Mevsim normal gitse de toprak onları zorlamıştı. Ekim ve dikim her seneden daha uzun sürmüştü. Çiftçi “Mevsimler birbirine karıştı,” Dedi. Tarlanın kenarlarının yabani otlarını kesti, ağaçları düzenledi.
Sabah akşam toprağının başında olan çiftçi “Bakarsan bağ, bakmasan dağ olur,” Dedi. Hava kapalıydı sevindi. Şöyle bir rahmet yağsa dedi.
Çiftçi, normal boylu, tıknaz vücutlu, kırlaşmış saçları, sert mizaçlı ve gözleri içeriye kaçmıştı. Güçlü kas yapısı onu zinde gösteriyordu. Tarlada olgunlaşan sebzeleri ve bostanları hâle gönderiyordu.
Olgunlaşan bostanlardan bazılarının yerinde olmadığını fark etti. “Allah’ın nimeti çok fazla bir iki eksilmiş önemli değil. Fakat ihtiyacından dolayı gelip çalıyorsa onu bulacağım,” dedi. Akşamın karanlığında iki küçük çocuk geliyor ve karpuzu alıp götürüyor. Çocukları takip ediyor ve bir gecekonduya girdiğini görüyor.
Sabah erkenden gecekondunun önünde yolda bekliyor. Genç ana ve baba evden çıkıp yola geldiklerinde önlerini kesiyor ve zamanınızı almayacağım, akşama işten çıktığınızda çocuklarınızla bekliyorum, iyi günler, diyor.
Ana ve baba sevinsinler mi üzülsünler mi akşamı iple çekiyorlar. Kolay değil, iki çocukla sabit bir gelir olmadan geçinmek. Çocukları korkarak evde bırakmak. Diyerek dertleştiler.
Çiftçi, dayının yanına vardığında akşam olmamıştı. Dayıyı bekliyor buldular. Oturma yerinde oturdular ve çaylar börekler geldi. Dayıya hayat hikâyelerini anlattılar. İkisinin de ana ve babası istememişti. Hiçbir şey vermemişler ve biz de geldik böyle bir gecekonduya sığındık. Korkuyoruz ama elimizde avucumuzda bir şey yok.
Dayı onlara “Size yardım edeceğim, ihtiyacınızı büyükten küçüğe sıralayın,” dedi.
Korkmadan, güvenerek çocuklarımızı bırakabileceğimiz bir ev dediler. İkincisi kalıcı bir iş dediler. Yemeklerini yedikten sonra, yarın öğleyin çalıştığınız yerden izin alın bekliyorum dedi. Onlara karpuz getirtti. Çocukları sevdi.
Öğleye doğru geldiler, dayı ile yemek yediler ve şöyle mahalleye doğru geçelim, beğendiğiniz bir ev var mı bakalım. Bir sokak ötede boş görülen üç katlı binanın, ikinci kattaki bir daireye girdiler. Dayı gezin bakın beğenecek misiniz? dedi.
Ana ve baba evi saray gibi gördüler. Yarın bu daireye taşının, burayı size satın aldım dedi. Dayı, daireyi temizletin ve mağazaya gidin eşyalarınızı alın. Üç gün içerisinde taşındılar. Dördüncü gün de bostanda çalışmaya başladılar.
Önünüze gelene bir şey anlatmayın, yıl başında da sigortalarınızı başlatacağım dedi. Çocuklarınızın okumasını da üsleniyorum dedi.
Ana ve baba akşam şatolarına gittiklerinde, kora hâlinde çiftçi dayıya dua ediyorlardı.