Sonsuzlukta bir akşam ve gökyüzünü kaplayan bulutlar…
Beethoven Ay ışığı sonatı’nı dinlerken, penceremde ay ışığını göremedim.
Bu dünyada kör bir kıza Ay ışığını anlatmak için beste yapan bir Beethoven geçti. Beethoven tarafından 1801 yılında bestelenmiş. Her dinleyişimde gözlerimi kapatıp dinlediğim, adeta ruhuma işleyen eser.
Dahi bestecinin dahi eseri, Beethoven’ın duyma yeteneğini tamamen kaybettikten sonra bestelediği ve kendi ifadesiyle ‘ancak kulağının içinin en içinde’ duyabildiği bestesidir. Kendini bir müzisyen olduğu kadar matematikçi olarak da gören Beethoven Ayışığı Sonatı ile müzik ile matematik arasındaki bağın varlığını da kanıtlamıştır.
“Bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir.
arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. İkisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. Kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini ve muhakkak çalan kişiyi görmek istediğini söyler.
Kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır. Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. Annesi kıza, Beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. Bunu gören Beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek.
Kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
Bunun üzerine beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.”
Gözlerinizi kapatıp dinleyin.





















