzlerce gelen arkadaşlıkları onayladım.
Önceleri bayan profilleri beğeniler, yorumlar ve “günaydın canım” ” iyi akşamlar canım”
Canımlar, aldı başı gitti.
Çoğaldık yeniden.
Kendi edebiyat portalıma ben de uğramaz olmuştum.
Çünkü Facebook’un albenisi oldukça gözümü gönlümü doyurmaktaydı.
Bir gün eşim bana çıkıştı.
” Sen neden erkeklere de canım, diye hitap ediyorsun. Bir de onlara sevgi işaretiyle öpücük gönderiyorsun. Sana yakışmadı Emine!”
Ananınn!
Ayol bu kuru iftiranın ta kendisi!
Eşimin uyarısıyla birlikte kol sıvadık.
Yüzlerce profili tek tek tıklayıp yazmış olduğum yorumları okuduk.
Amanınn, vallahi de billahi de eşim doğru söylüyormuş.
Bunda bir iş var, ama ne?
Kara kara aldı mı beni bir düşünce.
Ne kadar çokluk o kadar moklukmuş, meğer bendeki liste…
Bana kadın profiliyle “merhaba “diyen her insanı onaylamışım meğer…
Onlar da benim dijital trafikte ki izlerimi sürerek yol arkadaşlarımı da almışlar listelerine…
Sonra profillerinde bir anda cinsiyet değiştirmişler.
Olmuşlar mı her biri bir playboy!
Amanınn, ne edecem ben şimdi?
İşin yoksa her birini tespit et ve sil.
Eh, en kuvvetli silahım olan kalemimi kullandım.
Her birini ifşa edip listemdeki gerçek bayan arkadaşlarımı uyardım.
Sonra “engelleme” butonu ile kendisini güncelleyen Facebook’a teşekkür ettim.
Belki o kirli insanlar hala listemde dijital estetikle cinsiyet değiştiriyorlar.
Kalabalığın içinde onları göremiyorum.
Tesadüf ettiğimde de derhal engelliyorum.
O gün bugün yazılarımı, güncel yaşamımı siz kıymetli arkadaşlarım ve takipçilerimle paylaşıyorum.
Daima sevgiyle kalın.
Emine Pişiren/ Kocaeli