Değerli Yazarlar, şairler, ozanlar, gazeteciler ve aramızda bulunan misafir dostlarım, sizleri yanımızda görmekten mutlu olduğumu bildiriyor, şahsım ve yönetim kurulumuz adına da hoş geldiniz diyor, teşekkür ediyorum.
Sizlerle Nisan da bir arada olup bu ay kutladığımız üç bayramla ilgili düşüncelerimi aktarma fırsatı verdiğiniz den dolayı da onur duymaktayım. Bakın, Nisan ayında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık. Mayısın birinde Emek ve Dayanışma Bayramını, Bugünde Hıdrellez bayramını kutlamaktayız. Her üç bayramında derin tarihsel geçmişe sahip olduğunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir.
23Nisan Bayramı bizlerin ulusal bağımsızlığımızın simgesi olup, Mustafa Kemal Atatürk, Tarafından önemine binaen çocuklarımıza armağan edilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Birinci Dünya savaşı sonucunda Osmanlı İmparatorluğu savaştan yenilgiyle çıktı. Bu yenilginin sonucunda 30 Ekim1918’de Mondros Mütarekesinin imzalanmak zorunda kaldı. Bu yetmemiş gibi sonrasında sevr anlaşmasını da imzalanmış oldu. Böylece Osmanlı İmparatorluğu resmen parçalanmış ve dünya üzerindeki hükümrancılığı sona ermişti. Üç kıtanın hâkimi olan Osmanlı İmparatorluğu tarihin karanlığına gömülmüş oldu.
Bu antlaşmalardan sonra, Anadolu’nun çeşitli semtlerinde iç isyanlar başlatıldı. Anadolu’da yeni oluşumlar peşinde koşanlarla, işbirliği yapan ayrıcalıklı güçler, iç isyanlar çıkararak eşkıyalık yapmaya başladılar. İsyancıların ve eşkıyaların başlatmış oldukları hareketler, işgalcileri fazlasıyla iştahlandırdı. İşkâl güçleri bu isyanları bahane ederek padişahı sıkıştırmaya başladılar. Padişaha, ya bu isyanlar durdurulur ya da biz durdurmasını biliriz tehdidinde bulunmaktaydılar. Bunların asıl amaçları çıkarılmış olan bu isyanlardan yararlanarak, Karadeniz üzerinden Anadolu’yu kuşatmak ve Türk halkını esir almaktı.
Padişah Vahdettin bu baskılar karşısında, isyanların bastırılması için Mustafa Kemal’i Askeri ve Mülkü makamlarını idari müfettişi olarak görevlendirdi. Görev emrini alan Mustafa Kemal, 17 Mayıs 1919 da bandırma vapuruyla, Samsun’a hareket etmiş oldu.
İşkâl kuvvetlerinin Anadolu’da çıkartılan isyanları bastırmaya gidenin kim olduğunu öğrendiklerinde, telaşa kapıldılar. Hemen Mustafa Kemal’i Karadeniz’de imha etmek için seferber oldular. Bütün takiplerine rağmen, Mustafa Kemal’in Karadeniz’de izine rastlayamadılar.
Mustafa Kemal kendisinin takip edileceğinden emindi. Bunu çok iyi bildiğinden, zor şartlara rağmen kıyı şeridini takip ederek, 19 Mayıs 1919 da Samsun’a ayak basmış oldu. Hiç vakit kayıp etmeden, “Amasya Tamimini yayınladı. Vatanın bütünlüğünün tehlikede olduğunu, Türk halkına bildirdi. Sonrasında da Erzurum, Sivas Kongrelerini yaptıktan sonrasında Ankara’ya gelerek, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını sağlamış oldu. Birinci kurucu meclise hem başkan hem dede Baş Komutan yetkileriyle ulusal kurtuluş savaşını başlattı. Akabinde topyekûn bir savaş vererek, ulusal kurtuluş savaşını da kazanmış oldu.
29 Ekim 1923 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunu bütün dünyaya ilan etmiş oldu.
Mustafa kemal Atatürk kazanılan her savaşı bayram ilan ederken, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış günü de Ulusal Egemenlik Bayramı olarak ilan etmiş oldu. O Bu günüde çocuklarımıza armağan etmiş oldu. 23 Nisan gününü, çocuklarımızla birlikte dünya çocukları da kutlamaktadır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza verilen değer ve anlamın önemi düşünüldüğünde, bir devletin ayakta nasıl kalacağının işareti olarak sayılmıştır. Bu inançla, sizlerin ve çocuklarımızın Ulusal Egemenlik Bayramını kutluyor, bütün günlerin daha umut dolu olmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, ikinci bir bayram olarak ülkemizde kutlanmakta olan işçi bayramıdır. Bu bayram Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatının 1889’daki Paris Kongresi’nde “işçilerin ortak bayramı” olarak kabul edilmiştir. “1 Mayıs İşçi Bayramı” tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de işçiler ve emekçiler tarafından coşkuyla kutlanmaktadır. Bu bayramı elde etmekte kolay olmamıştır. İlk olarak 1886 da Amerika’ da başlayan hak arama eylemleri, sekiz sata çalışmayla sonuca varılmıştır. Bu yolda işçiler büyük bedeller ödemişlerdir. Emek sermaye çelişkisi bir derecede olsa, işçi birliklerinin kurulmasıyla en az düzeye indirilmiştir.
Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı’nın 1889 Paris Kongresi’nde (II. Enternasyonalin 1. kongresi), işçilerin dayanışmaları amacıyla yılda bir günün işçilerin ortak bayramı ilan edilmesi benimsendi. Amerikalı sendikacıların önerisi üzerine o gün ”1 Mayıs” olarak belirlendi. Dünyada 1890’lı yıllara uzanan İşçi Bayramı, Osmanlı Devleti sınırlarında ilk olarak 1911’de Selanik’teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlanırken, İstanbul’daki ilk kutlama 1912 yılında gerçekleşti.
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı nedeniyle ara verilen 1 Mayıs kutlamaları, uzun bir aradan sonra 1921’de yapıldı. Türkiye Sosyalist Fırkası’nın (TSF) çağrısı üzerine İstanbul işçileri mayısın birinci pazar günü tatil yaptı. TSF merkezindeki bayramlaşmadan sonra, partinin Genel Başkanı Hüseyin Hilmi Bey ve üç delege, sadrazamı ziyaret etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkileri çerçevesinde, Ankara’da 1 Mayıs 1922’de işçi bayramını kutlandı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez 1 Mayıs 1923’te resmi olarak işçi bayramı kutlamaları yapıldı. Darbeler ve olağanüstü koşullarla kimi zaman yasaklanan 1 Mayıs, DİSK’in 1976 yılında Taksim’de düzenlediği programla geniş kitlelerce kutlandı. Bir yıl sonra 1977’de yine Taksim Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs kutlamalarında, meydandakilerin üzerine ateş açılması nedeniyle 34 kişi yaşamını yitirdi. Durum böyle olunca, Milli Güvenlik Konseyi’nce 12 Eylül döneminde 1 Mayıs İşçi Bayramı günü, resmi tatil olmaktan çıkarıldı. Daha sonra 2009 yılında 1 Mayıs, 28 yıl sonra , “Emek ve Dayanışma Günü” olarak resmi tatil ilan edildi.
Bu kararın ardından 2 yıl boyunca kutlamalar Türk-İş, Türkiye Kamu-Sen, DİSK, Memur-Sen, Hak-İş ve KESK’in yanı sıra sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin katılımıyla Taksim’de ortak yapıldı. Sonraki dönemde Taksim Meydanı’nda kutlamalara izin verilmemesi nedeniyle, bazı işçi ve memur konfederasyonları kutlamalarını Anadolu’daki şehirlere kaydırdı. DİSK ve KESK ise bu yıla kadar 1 Mayıs kutlamalarını Taksim Meydanı’nda yapma konusunda ısrarcı oldu. Önceki yıllardan farklı olarak DİSK ve KESK’in bu yıl Taksim Meydanı yerine Maltepe Meydanını tercih etme durumunda kaldılar. 1 Mayıs “Taksim Meydanı” tartışmalarının gölgesinde kutlanmış oldu.
Değerli arkadaşlarım, bugün sizlere bir de Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramından söz etmek istiyorum. Her yıl 6 Mayıs Mevsimlik bayramlarımızdan olan ve yazın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle olan Hıdrellez, doğanın canlanmasını simgelemekte; ayrıca, Hıdrellez kutlamaları insan ve doğa arasındaki uyuma yaptığı vurguyla; doğa sevgisinin, hoşgörü ve yardımlaşma duygularının pekiştirilip, geleneksel kültür ve doğal değerlerimize ilişkin koruma bilincinin güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır. Bu doğrultuda; halkın geniş katılımıyla özellikle çocuk ve gençlere yönelik piknik ve kır şöleni gibi etkinlikler şeklinde kutlanmaktadır.
Bu gün Anadolu Kültür sanat ve Mozaik Derneği salonunda bizlerle bir arada olan siz değerli arkadaşların katılım sırasıyla;
Başta dernek yöneticilerinden Derneğimizin başkanı Sayın Mürsel Adıgüzel, Başkan Yardımcısı Cemil Özdemir, Sayman Muntaz Adıgüzel, yönetim Kurulu Üyelerinden Ayşe Nurdan Gözen, Hikmet Işık Cankat ve Mehmet Tüter. Üyelerimizden Aşık Erzade Kapan, Ozan Mustafa İncı, Mehmetali Işık, Recep Boyalı, İskender Şimşek Yıldırım, Şengül Yıldırım,Sedat Aktaş, Ayten Oral, Muzaffer Doğan, Leyla İnan, Sanatçı Halide Göksoy, Ali İhsan Öztürk ve Murat Çoban katılışlardır. Etkinliğimize katılan Şairler den Ertuğrul Kalafat, Hale Küçük, Yücel Dede, Mehmet Mustafa Doğan, Cemal Ağcakaya, Ozan Hüseyin Gülen, Cezayır Cengiz, Nüket Everest, Arif Ocakçı, Mustafa Küçükkan, Neşe Kızılyar, Melek Dönmez, Hüseyin Çelik, Fahri öztürk, Günay Aksoy, Habip Kaymak, Hasibe Çetin, İsmail Tosun, Arda Tosun, Sanatçı Sehar Aksoy, İnci Yıldırım, Celal Şenel, Can Akcan, Sanatçı Veysel Güler, Sefer Kocakaya, Necdet Aslan ve Filiz Akdağ katılmışlardır.
Değerli katılımcı arkadaşlarım, üç bayramla ilgili sözlerimi tamamlarken, beni sabırla dinlediğiniz içinde teşekkür ediyor, sevgiler saygılar sunuyorum.
AKSMDER BAŞKANI
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair





















