Saygıdeğer okurlar, bugüne kadar hep aynı isimler ve aynı yüzler için çalıştınız, görülmüştür ki değişen ve gelişen fırıldaklık dışında hiçbir şey yok,sıfır sıfır elde var sıfır.Hiç olmazsa “zararın neresinden dönülürse kardır” ödeyişinden hareket ederek bir kez de toplum ve ülke için çalışın!
Devlet adına milletine Allah’ın rızasını kazanmak adına hizmet etmek için göreve soyunan herkes eğitimli bilgili ve görgülü olmak zorundadır. Ancak bu bütün dünyada böylemidir bilinmez ama Ülke de doğru dürüst ve kişilik sahibi adamdan devlet idarecisi olmaz diye düşüne ve her seferinde aynı düşünce ile hareket eden bir büyük kitle var.
Bu bahsettiğimiz ve rüzgâr’a göre yelken atçını vurgulamaya çalıştığımız büyük kitle neye göre değerlendiriyorsa her zaman doğru ya da yanlış mutlak surette güçlü gördüğünün yanında yer almayı yeğliyor. Bu kitleyi karasızlar olarak değerlendirip anlatmak pekte yanlış olmasa gerek.
Ülkemizin ve insanlarımızın huzurlu ve güvenli geleceği için eğri oturup doğru konuşmamız gerektiğine göre gerçekleri ok gibi haykırıp halkımızla doğruyu paylaşacak isek sözlerimizin arkasında dimdik durmamız gerekmektedir.
Ama ne yazık ki tarihimiz boyunca siyasetimizde de ticaretimizde de hep çifte standart davrandık ve hala öyle davranmaya devam ediyoruz.
Bu şekilde ikiyüzlü davranmanın sonu böyle daha nereye kadar gidecek ya da gidebilir. Bu konuda Devlet adına Milletin hizmetine soyunanların tutum ve davranışları bir iki istisna dışında hep aynı. Peki devlet adına millete hizmet etmek için soyunanların illa üçkâğıtçı fırıldak mı olması gerekiyor. Böyle olmayan devlet hizmetinde bulunamaz mı? Lütfen geçmişte olduğu gibi bugün ve hala olmaya devam eden şu ikiyüzlü hareketten kaçınalım.
Çünkü devlet adına millete hizmet etmek ciddi bilgili görgülü ve medeni cesareti yüksek beyin dolu insanlarımızın işidir ve olmalıdır.
Benim ve benim gibi düşünerek hayatlarını idame ettirenlerin bildiği ve inandığı devlet adına millete hizmet edecek siyaset adamının asli görevi halkına gözünü budaktan esirgemeyen adam gibi seçilmiş ve atanmış devlet adamının işidir.
Seçilerek ve atanarak devlet adına milletine hizmet için göreve gelenlerin asli görevi Devleti adına milletine Karşılık beklemeden, millet için çalışmaktır!
Bilgisini, tecrübesini ve deneyimini ülkenin yararına kullanmaktır. Dün ve bugünküler gibi devlet adına üstlendiği görev yetkisini şahsi ve bir avuç yandaşının çıkarı için değil, toplumun yararını düşünerek kullanmaktır. Dün ve bugünde olduğu gibi etkisini ve yetkisini haksızlığını bildiği halde güçlüden yana değil, mazlumdan yana kullanmaktır.
Saygıdeğer okurlar, soruyorum silere söylediklerime uyan ve buradan söylediklerimi uygulayan kaç tane seçilmiş ve atanmış devlet adamı tanıdınız veya tanıyorsunuz?
İş beş yılda birde olsa oy istemeye geldiğinde karşınıza gelenlerin tümü insan görünümlü olduğu için kimlik ve kişiliklerini yüzler aynı olduğundan anlama şansınız yok gibi de görünse en önemli sermayeniz olan aklınızı birazcıkta olsa kullanırsanız ve kullanmayı iyi öğrenir ve bilirseniz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra sapla samanı asla karıştırmazsınız.
Ancak hafızanızı zorlamak bu konuda kendinizi yormak istemediğiniz için düşünme zahmetinden kaçıyorsunuz ada kaçıyoruz. Ondan sonra da akşamdan sabaha nasıl geçtiğini anlamadığınız beş yıl tükenip yeniden aynı yöntemle karşınıza gelenlerin “Halka hizmet, Hak’a hizmet” diye seçim meydanlarında nara atıp oy istemelerine balıklama dalarak geçmişte ve günümüzde tekrarladığınız hata sonucu yine aynı ikiyüzlüyü seçip göreve getiriyorsunuz.
O ikiyüzlü zatı muhteremde haklı olarak seçildikten ve atandıktan sonra, sizi unutup” ayını hamam aynı tas” iki yüzlüğüne kaldığı yerden paşalar gibi devam edip gidiyor.
Biz ve bizim gibi idealist düşünce sahibi kişilerde, aslında yazılacak o kadar çok şey var ki, yazsak mı yazmasak mı diye kara kara düşünüp durmuyoruz!
Başkaları gibi yazsan ne değişecek, demiyoruz ve sonu nereye varırsa varsın deyip doğru olduğundan bilgi ve belgeye dayalı olarak emin olduğumuz her konuyu muhatabı kim olursa olsun,işin ucu nereye varırsa varsın yinede ülkemizin, yaşadığımız şehrimizin ve insanlarımızın toplu çıkarı uğruna yazarak insanlarımızın doğru düşünmelerine ve buna göre hayatlarına yön vermelerine rehber olmak adına halkımızı yattığı yada yatırıldığı ölüm uykusundan uyarmak için canımızı acıtsa da acı ama gerçekleri yazmaya devam edeceğiz diyor, saygılar sunuyorum.
