Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ertuğrul ERDOĞAN

Baykuş ve Leylek

Ertuğrul ERDOĞAN Yazar Ertuğrul ERDOĞAN
14 Ocak 2011
Ertuğrul ERDOĞAN
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Benden hep neden korkarsınız bilemem. Ötüşlerimi hep uğursuz sayarsınız. Siz insanlar, nedense hep kelebekleri, güvercinleri ve kanaryaları kendinize daha yakın bulursunuz. Onların, benden daha güzel olduğunu mu düşünüyorsunuz? Beni merak mı ettiniz? Önce kendimi tanıştırmadığım için sizlerden özür dilerim. Ben, gecelerin keskin bakışlı ve sizlerin batıl inancı olarak gördüğünüz Baykuşum. Biliyorum, bende sizler gibi doğanın bir parçasıyım. Benden öyle korkmanıza da hiç gerek yok. Hem ben, sizi bulunduğunuz yerlerde rahatsız ediyor muyum? Yalnızca bir ağacın üstünde veya bulduğum bir tepede öylesine yaşama sıkıca sarılmaya ve karnımı nasıl doyuracağıma bakıyorum.

Hava yine karanlık ve pusluydu. Bugünde her gün olduğu gibi erkenden yuvama girdim. Bana, sizler gibi altı veya sekiz saat uyku yetmez. Uzunca uyurum ama, sabahta günüme erkenden ‘merhaba’ derim. Zifiri karanlığı da hiç sevmem. Geceleri, arkadaşlarım benim için gizli işler çevirdiğimi söylerler ama, lütfen bunda kötü niyet aramayın. Yalnızca yaşamım için gerekli olan yemek peşindeyim. Gündüzleri, de bir ağacın tepesinde öylesine tünediğime bakmayın. Sizlerde geceleri avlanmanın zor olduğunu az-çok anlarsınız. Karın doyurma mücadelesi beni yorgun düşürüyor o kadar. Sandığınız gibi vahşi de değilim. Bana bir adım yaklaşana, ben iki adım yaklaşırım. Ne yapayım, yaradanım da beni böyle yaratmış. Korkmayın benden.

Güneş yine sıcaklığını her yere salmıştı. Nefes alınacak gibi değildi. Doğa öylesine yemyeşildi ki. Hep, arkadaşlarımın “insan” diye anlattıkları canlıları merak etmişimdir. Yanıma yaklaşan Leyleğe sormadan edemedim.
“ Bana insanları anlatır mısın?. Ne yerler, ne içerler, nerede yaşarlar?”
“ Hiç sorma Baykuş kardeş, onlarda, köylerde, şehirlerde, hep birlikte yaşamayı seviyorlar. Bende bulunduğum yerde havalar soğumaya başladığında göç etmek için yola çıktım. Onların gökyüzünden aşağıdaki mücadelelerini bir görseydin. Kimisi, çocuklarına kışlık elbiseler alıyor, kimileri de odun ve kömür peşindeydi.
“ Bizlere benziyor mu?”
“ Hayır, onların görüntüleri bizlerden çok farklı.”
“ Merak ettirme beni. Hadi anlatır mısın?”
“ Tabi ki anlatırım ama anlattıklarımla hayal dünyanı genişletebilir misin?”
“ Sen yine de anlat. Beynimde canlandırmaya çalışırım.”
“ Onlar da senin benim gibi göze, ağza, kalbe, ne bileyim üreme organlarına sahipler. Yalnızca, onların bizim gibi kanatları yok. Anlayacağın uçamıyorlar. Bizler gibi özgür değiller. Canları sıkıldıkları zaman genelde bizlere özenirler. Birbirlerini öldürdükleri zaman, cenaze törenlerinde bembeyaz güvercinleri özgürlük simgesi olarak kullanırlar. Farklı olarak kolları ve bacakları var. Tabi ki en önemlisi de düşünmelerine yardımcı olan, beyinleridir.”
“ Herkes düşünebiliyor mu?”
“ Hem de nasıl düşünüyorlar. Bazen çok düşünenleri hapislere bile atıyorlar. Yaptıklarını bir görsen, şaşırırsın.”
“ Onlar nerede yaşarlar?
“ Evi olan evinde, olmayanlarda senin benim gibi dışarıda yaşarlar.”
“ Ev ne demek”
“ Baykuş kardeş sen bana insan anlat dedin. Şimdi ev nedir, diye soruyorsun. İstersen gel birlikte gezelim. Hayalinde değil, canlı görürsün.”
“ Olur ama, insanlar ya beni avlarsa.”
“ Senin keskin bakışlı gözlerinden çok korkarlar. Yanına yaklaşamazlar bile. Sen gel benimle.”
“ Tamam o zaman.”

