“Din Allah’ın dini olana kadar savaşınız” buyruğunu İslâm âlemi çok iyi algılayamadığı ve anlayamadığı sürece, bu savaş mantığı hep yanlış işleyecektir.
Bizler Ortaçağ karanlığındaki Hristiyanların düştükleri hâlden şu an kaydıyla çok daha gerilerdeyiz. Onlar ki Ortaçağ kiliselerinde, “meleklerin dişi mi, erkek mi” olduklarını tartışıyorlar, mezhep savaşlarında birbirlerini öldürüyorlardı…
Aradan altı asır geçmiş, biz Müslümanlar hâlâ, horozların ötme vaktinde sabah namazının kılınıp kılınmayacağını, otuz üçlük tespihle mi yoksa doksan dokuzluk tespihle mi tesbihatı yaparsak sevap olup olmayacağını tartışıyoruz ve de mezhep savaşlarında birbirlerimizi katlediyoruz…
Evet, Ortaçağdan bu yana yaklaşık tam altı asır geçmiş ve ben şimdi soruyorum; bugün adamlar bilgi alıp bilgi satıyorlar, iş ahlâkını tesis etmişler, muamele, çevre, sosyal hayatta mesafe almışlar, uzaya çıkmışlar, sanayide devrim yapmışlar, kalkınmışlar, gelişmiş ülkeler olmuşlar.
Peki öyleyse, bu ahvâlde her bir konuda bizler mi ileriyiz yoksa onlar mı? Ya da yaşadığımızı sandığımız bu din İslâm mı değil mi?























