BERAT KANDİLİ
Berat Kandilimiz kutlu olsun. Üç aylarda bu mübarek aylarda İslam âlemi için çok önemli olan kandil gecelerinden birini daha idrak ettiğimiz bugün, dualarım insanlık içindir.
Savaşların olmadığı, iyilerin egemenliğinde tertemiz bir dünya özlemini çekiyorum. Bin bir emekle büyüttüğümüz, uçan kuşun kanadından esirgediğimiz çocuklarımıza güzel bir gelecek hazırlamak, aydınlık bir dünya bırakmak görevimizdir. Bu gece dualarımda bu düşüncelerim ve dileklerim hâkim olacaktır.
Atalarımız bizlere her zaman övündüğümüz şanlı bir geçmiş bırakmışlar. Adeta bir bayrak yarışı içindeyiz. Bizler o bayrağı her gün daha ileriye taşımalıyız. Zaman tembellik zamanı değildir. Nurullah Ataç’ın dediği gibi “Yarın yorgun kimselerin değil, rahatına kıyabilenlerindir.” Bugün yorgunluktan silkinmeliyiz, rahatımıza bakmamalıyız. Güzel bir gelecek için gayretli olmalıyız.
Eskiden padişahlar zaman zaman kılık kıyafet değiştirerek halkın arasına karışırlarmış. İnsanların dertlerini, sıkıntılarını öğrenirlermiş. Yardıma ihtiyacı olan varsa yardım ederlermiş. Kim olduklarını genellikle açıklamazlarmış.
Yine o devirlerde padişah yanında vezirleriyle gezinirken bir bahçe görmüş. Bahçede de çok yaşlı bir adam ceviz fidanları dikiyormuş. Padişah, ihtiyarın yanına yaklaşmış. Sohbet etmeye başlamışlar. “Ne dikiyorsun ihtiyar?” diyen padişaha ihtiyar, başını bile kaldırmadan cevap vermiş: “ Ceviz fidanları dikiyorum. “ olmuş. Padişah gülmüş ve şöyle demiş: “Sen bu ağaçların yetişip meyve verdiğini göremezsin. Ne diye uğraşıyorsun? Çok yaşlısın, şunun şurasında ne kadar ömrün kalmış ki!” İhtiyar, başını kaldırmış: “İnsanlar ekip dikmekle zarar etmezler. Başkaları ekti, bizler yedik. Şimdi de biz ekip dikelim bizden sonra gelecek kişiler yesinler.” Demiş. Padişah, bu cevabı çok beğenmiş, yanındaki vezirine ihtiyara bir kese altın vermesini buyurmuş. İhtiyar, altın kesesini eline alınca gülümsemiş: “Bakın işte benim ağacım meyvesini vermeye başladı bile…” demiş.
Bizler de yapacağımız işlerde öncelikle kendi çıkarlarımızı değil, toplumun çıkarlarını göz önünde tutalım. Bugünkü dualarımızda da “Ev, araba, şöhret, para…” dileklerimizden çok “Barış, sevgi, kardeşlik, huzur, dostluk…” dileklerimiz öne geçsin. Hepinize sağlık, mutluluk, huzur dolu günler diliyorum. Yüce Mevla’m bizleri her iki dünyada da aziz eylesin. Bütün İslam âleminin Berat Kandili kutlu olsun.
ARIYORUM ALLAH’IM
Zaman söz dinlemiyor, son süratle geçiyor,
Ayda, mevsimde, yılda arıyorum Allah’ım.
Yaş ilerledikçe göz bin zorlukla seçiyor,
Gönülde açan gülde arıyorum Allah’ım.
Doğduğum gün başladı bendeki bu arayış,
Yaz mevsimi yaksa da, dondursa da kara kış,
Ahirden de ahrete süregelen bu akış,
Aşkla çağlayan selde arıyorum Allah’ım.
Bu dünyada insana yegâne gerçek yarsın,
Günahları affeder, sevapları sayarsın,
Kâinatı yarattın, her tarafta sen varsın,
Dağda, yamaçta, belde arıyorum Allah’ım.
Küçücük bir çocukken anneme sordum seni,
Yaşlandıkça anladım hayatı yeni yeni,
Artık sana adadım bu yüreği, bu teni,
Saçımdaki ak telde arıyorum Allah’ım.
Beraat gecesinde, günah sevap kefende,
Ölenin üstündeki helâl olan kefende,
Yer ile gökyüzünde, müspet bilimde, fende,
İzninle esen yelde arıyorum Allah’ım.
Ramazan’da, Kurban’da, kandil gecelerinde,
Dilimin döndüğünce Kur’an hecelerinde,
Dağların, tepelerin hem en yücelerinde,
Petek üstünde balda arıyorum Allah’ım.
Harika‘yım emelim; kavuşmak Rabbim sana,
Aşkın kalbime düştü gezerim yana yana,
Himmetinden, affından bir damla düşse bana,
Adını kalpte, dilde arıyorum Allah’ım.
HARİKA UFUK
