Kıbrıs barış harekâtında cephede yaralanmış ve yarasının ağır olmasına rağmen iyileşmişti. Gazi olan Ahmet, hayata olan bağlılığı onu her zaman zinde tutmuştu.
Askerden önce canı tenine sığmayan Ahmet, top oynar, yüzer ve kayardı. Ahmet’in sporculuğu meşhurdu. Askerde hareketliliği, sporculuğu ile onu savaşın ön safhasına taşımıştı. Askerden geldikten sonra, arabasıyla futbol sahasına gelirdi.
Maçları sakat arabasında izler, sahadakilere emirler yağdırırdı. Koşmayana kızar, bağırır ve oynayın derdi. Arabasıyla sanki o koşacakmış gibi dertlenirdi. Sahanın içindekileri değil de gaziyi izlerdim. Gaziyi izleyince insanların ne kadar hırslı olduğuna kanaat getirmiştim.
Gaziye her zaman, meyvelerimizden toplar getirirdim. Bir tür sulu armudumuz vardı, onu çok sevdiği için özellikle ona getirmeyi ihmal etmezdim.
Oyun sırasında iki oyuncu çarpıştı. Çarpışma biraz sert oldu. İkisi de kendinden geçmişçesine yuvarlandı ve kalkamadılar. Ah ve ohlar peş peşe geldi. Yanlarına koştular. Doktorun gelmesiyle, arabaya atıp hastaneye götürdüler. Bu arada, gazi, “Ayağım” diye sürekli sızlandı. Elini ayağına doğru uzattı. Bacakları dizlerinden kesik olduğu için, ilgimi çekti. Gaziye eğildim ve niçin ayağım diye sızlandın diye sordum.
Gazinin gözlerinden yaşlar aktı. Seni üzmek istemezdim. Amacım, ayak olmadığı hâlde beyin ile nasıl bağ kurduğunu anlamak istedim.
Gazi, “Ayaklarım varmış gibi ve onlara hızla çarpılmış gibi, sızladı. Yalnız dayanılır gibi değil. Doktorlar, beyindeki merkezlerle, ilgili psikolojik bir durum diyorlar. Buna karşılık düşüncende bir gelişme oluyor mu? Gazi, bir konu üzerinde eskiye göre daha net düşünebiliyorum. Karşıma çıkan problemi tekrar irdeler oldum. Kafama takıyorum, alıngan oldum. En küçük bir olayda moral olarak çöküyorum.
Kitap okuma alışkanlığı kazandım. Kitap okumasam, zaman geçiremem. Kitap okuduktan sonra çok şey öğrendim. Bilmediğim çok konu varmış. Bugüne kadar okumadan nasıl zaman geçirmişim bilemiyorum. Herkesin kitap okumasını istiyorum.
Üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Hukuk okumak istiyorum. Başaracağıma inanıyorum.
Gazi, askerden önceki hayat dolu yaşantısını bulamamıştı ama moralini yüksek tutuyordu. Üniversite hazırlık için, gerekli kitapları ona göndermiştim. Ayrıca özel notları da vermiştim.
Ahmet’in dramı gazi olduktan sonra başlamıştı. Hastanede uzun süre kalması onu çok yormasına rağmen, kitap okuyup araştırması, onu daha diri tutmuştu. Bu sayede hayata tutunmuş ve iyi olmuştu. Fakat hayatın problemleri bitmiyordu.
Sahada ne kadar eğleniyorsa evde o kadar içine kapanıyordu. Genelde hikâye ve roman okuyordu. Neşeli eğitici kitaplar daha çok hoşuna gidiyordu.
Gazinin dramı, yeni başladı diyerek konuşmaya başlayan arkadaşa ne demek istiyorsun dedim. Arkadaş duymadın mı? Gazi felç geçirdi demesin mi?
Evet Gazi felç geçirmiş ve arabasına sabitlenmişti. Birisi kitabı tutsa o gözleriyle okuyabiliyordu.
Gazinin dramı yeni başlamıştı.