Adam hacı mı olur varmakla Mekke’ye; eşek evliya mı olur, taş çekmekle tekkeye.
Çok sevdiğim bir ata sözümüzdür.
Ata’lar hayat tecrübelerini bir sözle aksettirmişler her zaman. Kulaklara küpe olsun babında.
Bedeni ibadetler sadece beden boyutunda kalır da akla yani gönüle bir şeyler kazandırmazsa bunun hiçbir öneminin olmadığını belirmek için bu sözü takmışlar kulaklara küpe diye.
Beden araçtır, amaç beden aracıyla ruha ve gönüle incelikler kazandırmak ayrıca anlayış istidat ve kabiliyetlerini artırmaktır. Siyah beyaz televizyonları çok kanallı ve renkli hale getirmek gibi hatta daha da ileri götürüp bilgisayara dönüştürmek gibi beyinlerde de beyinde var olan istidat ve kabiliyet potansiyellerini hayata geçirmek önemlidir.
Beyinde üst duyular açılmaya başladıkça insan olgunlaşır, kamilleşir. Olayların zahiri yönünü değil iç yüzünü görmeye başlar. Kişinin olaylara bakış açısı değişir. Alışkanlıkları, huyları, değer yargıları değişir.Eskiden kızdığı şeylere artık kızmaz olur, sevdiği güldüğü şeylere de kızar olur. Yanlış bildiği bir çok doğruyu, doğru bildiği bir çok yanlışı da hayattaki saf haliyle görür bulur. Artık anne babayı tanımadan çocuğa baktığında anne babasını görmüş gibi olur. Tohuma baktığında ağacını görür. Sözün başında daha sonun nereye varacağını bilir.
Boş sözler yakıştırmadıklarından ağızlarına susarlar, doğru tavrı takındıklarından adaletsizliğe susamazlar, zalime haddini bildirirler. Söyledikleri ve savunduklar tüm değerler bedensel değil evrensel doğrulardır. Asla beden derdinde olmazlar. Açlık korkusu çekmezler.Gönüllerinde gam yükü vardır ama sırtlarında dünya derdi yoktur. Dünya sırtlarında olmadığından da eğilmezler iki büklüm olmazlar dünyalık menfaatlara.
Bedenleri değil gönülleri varmıştır Mekke’ye, bedenleri değil gönülleri ilim taşımıştır tekkeye.

















