Kâinatı yaratan yüce Allah öyle güzel yaratmış ki, insanın mantığının almadığı nimetlerle donatmış her yerini. Dağları, denizleri, ovaları ayrı güzelliklerde yaratmış. En küçük zerresini bile meydana getiremeyeceğimiz bu sistemin kıymetini bilsinler ve ondan faydalansınlar diye de İnsanı yaratmış.
Bu güzelliklerden, bu nimetlerden faydalanmak yerine ne yazık ki insan dediğimiz yaratıkların çoğu bu duygulardan uzak, kendine sunulan bunca nimetlerin bile değerini ve kıymetini anlayamayacak kadar kör ve sağır.
İnsan olma şerefine nail olamayan ve toplumu temsil eden bu kişiler hem tabiatın doğal dengesini, hem de yeryüzünde hâkimiyet kurmuş toplumun dengesini bozarlar. Amaçları nedir, kime hizmet ederler bilinmez.
Öylesine severiz ki bu güzellikler içinde hayatı ve onun güzelliklerini yaşamayı, bunun için katlanmadığımız, çekmediğimiz sıkıntı kalmaz. Fakat bir takım insan bunun kıymetini bilip şükretmek yerine yok sayabilir bu güzellikleri.
O hayatı bize veren ve dünya dediğimiz üzerinde yaşadığımız kâinatın yaratıcısına pek çoğumuz şükretmesini biliriz. Ama ne kadarımız şükreder, ne kadarımız umursamaz bu önemli bir sorundur. Bize sunulan bu güzel hayattan birey olarak belki hepimizin payına aynı ölçüde şeyler düşmeyebilir.
Yalnız kendi çıkarımızı düşünmek doğru değildir bir insan olarak, yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağılmış olan bütün insanlık âlemini düşünmeliyiz. Her insanın nerede olursa olsun, hangi milletten olursa olsun insan gibi yaşamak en tabii hakkıdır. Bu hakkı kimsenin görmezden gelemsi kabul edilemez. Ama yaşanan gerçekler ortadadır, insan sağlığını tehdit eden yapılaşmalar her geçen gün artmaktadır. Bunu engellemek için de insanlarımız canı pahasına direnmektedirler.
Bundan kimler çıkar sağlar, kimler köşe döner bilmem ama mutlaka birilerinin kesesini doldurmak için göz yumulmaktadır.
Sitem ederiz, isyan ederiz fakat yine de ayrılamayız dünyamızın eşsiz güzelliklerinden. Tabiata âşık olan insanlar bulundukları yeri daha güzel konuma getirmek için çalışırken, bazıları da Bu güzellikleri yok etmekten çekinmezler.
Kimsenin huzurumuzu ve dengemizi bozmasını istemeyiz fakat sanki dünyaya sığmıyormuşuz gibi aynı gökyüzünü paylaştığımız, aynı sokakta yürüdüğümüz ya da aynı özlemi paylaştığımız bir takım kendini bilmezler bozar bu dengeleri.
Hem dünyanın doğal dengesini bozarlar hem de insanların yaşam huzurunu bozarlar. Çıkarları uğruna acımadan yok ederler o güzellikleri.
Son derece rahat bir şekilde de yapılmasının gerekliliğini savunurlar. İnsan sağlığını tehdit eden bir sürü olumsuzluklar çıkar karşımıza onların sayesinde. Bu olumsuzlukların karşısında direnen insanlar dikkate bile alınmazlar.
Ormanlarımız bilinçsiz bir şekilde bu insanların sayesinde tüketilmedi mi, sahillerimiz girilmez bir duruma getirilmedi mi, Cennet gibi ülkemizin her bir köşesine beton yığınları dikilmedi mi?
Ne zaman aklımız başımıza gelecek, kimler dur diyecek bu dengenin bozulmasına. Yetişen nesle hangi güzellikleri bırakacağız. Hepimizin kaygısı bu olmalı ve yetkililer görmeliler artık bunu. Bu toprakların kolay vatan olmadığını unutmamalıyız.
Bu vatanın bir karış toprağı bile bizim için çok önemlidir. Çünkü bizim başka bir vatanımız daha olmayacaktır.
sadece tebrikler diyorum arkadaşım