Gönlüm bir gün uzaklaştı bu şehrin kapılarından.
Yollar kıvrıldı kıvrıldı uzaklaştı kayboldu.
Bir çöle vardı, secdeye kapandı gönlüm.
Çığlıklarımın her zerresi ruhuma yer etmişti.
Bir ses duydum gaipten.
Gönlüm ürperdi.
Gök yırtılmıştı.
Çırpınıyordu bir kuşun kanatları gibi.
Kan rengindeydi gözleri.
Can denilen şey:
Nedir bu çektiklerin?
Kara vicdanlardan.
Aklım çoktan kaçmıştı.
Gönlümü gördüm,
Şafakta yeryulanın üstünde.
Bir altın bilezik gibi pırıl pırıl parlıyordu.
Aklıma gel dedim.
Beni kırmadı.
Yakaladım gönlümü,
Taktım aklımın peşine.
Canım öyle sevindi ki
Aklımla, gönlümü yan yana görünce.
Yola revan oldum.
Tam zamanıydı; ya bir dosta,
Ya da, bir yar adayına rastlama hissi
Doğdu içimde.
Rastgele çaldım güneşin vurduğu bir kapıyı.
Çıka çıka bir kurt çıkmasın mı karşıma.
Uluması ağlattı gönlümü.
Aklımı aldı başımdan.
Bana saldıracak diye beklerken,
Okşadı başımı.
Nasıl titredim bir bilsen.
Arkadaş oldu benimle.
Beraberce çimene oturduk.
Dedi: Nedir bu insanlardan çektiğin.
Seni emzireyim.
Kanımdan kan vereyim.
Hürriyetin havasından koklatayım.
Kır seni esir eden zincirleri.
İyi haberler dinle.
Bakışların umman gibi olsun.
Ve hep yıldızlara baksın,
Derin ve keskin.
Dünü unut.
Sevdan, Yüce Yaradana yarasın.
Kimseye kul olma mevladan gayrı.
Bırakma sevgi denilen yüce duyguyu.
Bu kurt beni, benden aldı.
Gönlümü tütsüledi.
Aklıma fikir verdi.
Aşkı, derdime tabip eyledi.
Beni kurt yaptı!
Öyle oldum ki
Bütün bilmecelerin cevabını verir oldum.
Pişman olacak bir iş mi? Asla.
Nefsimi idrakta tam bir ölçü.
Müşkilatları aşmada tam bir usta.
Sabretmede taş.
Kıskançlıkta namus.
Meğer çaldığım kapı bir “mağara üniversitesi”,
Karşımdaki “kurt” ise bir öğretmen imiş.
Burada sadece akıl, ruh, cesaret değil,
Gülmeyi de öğretirler sana.
Ne birinin duyacağı kadar kahkaha,
Ne de sıkıcı bir tebessüm.
Öyle bir gülüşü yalnız bu kurtta gördüm.
Onun gibi güldüğüm gün,
Bahtiyarlığı yakalayacağım.
Yürek çırpışlarını hissediyordum.
Bir serçenin daldan dala sekmesi gibi.
Dirilişin ayak sesi.
Gönlüm de çiçek açmıştı sanki.
Hülyalarım buram buramdı.
Dilimde beyaz ağıtlar.
Yüreğimde kötülüğe karşı,
Çetin bir inat.
Bu “kurttan” çok şey öğrendim.
Ona hayranlığım hiç bitmeyecek.
Yusuf Yılmaz