Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Emine PİŞİREN

Bak O Senin Baban Kızım!..

Emine PİŞİREN Yazar Emine PİŞİREN
01 Temmuz 2019
Emine PİŞİREN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Oskar Wilde der ki:

“Hepimiz bir bataklıkta yaşıyoruz, fakat bazılarımız yıldızlara bakıyor.”

Bir etkinlik projemizi sunmak için İzmit’ten Kandıra Belediyesine gitmek için yola çıkmıştım.
1 saatlik uzaklıktaki ilçeye aktarmalı gitmek azaptı. Ayaklarım beni otogara götürdü. 15 dk sonra gelecek olan otobüsü beklemeye koyulmuştum.

Hava buz gibiydi. Martın ayazı kemiklerimi acıtıyordu. Hani kevgir deliklerinden akan soğuk sular gibi “nokta nokta” parmak uçlarımı sızlatıyordu. Gözüm otogarın dışındaydı.
Tam o sırada yanıma genç bir anneanne izin alarak oturdu.
Bir süre sonra onunla sohbete koyulduk. Aynı ilçede yaşıyorduk. Evlerimiz bile çok yakınmış birbirine.
Subay olan oğlu Kandıra Cezaevinde yatmaktaymış. Onu ziyarete gidiyormuş.

“Neden yatıyor?” Diye sorduğumda çekinceliydi bakışları.

” Terörden…” dedi.
Ardından;

“Ama suçsuz benim evlâdım. İnanın yok yere içeride yatıyor, 15 temmuzdan beri…”

Kadıncağızın kederli sözcükleri ana yüreğimi dağlamıştı.

“Allah kurtarsın!” Tesellisinden başka ne diyeceğimi bilemedim.

Zira günümüzde sapla saman birbirine karışmıştı. Kim suçlu, kim suçsuz bilinmiyordu.
Herkes potansiyel suçluydu sanki.
Adı Perihan’dı. Genç anneanne, o gün bana içini bir güzel dökmüştü.

2016 Temmuz ayının ilk günlerinde oğlu dünya evine girmiş. 16 Temmuz için 2 kişilik indirimli uçak bileti almış, güneye eşiyle balayı tatiline gidecekmiş.
Ama kader onlara o gün çelme takıp engel olmuştu.
Tam izine ayrılacağı günün öncesinde askeri darbe olmuştu.

Oğlu da o gün donanmada nöbetçiymiş. İki arkadaşı da ellerinde cep teli oyun oynuyormuş. Ne olduklarını anlamadan emniyet güçleri o gece 2 askeri tutuklamış.

Perihan Hanımın oğlu da koşmuş peşlerinden:
” Onlar suçsuz, yanımda oyun oynuyorlardı. Ben tanığım!”

Der demez emniyet güçleri;

” Öyle mi! Sende gel bakayım…” demişler ve o gün bugün oğlu hapis yatmaktaymış.

Yerel mahkeme suçlarını sabit bulmuş. Şimdi ömrü vefa eder mi, bilinmez uzun yıllar, yani müebbet yatacakmış oğlu.

Perihan Hanım, anlattıkça burgulu vidalar, sanki o an yüreğimi kıvırıp acıtıyordu. Her sözcüğü, ana yüreğime değiyordu.
Anlatırken bile gök mavisi bakışlarına keder çökmüştü.

” Maaşı kesildi. Evi kira. Üstelik çocuğu da oldu. Kızımın üzüntüden sütü de kesildi. Şimdi yavrumun ne gıdasına, ne de bezlerine para yetiştiremiyoruz…”

Ağzım bir karış açık kalmıştı! Yeni dünya evine girmiş bir gelin ne zaman gebe kaldı, ne zaman ve hangi arada doğum yapmıştı?

” Ne, bir de çocuğu mu var? Ama bu nasıl, ne arada oldu?”

” Onlara daha önceden nikah yapmıştık. Düğün sembolik olmuştu.”

“Anladım. Adı nedir?”

“Nehir”

” Allah analı babalı büyütsün inşallah..!”

” İnşallah diyoruz da bakalım, içeriden çıkacak mı?..”

” Allah büyük!”

“.Oğlunuzun maaşının kesildiğini söylediniz. Peki gelinle torununuza kim bakıyor, nasıl geçiniyorlar?”

” Eşim taksilerde ikinci iş yapıyor, eşyalarının borcunu ödüyor. Kah bizde kah annelerinde kalıyorlar. Gelirleri yok. Sosyal hizmetin verdiği çocuğun bezine gidiyor. İş arıyor, bulamıyor. Eh elde avuçta var olanı paylaşıyoruz. Ne yapalım ölsünler mi? Onlar bizim canımız ya, canımız…”

Asıl yara kabuğunu kaldırdığımda duyduklarımla, gördüklerim beni dumura uğratmıştı.
Otobüsümüz gelmişti. Perihan Hanımla aynı sıraya oturmuştuk. Bana torununun resmini gösterince gözyaşlarım iki nehir gibi yanaklarımdam süzülüp çenemde kördüğüm olmuştu.

“…Bak işte bu benim biricik torunum teyzesi, babasını henüz tanımıyor! Geçen ay açık görüşte baba ile kızını 1 saat görüştürdüler. Ama çocuk onu yabancı gördü.”

O an öldüm sanki. Sordum:

“Neden babasını tanımıyor ki?”