Gökyüzü mavi ve özgürdü. Hava baharın gelişiyle sıcaktı. Leylek kardeşle yan yana uçuyorduk. Yuvam dediğim orman, çok uzaklarda kalmıştı. Kaç tane dağı ve ovaları birlikte geçtik anımsamıyorum. Karşımıza puslu bir alan çıktığında çok korktum. Dostuma,
“ Hayırdır puslu yer, bulutlar mı?” diye sorduğumda, leylek uzun gagasıyla gülümseyerek yanıt verdi.
“ Ne bulutu Baykuş kardeş. Bulut zannettiğin puslu yerin ardında insanlar yaşıyor. Ona hava kirliliği derler.”
“ Peki neden puslu? Şimdi onlar, gökyüzünün maviliğini göremiyorlar mı?
“ Görmez olurlar mı. Bizlerden tek farkları, oksijeni az bulurlar. Sana söylemiştim ya, onların beyinleri yalnızca iyi ve kötüye çalışır. Gece ve gündüz hiç durmadan çalışırlar. Çalışmayanlar da hayatta çok zorlanırlar. Sen teknoloji sözcüğünü hiç duydun mu?”
“ Nerdeeee!… Ben, hayatımda ormandan başka hiçbir yer görmedim ki. Anlatanda olmadı ki. Merak ettim. Hadi anlat da öğreneyim.”
“ Çok uzakta uçanı görüyor musun?”
“ Görüyorum. Kartalı mı?”
“ Ne kartalı kuzum, o uçak.”
“ O da ne demek ?”
“ Sen teknolojiyi öğrenmek istiyor musun, istemiyor musun?”
“ İstiyorum. Ama onun insanlarla ne ilişkisi var. O da, senin benim gibi uçan bir kuş.”
“ Hayır, onu insanlar yaptı. Bizlerden esinlenip, yaptıkları bu alete, uçak diyorlar. Onunla, kendilerini ve yüklerini taşıyorlar. Uzun gidecekleri mesafeleri kısa zamana indirdiler. Daha onlar ne ki, hani senin geceleri gökyüzüne baktığında gördüğün o parlak Ay denen yere bile gittiler. Uzayın derinliklerine aletler gönderip, bilinmeyen gezegenlerin resimlerini bile çektiler.”
“ Leylek kardeş, desene onlardan çok korkulur. İstersen geri dönelim.”
“ Daha bunlar ne ki, bir de onların diğer yüzlerini görsen. Savaşlar çıkartıp birbirlerini nasıl öldürdüklerini, birbirlerinin malını nasıl gasp ettiklerini, dünya malına nasıl sarıldıklarını, bir de hırslarını anlatsam inan şaşar kalırsın. Zaten, birazdan şehri şöyle bir dolaştırdığımda kendi gözlerinle göreceksin.”
“ Geldiğimiz yerin adı ne?”
“ İstanbul”
“ Yeşillik nerede? ”
“ Pazarda kaldı.”
“ Şaka mı yapıyorsun kuzum.”
“ Evet, bir zamanlar bu şehrin çoğunluğu orman alandı. Burada bizim arkadaşlarımız yaşardı. İnsanlar, yerleşim alanı bulmak için ormanları yaktılar. Ve gördüğün gibi her tarafı beton bina yaptılar. Şimdi de küresel ısınma diyorlar, başkada bir şey demiyorlar. Bak, onların yaptıkları bizlere de dokundu. Kutup bölgesindeki dostlarımızı bir düşünsene. Yakın zamanda, kim bilir kaç neslimiz yok olacak. “
“ Peki denizin üstündekiler nedir?
“ Bunlarda insanların eseri.
“ Haklısın dostum. Şu yaptıkları evlere bak. Bir düzen yok ki. Yukarıdan bakıldığında geometrinin her şekli mevcut.”
“ Baykuş kardeş, Allah’ını seversen, şu dere kenarına hiç ev yapılır mı? Sen söyle. Yağmur yağdıktan sonra, sellere kapılan eşyaları ve insanların halini bir görsen, vallahi acırsın. ”
“ Yapılmaz tabi ki, Hani onlarda akıl vardı. Hani beyinleri bizlerden daha iyi çalışırdı. Sahi derenin rengi neden böyle?”
“ Aşağıda gördüğün şu insanlar, para hırsı yüzünden, canlıların sağlığını düşünmeden ve önlem almadan fabrikanın zehirli atıklarını buralara boşaltırlar. Anlayacağın çevreyi kirletip, kendi nesillerini yok ettikleri gibi, bizleri de yok etmeye çalışırlar.”
“ Leylek kardeş, beni buradan uzaklaştırıp, cennetime geri götürür müsün?”
“ Daha anlatmaya yeni başlamıştım. ”
“ Ben fena oluyorum. Uzaklaştır beni buralardan. Ormanıma geri dönmek istiyorum. ”

Paylaş
Etiketler: insanlarkarınnefesöyküsanmak
Önceki Yazı

Gizli Astım

Sonraki Yazı

Adalet, Sistem, Hükümet

Ertuğrul ERDOĞAN

Ertuğrul ERDOĞAN

İlişkili Yazılar

Edebiyat

Miğfere Küçük Yumruk

14 Nisan 2022
5k
Ertuğrul ERDOĞAN

Nare

16 Şubat 2022
5k
Ertuğrul ERDOĞAN

Âdem İle Havva’nın Kemikleri Sızlamaz mı?

01 Şubat 2022
5k
Edebiyat

Âdem İli Havva’nın Kemikleri Sızlamaz mı?

20 Ocak 2022
5k
Sonraki Yazı

Adalet, Sistem, Hükümet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap