Çerkez Sürgünü’nün ve Soykırımı’nın yıl dönümüne…
BENİM MESELİM
Tam yüz kırk üç yıl önce
Sürülmüş öz yurdundan atalarım
Yurt bellemiş
Ev bellemiş
Yuva bellemişim seni Türkiyem
Yurtların en güzeli
Memleketimden insan manzaralarına bakmışım
Masmavi gözüyle şairin
Zil Şal ve Gül ile Endülüs’de
Raksı da hayal etmişm Beyatlı’yla
Ay yükselirken akşamları sazlıklarda
Kamışlarla tutuşmuşum
Haşim misali
Tokat’a Doğru demişim
Külebileyin
Masa da masaymış ha Demişim
Masama dertlerimi yüklemişim
Yirmi şu kadar yıllık sınıfımda
Ama çöp gibi bir oğlana tutulan
Aysel’e de yanmışım
‘Şu Fırat ‘ın Suyu akar derindir’
Türküsünü de dinlemişim
Demirkırat Parti
Halk Partisi
Çeşitlemelerini de dinlemişim dedemden
Mahallenin tek buzdolaplı evinden
Kar gibi porselen kabın içinde
Bir avuç buz da istemişim
Kör Talatgil’den
Çerçici Memiş’in eşeğinin üstündeki
Tehliz torbadan paslı testeryle kestiği
Yayla buzundan da yemişim
Mahalledeki her çocuğu
Esme Nine’nin doğurttuğunu
Bebe ters geldiyse
Bedirhan Ebe’ye koşulduğunu da görmüşüm
İlkbaharda çiğdemler açar açmaz
Karların altından sarı mor
‘Mehlenin çocuklarının’
Takıp çiğdemleri iğde dalının dikenlerine
‘Çiğdem çiğdem çiçecik
Ebem oğlu bitecik,
Bir verenin kızı
İki verenin oğlu olsun’
Çığlıklarıyla yağını bulgurunu
Ev ev toplayıp pişirdikleri
Çiğdem pilavına kaşık sallamışım
Masal saatlerini dinlemişim pilli radyodan
Ciklet almışım bakkal Bilâl Amca’dan
Açık hava sinamasının filmlerini izlemişim
Sultan Abla’yla
Çelik çomak
Dokuz Dalya oynamışım
Garibim illetli öksüz Tafil’le
Büyüyüp uluca kavaklar gibi serpilip
İş aş eş evlat sahibi olmuşum en helâlinden
Şükür şimdi her evde buzdolabı var
Şükür şimdi ‘garbın afâkını
Çelik zırhlı duvarlar’ sarmıyor
Şükür şimdi bir daha İstiklâl Harbi’nde
Dedeler babalar kalmıyor
Seni canımdan çok seviyorum Türkiyem
Sen vatanların en güzelisin
Seni canımdan çok seviyorum Milletim
Sen Milletlerin en cömertisin
Türkiyem Türkiyem canım vatanım
Atatürk’ümün emanetisin!
ŞÜKRAN UÇKAÇ YARGI SAZSIZOZAN
11.07.2006 ANKARA























