Yer İzmir…
Yıl 1999…
İki kadın yüksek sesle konuşmaktadırlar. Biri 40 diğeri 65 yaşındadır. Genç olanının sesi inler gibi çıkar:
“Gözünü seveyim artık ağlama Melahat abla. Bak tansiyonun çıkacak. Üzme artık kendini…”
“Nasıl üzülmem nasıll? Vayy, vayy! Gitti evlâdım gitttiii! Yaktı başını yaktııı!”
“Olan olmuş bir kere. Onlar, yuvalarını kurmuşlar işte. Şu dakikadan sonra elden ne gelir?”
Melahat Hanım ağıtını, dizlerine vurarak sürdürür.
“Yaktı başını yaktıı, biricik oğlum yaktıı! Yokk, yok!.. Benim oğlum böyle değildi. Ona mutlaka büyü yapmışlardır. ”
Ne dese diğer kadın, Melahat Hanım sesini daha yükseltip ağlıyor, tülbentini başından çekip, saçını başını dağıtıyordu.
Diğer hanım çaresizce mutfağa koşturdu. Sürahiden bir bardağa şu doldurup içine yarım limonu sıktı. Salondaki ağlayan kadına uzattı:
“Al bunu iç ablam. Bak, çok korkuyorum başına bir iş gelecek, diye ha…”
Uzatılan bardaktan bir yudum içtikten sonra ağıtını sürdürdü.
“Başıma daha ne geleceeek? Gelen geldiii… Vayy anam, vayy! Bu günleri de mi görecektim, vayy!”
…
Hani güven duygusundan sıklıkla bahsederiz ya, işte yukarıdaki hadise o güvenın yıkılıp bir haneyi meteor düşmesi gibi yakmıştır.
Konu şudur: Melahat Hanımin çocuğu olmaz. Yıllardır doktor doktor dolaşırlar. Her alternatif tedaviyi denerler. Umutları tükenmiştir. Adaklar adarlar. Yine de olmaz.
Ama Allah ona 40 yaşından sonra bir erkek çocuğu verir. Dünyalar onun olmuştur. Gözünden bile esirgeyerek büyüttüğü oğlu bilgisayar mühendisi olur. Davul zurnalarla oğlunu askere yollar. Asker yolu gözler iki gözü iki çeşme.
O yıllarda terör tüm yurdun insanına ölüm korkusu salmıştır. Gözünden esirgediği tek oğlunu doğuya yolcu etmiştir.
Hatimler okutur, okur. Adaklar adar. Yeter ki, oğlu evine sağ sağlim dönsün, diye. Her ana gibi Melahat Hanım da endişe içinde, medyadaki haberlere pür dikkat, tam 12 ay asker yolunu gözler.
Biricik oğlu asker dönüşünde adadığı kurbanlar kesilir. Üç gün yemekler dağıtılır.
Oğul Vestel firmasında işe başlar.
Buraya kadar her şey normaldir…
Ta ki, biricik oğlu internetten tanıştığı kızla arkadaşlık edene kadar…
Devam edecek
Emine Pişiren/ Kocaeli





















