Sevgili okurlarım, geride bırakmış olduğumuz önemli olaylardan birisi 24 Haziran’da yapılan baskın seçimdi. Bu seçimin normal zamanına on altı ay varken, neden böyle bir karar alındığı farklı farklı anlatılmış olunsa da, bence düzgün gitmeyen ekonomik nedendi. Ekonomik boyutun, daha fazla sıkıntı yaratmaması açısından böyle bir baskın seçim yolunu seçmiş oldular. Tabi, yapmış oldukları baskın seçim sonucunda da başarılı olundular.
Sevgili okurlarım, benim bu yazıyı kaleme almamın asıl maksadı seçim süreci boyunda ister iktidar partisi ve ya yandaşı, isterse muhalefet partilerinin kullandığı dil üzerinde durmaktır. Bu nedenle, alınan neticeye bakarak, bir sonuç çıkarmak gerekir. İktidarın on beş yıl boyunca yapmış olduğu işleri, ekonomiyi dört dörtlük canlandıran işler olmasa da, halkın yüzde ellisi iktidarın yapmış olduğu işleri olumlu bulmaktadır. Bu nedenle yapılan seçimlerde, kendilerine inandırmış oldukları seçmenleri oylarını o yönde kullanmaya devam etmektedirler. Böylece her seçim sonucunda, iktidar da güven tazelemiş oluyor.
Buraya kadar her şeyi normal diyelim. Benim söylemek istediğim seçimde kullanılan dildir. Şöyle ki, hanı derler ya, “Tatlı dil yılanı yuvasından çıkarır.” sözünü unutmamak gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi adayı Sayın Muharrem İnce, Ak Parti adayı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın kullandığı kavgacı bir dil ve üslup yerine, O’nun yaptıklarını halkın anlayacağı bir dili ve üslup kullanarak anlatmış olsaydı, inanıyordum ki beş puan daha fazla oy alırdı. Çünkü Ak Parti Adayı Sayın Recep Tayip Erdoğan oldum olası söylem ve politikasını sertlik üzerine kurmuş ve kendine bir hedef seçmiştir. Seçmiş olduğu hedef bu kez iki oldu. Yani, Sayın CHP. Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu yanında, Cumhur Başkanı Adayı Sayın Muharrem İnce’yi de kavgasına eklemiş oldu. Bu saye de, seçmenini de kamgaya taraf yaparak, seçimi kazanan taraf oldu.
Sonuç olarak şayet Sayın Muharrem İnce halka hitap ederken çok etkileyici olmasına karşı, Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın kavgacı politikasının içine girerek, çık karşıma, gel televizyonda ekonomi tartışalım demeye başladı. Hal bu ki o kavgacılığın yerine, git halka hesabını ver demiş olsaydı, daha etkili olurdu diye düşünüyorum.
Bu hususta yazılacak çok şeyler var ama, şimdilik bu kadar.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair





