“…Çocuk babayı hiç görmedi ki… Eksik büyüyor işte. Görünce de annesinin kucağına kaçıyor. Babası değil de bir yabancı yavrum yavruma…Ürküyor!..

“…Annesiyle ona baba sözcüğünü bir türlü öğretemedik. Ama dede, diyor. Anne, diyor.”

Eliyle göğsünü sıvazlayan elem yüklü kadını teselli edebilecek sözcükler ararken usumda; 2 gün önce TV de izlediğim bir şehit annesinin görüntüsü yuvarlanmıştı belleğimden.

” Perihan Hanımcığım, oğlunuzu Allah tez günde size ve yuvasına kavuştursun. Size üzülmeyin, beterin beteri var desem, biliyorum ki, acınız hafifletemem. Hatta, daha da artacaktır…

“…Lâkin, 2 gün önce bir şehit anasının oğlunun tabutuna sarılıp ağlayışı, var ya inanın yürekler acısıydı. Düşünün o anne ki, her gün oğlunun mezarına gidip kara toprağa sarılıyor…

“…Siz ki, her hafta oğlunuza gidip sarılıyor, onu kokluyorsunuz. Ya o annenin yerinde siz olsaydınız?

Kadının gözyaşları sel oldu sanki. Meğerse bilmeden can evinin penceresine değmişti sözlerim. Küçük oğlu bir motor kazasında ölmüştü. Bu nedenle hayatta ki, tek varlığı hapisteki oğluydu!..

Bu nasıl mantıktı yarabbim!

Keşke, hikayedeki o Hintli genç gibi bir kurtuluşu olsaydı.
Sizi daha fazla merakta bırakmadan hikaye ile anı yazımı noktalayalım o halde.
…

“… Vaktiyle Hindistan’da bir adam suçsuz yere idama mahkum edilmiş.
Hint kralı kararını okumayı bitirdiğinde, mahkum edilen genç adam söz aldı ve şöyle dedi:

“Majesteleri, siz bilge bir adamsınız ve tebanızın neler yapabildiğine, özel yeteneklerine önem verirsiniz. Gurulara, bilgelere, yılan oynatanlara ve Hint fakirlerine saygınız vardır. O zaman bir de şunu dinleyin; ben küçükken büyükbabam bana beyaz bir atı nasıl uçurabileceğimi öğretmişti. Bütün krallıkta bunu yapabilecek başka hiç kimse olmadığından, hayatımı bağışlamalısınız”

Kral bunun üzerine hemen bir beyaz at getirilmesini emretmiş:

“Bu hayvanla birlikte iki yıl geçirmem gerek” demiş genç adam.

“Peki iki yıl vaktin var” diye cevap vermiş Kral ve adama şüpheyle bakarak ekledi:

“Eğer bu at, süre sonunda uçmayı öğrenmezse asılacaksın!”

Adam büyük bir sevinçle atı alıp kralın huzurundan ayrılmış. Evine vardığında bütün ailesini gözyaşları içinde bulmuş.

“Sen deli misin? Hem ne zamandan beri bu ailede birileri bir ata uçmayı öğretiyor?”

“Endişelenmeyin” demiş genç adam;

“İlk olarak, şimdiye kadar hiç kimse bir ata uçmayı öğretmeyi denemedi, yani atın bunu öğrenip öğrenemeyeceğini daha bilmiyoruz.

İkinci olarak, kral zaten çok yaşlı ve önümüzdeki iki yıl içinde pekala ölebilir.

Üçüncü olarak da, iki yıl içinde at ölebilir ve yeni bir atı en baştan eğitmem için bana iki yıl daha verilir.
Bu arada yaşanabilecek ihtilalleri, hükümet darbelerini ve genel afları saymıyorum bile…

Tüm bu saydıklarımın hiçbiri olmaz ve herşey olduğu gibi kalırsa bile, sonuçta dilediğim gibi yaşayabileceğim iki yıl daha kazanmış olacağım. Sizce az mı?”
***
Hikaye burada bitiyor.

Benim aklım hala hapiste özgürlük hayallerine sarılmış o babada.
Küçük kız çocuğu baba kokusundan, sevgisinden mahrum büyüyor.
İleride baba-kız kayıp zamanlarını nasıl telafi edeceklerdi?

Ben böylesi düşüncelerle o gün eve geri dönerken; aklım o genç büyük_annenin gök mavisi bakışlarındaki hüzünlere takılı kalmıştı.
Aynı akşam, akşam yemeğimi yiyememiştim.

” Annesi, bak o senin baban kızım, dediğinde ise torunum babasından bir serçe gibi ürküyor!”

Boğazıma suyu çekilmiş ayva dilimleri gibi takılıp kalmıştı, o annenin sözcükleri…

 

EMİNE PİŞİREN/ KOCAELİ

Paylaş
Etiketler: askeri darbegenel aflarıHint fakirlerinehükümet darbelerinimüebbetserçe gibi ürküyoryerel mahkeme
Önceki Yazı

Yoğurt Beyin Aktivitemizi Düzenliyor

Sonraki Yazı

Çankaya Köşkü

Emine PİŞİREN

Emine PİŞİREN

İlişkili Yazılar

Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Bu Topraklar Bizim, Başka Vatan Yok!
Doğa-Çevre

Bu Topraklar Bizim, Başka Vatan Yok!

29 Kasım 2025
5k
Edebiyat Kartalı
Edebiyat

Edebiyat Kartalı

18 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Şiir Nedir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap