Ancak Basın İlan Kurumu’nu bu sözün iyi anlattığını düşünüyorum.
İlan alan gazeteler için iyi…
Alamayanlar için ise kötü.
Devletin bir kurumu, resmi ilanlarını ve ihale ilanlarını bu kurum aracılığı ile kamuoyuna duyuruyor.
Devletin kurumu, sütün santim üzerinden ilan parasını bu kuruma veriyor.
Kurum da yasa gereği resmi ilan yayınlanmaya hak kazanmış gazetelere, ilanları dağıtıyor.
Dağıttığı ilanlardan da yüzde 15 komisyon kesiyor.
Kesilen komisyonlarla kurum ha-yatına devam ediyor.
Düşünüldüğünde yararlı bir kurum.
Belki böyle bir kurum olmasaydı, devletin kurumları, belediyeler ihale ilanlarını yayınlamayacaklar ve kamuoyunun bilgisi olmadan ihaleler yapılmış olacaktı.
Ancak dünün koşullarında anlamlı olan bu kaygının bugün için anlamı kalmamıştır.
Çünkü, iletişimin geliştiği, internetin devrede olduğu günümüzde bilmem trajı kaç olan, kimilerinin okumadığı gazetelerde ihale ilanları yayınlansa ne olacak ki?
Yılda bilmem kaç yüz trilyon dağıtılıyor.
Bilmem kaç trilyonu Basın İlan Kurumu’na komisyon ücreti olarak ödeniyor.
Sizden, benden alınmış vergiler birilerine peşkeş çekiliyor.
Görüşüyoruz. Yanıt: çözeceğiz…
Ne zaman?
Gelelim asıl derdimize…
Gerçek Gazetesi olarak kurulduğumuz günden itibaren gerekli şartları yerine getirdiğimiz andan itibaren resmi ilan alıyoruz.
2009 seçimlerine kadar Büyükçekmece’de bulunan 10 belediyenin ve resmi kurumların resmi ilanlarını üç gazete; Gerçek Gazetesi, Haberdar ve Büyükçekmece Gazetesi olarak aldık.
2009 seçimlerinden sonra ise çıkan yeni belediyeler kanunu gereği sadece Büyükçekmece Belediyesi’nin ve ilçede bulunan devlet kurumlarının ilanlarını yayınlayabiliyoruz.
İstanbul’da Büyükşehir Belediye Kanunu değişmiş.
Büyükçekmece ilçesi 2005 yılından beri Metropol sınırların içinde kabul edilmiş.
2008 yılında yeni ilçeler kurulmuş.
Ve biz, Beylikdüzü, Başakşehir ve Esenyurt ilçe olmasına ve kaymakamlar atanmasına rağmen; Başakşehir (o zaman Bahçeşehir) Esenyurt ve Beylikdüzü ilçe belediyelerinin resmi ilanlarını yayınlamışız.
2009 yerel seçimlerinden sonra da birkaç ay yayınlamaya devam etmişiz.
Birkaç ay sonra ise Basın İlan Kurumu’ndan yazı yazılmaya bile gerek duyulmadan Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir’in ilanları İstanbul’da bulunan 20 gazeteye gönderilmeye başlanmış.
O günden beri derdimizi Basın İlan Kurumu’nun yetkililerine anlatıyoruz.
Genel Müdüre, hukuk yetkililerine, ilgili birimlerin şeflerine…
Yanıt veriyorlar: …
“Çözüyoruz, çözülecek, ilgileni-yoruz, ilgilenilecek…
“Yönetim kurulu görüş(e)medi, genel kurula götüremedik.”
Anlayacağınız inek hikayesi…
Sonuç ise kocaman sıfır…
Büyükçekmece
Anadolu’nun bir ilçesi mi?
Büyükçekmece Anadolu’da ki bir ilçe gibi değerlendiriliyor.
Yasa ne diyor? Büyükçekmece Metropol belediye sınırları içersindedir.
Basın İlan Kurumu ne diyor?
Büyükçekmece’de bulunan üç gazete, İstanbul gazetesi değildir.
İstanbul’da bulunan azınlık gazeteleri resmi ilan almaya, genel kurul kararı ile hak kazanıyor.
Azınlık olmayan gazeteler ise, İstanbul gazetesi olarak kabul edilmiyor…
Genel müdürün odasında görüşme yapıyoruz. Düzenleme yapılsın.
Tamam deniliyor. Odadan çıkıyo-ruz, ilgili şef ben bu düzenlemeyi yapmam diyor.
– Müdür kim?
– Karşısında sus, dışarı çıkanca aslan kesilsin
– Odada konuşulanların anlamı ne?
– Yanıt yok.
– İstanbul gazetesi miyiz?
– Hayır.
– Düzenleme yapın.
– Hayır.
Bu da bizim yanıtımız. O zaman azınlık gazetesi mi çıkaralım?
Ya iptal edin ya da gereğini yapın
Basın İlan Kurumu’nun müdürüne sesleniyorum.
Bizi ilan almaktan men edin. Ya da gereğini yapın.
İstediğinizde, yönetim kurulunda istediğiniz kararları alabiliyorsunuz.
İstediğinizde genel kurulda karar çıkartabiliyorsunuz.
Bize gelince yanıt çok, çözüm yok… Sorun devam ediyor…
Büyükçekmece İstanbul’un bir ilçesi.
Yasa 2005 yılında çıktı.
Ya, yerel seçimler öncesinde olduğu gibi; Başakşehir, Esenyurt ve Beylikdüzü ilçe belediyelerinin ilanlarını yayınlamaya devam edelim, ya bir genel kurul kararı ile koşulların yerine getirilmesi için özel bir süre tanınarak İstanbul’a dahil edilelim; ya da bizi iptal edin.
Sonuç olarak: Azınlık gazetelerine bir gecede verdiğiniz haklar gibi bizi de İstanbul’un azınlık bir ilçesi(!) olarak tanıyın.
Ya da haklarımızı farklı platformlarda arayalım…
