Trump, kendine yakışanı yaptı ve Orta Doğu’nun temeline bomba attı.
1-Kendine yakışanı yaptı diyoruz, çünkü:
Trump, bugüne kadar gelen başkanlar içinde en cahili, hiç devlet tecrübesi ve terbiyesi olmayanıdır. Ancak, inanılmaz boyutlarda kibirli, kendini beğenmiş, para şımarığı, her şeyi bildiğini ve her şeye gücünün yeteceğini zanneden biridir. Konuşmaları, jest ve mimikleri, imza şovları vb. açıkça normal biri olmadığını ve güvenilmezliğini ortaya koymaktadır. Sorumsuz, acımasız, hak, hukuk tanımazlığını sergilemektedir.
b ) İlk günden itibaren yargı, medya, kongre velhasıl herkesle kavgalıdır. Arkasında, halk desteği kalmamıştır. Orta Doğu’da inisiyatifi Rusya’ya kaptırmıştır. Kuzey Kore karsısında aciz kalmıştır. Çin gittikçe güçlenmektedir. Ve başkanlık koltuğu sallanmaktadır. Her an, başkanlıktan düşürülmesi söz konusudur. Ulusal Güvenlik Danışmanı Elynn’in itirafları da, işin tuzu-biberi olmuştur.
- c) Bu acizlik tablosu içinde çareyi Siyonist lobiye yalakalık etmekte bulmuş tur. Zaten, damadı da, azılı bir Siyonist’tir. Irkçı, mezhepçi (Evanjelist) İslâm düşmanı, terör üreticisi ve destekçisi, çok rahat yalan söyleyebilen, verdiği sözleri tutmayan, karakterinin de etkisi ile Kudüs konusunda çok vahim bir yola girmiştir. Kan dökülmesine sebebiyet verecek bir oluşumu başlatmıştır. (Gerçi, bu tipler için Müslüman kanının değeri yoktur. Yeter ki silâh sanayine ve enerji kartellerine yeni imkânlar doğsun. Dünyanın her köşesinde kavgalar, darbeler, savaşlar, sürüp gitsin.) Kendisini de “Son Haçlı lideri” olarak görmekte, Aklınca sapık Evanjelist- Siyonist şer ittifakının mensubu olarak, “Tanrıyı kıyamete zorlamakta”, “Armagedon” savaşını plânlamaktadır. Güya, Hz. İsa’nın gelişine zemin hazırlamaktadır. (Nasıl olsa NATO, Birleşmiş Milletler vb. kuruluşlar, ABD’nin emri altındadır. AB ülkeleri de, aynı duygu ve amaçları paylaşmakta, Türk ve İslâm düşmanlığı sergilemektedirler. Rusya ise devamlı olarak ikili oynamakta, teröre de açıkça destek vermektedir. Demek ki, İslâm ülkelerinin kendilerinden başka dostları yoktur.) Arap Baharı ve BOP projelerinin amacı da bu oluşumu hızlandırmaktır. (Son güvenlik konseyi de ABD adına tam bir hezimettir. 14 evete karşı tek başına kalmıştır.)
2- İslâm Âleminin durumu nedir?
- a) Dünya’da 63 İslâm Ülkesi ve 1,7 milyar Müslüman mevcuttur. Ancak, ne yazık ki bu ülkeler arasında birlik ve dayanışma yoktur. Aksine, devamlı olarak mezhep çekişmeleri, kavgalar, savaşlar, ihtilâflar söz konusudur. Tamamına yakını demokrasiden, fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerinden, can ve mal güvenliğinden mahrumdur. Diktatörler tarafından yönetilmektedirler. Yöneticileri aşırı zengin, halkları ise sefalet içindedir. Yeraltı ve yerüstü kaynakları, sömürgeci ülkeler tarafından sömürülmektedir. (Yönetimleri de bu ülkelerin kontrolü altındadır. Karşı çıkıldığı an darbeler, terör ve suikastlar devreye sokulmaktadır.) Halk cahil ve fakir bırakılmıştır, tembelleştirilmiştir. Ne dini ne de dünyevi konularda, bilgi sahibi kılınmamıştır. Son 509 yılda maalesef, ortaya hiçbir ilmi buluş konmamıştır.
b)Şu an Suriye, Libya, Irak, Sudan, Tunus, Yemen, Lübnan, Afrika perişan durumdadır. Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn tam anlamı ile ABD bağımlısıdır. İsrail ile de ciddi ilişkileri vardır. Filistin konusunda, hiçbir zaman samimi olmamışlardır. (Fas kralı gibi.)
- c) Ne yazık ki ABD, İngiltere, Fransa vb. ülkelerin düzenlediği eğitim sistemleri yüzünden, çoğunda Türk ve Osmanlı düşmanlığı mevcuttur. Uydurma tarih ve edebiyat kitapları ile halklar yanlış bilgilendirilmektedir. Osmanlı, (bu kadar fedakarlık yapmasına, adil davranmasına rağmen) sömürgeci ilân edilmektedir. Ve biz Filistin’de, Sina’da, 30 bin şehit verirken Suud ve Haşimi ailesi, İngiltere’nin emrine girmiş, bizi arkamızdan hançerlemiş, en büyük ihaneti yapmıştır. İşgal komutanı Allenby ile Lawrence kul olmuşlardır. Kuruluşuna izin verdikleri İsrail’in devlet terörü karşısında, suskun kalmışlardır. Hatta Filistin’in iki parçaya bölünmesine de destek vermişlerdir.
Kon uya, gelecek yazımda da devam etmek istiyorum.
