Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ertuğrul ERDOĞAN

Büyülü Kanepe

Ertuğrul ERDOĞAN Yazar Ertuğrul ERDOĞAN
07 Ocak 2011
Ertuğrul ERDOĞAN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Üzerinde ütülü takım elbisesi, kırmızı renkli boğazlı kazağı, parlak ruganlı ayakkabısı ve seyrekleşmiş saçlarına sürdüğü briyantinli saçlarıyla Sedat, son model arabasını ormanın ıssızlığında park edip, şelalenin elli metre gerisine indiğinde, suların akışı köpürerek metrelerce aşağıdaki nehre coşkulu akıyordu. Nehrin içine kim girse alabora olabilecek kuvvette bir akış vardı. Sedat bir an cesaretlendi.

Ben yüzmenin kralını yaparım erkekleşmesiyle havanın serinliğine aldırış bile etmeden soyunmaya başladı. Biliyordu ki, etrafta kimsecikler yoktu. Doğayla baş başa kalmış, yalnız kalan çıplak bedeniyle suların gür akışına aldırış etmeden adeta meydan okudu. “Ne olur ne olmaz” diyerek suyun yine de sakin aktığı yeri seçti. Ayakkabısından pişen ve terleyen ayaklarını çıkartıp suya değdirdiğinde önce, üşür gibi oldu. Her adım ilerleyişinde, suların boğazına yaklaştığını, nefessiz kalınca fark edebildi.

Ayaklarının yerden kesilmesiyle yüzmeye başladı. Ormanın içindeki nehir sessiz, bir o kadarda masal dünyasındaki gibi gizemliydi. Beynindeki korku düşüncelerine ilerledikçe gem vuramıyordu. Birazdan, bir cadının çıkıp, yankılı korkunç konuşması sanki içten bile değildi. Yine de korkmamaya çalışarak olanca hızıyla derenin ortasına geldiğinde, sığ sular, göründüğü gibi değildi. Suların aniden yükselmesine bir türlü anlam veremedi. Yoksa ilerilerde tufan mı kopmuştu. “Aman Allah’ım!… Aman Allah’ım! Suların yükselmesi de pek hayra alamet değil” dediğinde, taşan azgın sular, ormanın derinliklerine doğru hızla yol alıyordu. Ancak birkaç dakika geçmeden biraz önce yükselen suların aniden alçalmasına şaşırdı. Bu olsa olsa büyük bir depremin ardındaki ‘tusunami’ gerçeği olabilirdi.

Peki, biraz önce yükselen sular şimdi neredeydi? Sorusuna henüz yanıt bulamadan kendisini nehrin yatağının içinde suların birden kaybolmasıyla balçıkların içinde buldu. Yorgun bedeni, korkudan uzun uzadıya bitaptı. Bacaklarını toparlayacak gücü kendinde bulamadı. Olduğu yerde dona kalmıştı. Nefesini toplayıncaya kadar öylece bekledi. Biraz önce tercih ettiği yalnızlıktan korkmaya başladığında bir insan sesinin yaklaşmasını ve kendisine uzanacak yardım elinin çok daha iyi olacağını düşündü.

Ama istediği olmadı. Havanın gittikçe kararması da ürpertiyordu. Sis bulutlarının etrafında dolanmasına da anlam veremedi. “Şimdi, ben burada ne yaparım?” korkusuyla, kurda kuşa yem olacağını, düşündü Tertemiz akan derenin suyu neden bir kanalizasyonun berbatlığına dönüşmüştü? Buna da bir türlü anlam veremedi. Kafasını kaldırdığında, simsiyah balçık toprağın yüzünü ne hale getirdiğini az çok tahmin edebiliyordu. Bir ayna olsa, baktığında belki kendinden iğreneceğini biliyordu. Halsizliğini olduğu yerde yine dinlenerek geçirmek istedi. “Şuradan bir kurtulsam, ilk işim fakirlere kurban adamak olacak” diye yemin etti. Hayal de olsa eşini, dostunu bekledi. Ne gelen vardı ne de giden. Aksine, düşmanlar, etrafında cirit atıyordu. Biran an olsun, vücudunda derman bulduğunda nehir yatağında bir yılan kıvraklığında sinsice sürünmeye başladı. Balçıktan yalnızca gözleri arasında parlayan kafasını yukarı doğrulttuğunda, ay ışığının süzmeleri arasında uzun ve iri yılanın başıyla göz göze geldi. Dakikalarca bakıştılar, Sedat, çaresizliğin anlamsızlığı ile kımıldamadan öylece donup kaldı. Çişini nehrin balçıklarına bıraktığında arkası da gevşeyerek içinde biriken gazlar istem dışı çıkıyordu. Yılanda olup bitenlerden donmuş, karşısındaki düşmanının hareketini bekliyordu.

Solucanlar ve boka batıp çıkmış kurbağalar vıraklamaları ile etrafını sardığında; “İşte şimdi benim sonum geldi. Hayır! Hayır! Sonum değil, ben zaten cehennemde olsam gerek” diyerek artık sonsuzlukta olduğunu kabul etti. Yılan, donukluğundan çözüldüğünde, çıkardığı zehrini Sedat’a fırlatarak; “Ben şu kolunun bir parçasını yesem karnım doyar!..” İri solucan ise; “Bana bunun dili lazım, bu kim bilir kaç kişinin canını yakmıştır!”, yeşil rengini kaybeden kurbağa da, sert vıraklama sesiyle “Cinsel organı benim olsun, kim bilir kaç kadına uçkur çözmüştür!..’ paylaşımı içinde ne yapacağını şaşıran Sedat’ın korkudan patlayan ödü, derenin suyuna karıştığında,

“ Lütfen!… Lüffen!… beni bırakın, yarın size ne yiyecekler getireceğim” söz vermesine rağmen, Nehrin sürüngenleri bu teklife aldırış bile etmiyordu. Saldırılara durağanlığı ile bir şey yapamayan Sedat, televizyon seyrederek uyukladığı kanepesinde ter içinde aniden uyanarak kurtulmuştu. “ Allah’ım neydi bu kâbus?” sözleriyle uykusuna yorulan bedeni tekrar bırakmıştı.
Uzun zamandır küs olan karısı Tuğba ise, erken yatmanın mükâfatını almıştı. Sabah, dinç kalktığında ilk kez sevindi. Kahvaltıyı dört dörtlük hazırladı. Sofrada, bir kuş sütü eksikti. Önce, oğlunu öperek uyandırdı. Salon kanepesine yaklaştığında, Sedat’ın boncuk terleyişini, zafer kazanmış komutan edasıyla seyretti.

Dürtüklemeyle fırlayan Sedat,
“ Aman Allah’ım!… ne kabus dolu bir geceydi.” Dediğinde, Tuğba, alaysı gülümsemeyle;
“ Sedat, bu ıslaklık ne? Yoksa altına mı işedin ?” esprisine,
“ Sende, yılanları, solucanları görseydin, korkandın bile!” Tuğba içinden, “Daha dur bakalım, Sedat efendi, sana yaptırdığım büyülerle bu kanepede ne kâbuslar göreceksin. O Rus’u bırakıp bana tekrar döneceksin!” diyerek büyüsünün gerçekleşmesine çok sevinmişti.

Büyülü kanepede uyku artık her gece artık kâbusa dönmüştü. Sedat, çoğu geceler uyumayı bile istemiyordu. Yine bir gece yorgun bedenini kanepenin büyülü dünyasına bıraktığında, rüyasında karabasanlar yine rahat bırakmıyordu. Sedat köşeye sıkıştığını hissedip nereye kaçacağını bilemiyordu. Sonunda dayanamadığı karabasanın sorularına teslim olmuştu;

“ Söyle bakalım eşine neden kötü davranıyorsun!? Gül gibi karın varken, bilmediğin o içkici Rus’ta ne buluyorsun?” Söyle bakalım, bir daha böyle şeyler yapacak mısın?”
“ Kesinlikle hayır! Hayır! Bin kere hayır! Yalvarmasına aldırış etmeyen karabasan iki eliyle Sedat’ın boğazına çöktüğünde,
“ Yapma! Lütfen yapma! Çığlıklarına eşi Tuğba gecenin bir yarısı yatak odasından fırlayıp güçlükle yetişebilmişti.
“ Uyan!… Uyan!…” sesleri arasında ancak kendine gelebilen Sedat, elleriyle boğazını kurtarmanın çabası içinde kanepede öylece kalakaldı. Tuğba da her geçen gün hedefine yaklaşmanın gururu ile Allah’ına binlerce şükrediyordu…

Paylaş
Etiketler: büyülüertugrul erdoğankanepeöykü
Önceki Yazı

Neye Ne Kadar Şükrediyoruz..?

Sonraki Yazı

Atlar ve Eşrefi-i Mâhlukatlar

Ertuğrul ERDOĞAN

Ertuğrul ERDOĞAN

İlişkili Yazılar

Edebiyat

Miğfere Küçük Yumruk

14 Nisan 2022
5k
Ertuğrul ERDOĞAN

Nare

16 Şubat 2022
5k
Ertuğrul ERDOĞAN

Âdem İle Havva’nın Kemikleri Sızlamaz mı?

01 Şubat 2022
5k
Edebiyat

Âdem İli Havva’nın Kemikleri Sızlamaz mı?

20 Ocak 2022
5k
Sonraki Yazı

Atlar ve Eşrefi-i Mâhlukatlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap