Yeryüzünde ki canlıların başında en üstün nitelikte ve özellikte yaratılan varlık insandır. Buna rağmen her şeye zarar veren de, fayda sağlayan da öncelikle yine insandır. Bütün canlılardan farklı özelliklerde oldukları halde, tabiatın doğal dengesini bozan, toplumların yaşam dengesini bozan da insandır. Bunlar hangi tür insandır bunu da herkes bilir.
Adam gibi adam diyebilindiklerimizin olduğu gibi, yerin dibine batacak olanlar da vardır. Tabi ki hepsi bozan değildir, o dengeleri en güzel şekilde sağlayan ve koruyan da yine insandır. Yüreği sevgi dolu, merhametli, şerefli ve onurlu olanlara elbet sözümüz yok. Onlara saygımız da sonsuzdur.
İnsanlar bu eşsiz özelliklerde olduklarına göre en üstün nitelikler de olmalıdır. Çünkü düşünebilir, anlayabilir, anlatabilir ve karar verebilirler. Bu özellikler başka bir canlıda olmadığına göre her yerde, her şeyin başındaki insandır. Yıkıcı olmaktan daha çok yapıcı olmalıdırlar. Bir insandan beklenen en olumlu davranış budur.
Tarihler yazan, çağ açıp çağ kapatan, medeniyetler kuran, icatlar yapan yine insandır. Hesabını veremeyeceği bir yönü olmamalı insanın. Bedenen ve ruhen rahat hissetmeli kendini. Yaşadığı sürece daima kendini sorgulamalı, geçmişini değerlendirmelidir.
Artılarını eksilerini karşılaştırıp kendine bir yön vermelidir. Yaptıkları ile övünebilmeli pişmanlık duymamalıdır. Özü sözü bir olup insan olmanın gururunu yaşamalıdır. Hangi konumda olursa olsun hesabını veremeyeceği işlere kalkışmamalı, gün gelip hesap sorulduğunda mahcup olamamalıdır.
İnsanın vicdanını lekeleyen bir işi olmuşsa zaten onu rahatsız edecektir. Sorgulanmasa bile onun içini kemirecektir yaşamı boyunca. Bir insan da olması gereken özellikler bunlardır bence.
Günümüzde acaba bu özelliklerde olan ne kadar insan var. Hele göz önünde olan insanların bu özellikleri daha çok araştırılır ve daha çok göze batar. Sıradan bir insanın yaşamı ve özellikleri pek ilgilendirmez başkalarını, zaten onlar kendi kaderini yaşayan insanlardır.
Ne mal mülk sahibidirler, ne de başkalarından üstün görürler kendilerini. Üstelik vatandaşlık görevini en iyi şekilde yerine getirenlerde yine bu gurupta olanlardır. Ne vergi kaçırırlar, ne hortumculuk yaparlar. Toplumda söz sahibi de değillerdir. Ne devlete ne de millete zararları dokunur. Karınca kadarınca geçinebilmektir bütün dertleri. Seçim zamanları adam yerine konulurlar genelde.
Ama üst kademede bulunanlar ya da kendini olmadıkları yerlerde görüp havalara girenler ise her şeye sahip olabilen, her konuda söz hakkı olanlardır. Ne yazık ki yukarıda bahsettiğimiz dengeleri bozanlarda en çok bunlardır. Kendi çıkarları için ne devlet malı, ne millet malı, ne de insanlık önemli değildir onlar için. Onların keyfi yerine gelsin, gönülleri hoş olsun yeter.
Pek çoğumuzun bu insanları görmek bile gelmez içimizden. Çünkü Onların sahte yüzleri, yalan sözleri İyice soğutmuştur kendilerinden bizleri. Yaptıklarını gördükçe daha da içimiz kararmaktadır onlar karşı.
Bu gün çarşıda dolaştım biraz, demiştim ya hani seçim zamanı adam yerine konulur insanlar diye. Siyasetçileri gördüm dükkân geçmeden selam, iltifat bini bir para. Yoldan geçenin bile elini tutup hal hatır soruyorlar. Ne kadar gülünç değil mi? Bu insanlar hep bura dalardı neden şimdiye kadar hatırını soran olmadı? Bakın işte dengeler nasıl bozuluyor, değerler ne kadar basitleşiyor. Görmek istediğimiz üstün nitelikteki insanlara bakın, sahte yüzlerini görün.
Arzuladığımız, beklediğimiz bu değildi elbette. Eğer insan isek her zaman insan yerine konulmalıydık. Kendi çıkarları için bizim onurumuzla nasıl oynadıklarını, içimizde beslediğimiz iyi niyetlerimizi nasıl bozduklarını görün. Bir yerlere gelebilmek için takındıkları maskeleri görün.
İnsan şerefli bir varlıktır, onlara saygımın sonsuz olduğunu da söyledim. Sözüm, özü ve sözü bir olmayanadır. Bizi iş başa düşünce insan yerine koyanadır. Kafalarımızı karıştırarak düşündürüp dengemizi bozanadır. Yaptığınız bir şey yok, hiç değilse mevcut olanı bozmayın.
