Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ertuğrul ERDOĞAN

Badem Bıyıklı Müdür

Ertuğrul ERDOĞAN Yazar Ertuğrul ERDOĞAN
03 Ekim 2013
Ertuğrul ERDOĞAN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Yeni tayin olan müdür, odasına girdiğinde eski müdürden kalan artık eşyaları dudağını bükerek baktığında duvardaki Atatürk resmine dik dik baktı. Kaşlarını çatıp masasına oturdu.  Badem bıyıklarını şöyle bir düzeltip dışarıyı seyre daldı. Odasına ilk giren erkek memurun “Günaydın” sözüne cevap vermedi. Genç ve temiz giyimli memur şaşkındı!

“Müdür bey, ‘hoş geldiniz’, ‘günaydın’ demiştim…”

Yine ses yoktu.

“Müdür bey, bir kabahat mı işledim?” dediğinde Müdür hiddetlenerek:

“Tabii ki kabahat işlediniz, hem de kabahatlerin en büyüğünü!”

Memur şaşkındı. “Neden ki?” sözcüğünü ürkek ve mahcupça sordu.

“Neden olacak, ‘Günaydın”da ne demek oluyor! Nereye girerseniz girin karşınızdakine önce ‘Selamünaleyküm’ diyeceksiniz!” Genç memur sabah sabah neye uğradığını şaşırmıştı. Cılız bir sesle boncuk boncuk terleyen alnındaki teri silerek “Selamünaleyküm’ diyebildi. Müdür imza defterlerini kontrol ettikten sonra kadınların erkeklerden fazla olmasına şaşırdı. Odaya giren temizlik görevlisine:

“Evladım bana çay getir!” dediğinde temizlik görevlisi içinden “Ne kaba adam, hiç görgü yok, insan önce bir hal hatır sorar. Daha adımı bile öğrenmeden ‘çay getir!’ denir mi?” diyerek müdürün duymayacağı şekilde mırıldanarak odadan çıkar. Müdür, bir kez daha arkasında duran Atatürk’ün resmine döner koltuğunu çevirerek bakar. Kaşlarını çattığı sırada içeri giren bayan memur saçları yapılı, diz boyundaki eteği ve makyajlı yüzüyle gülümser;       “Müdürüm, günaydın, hoş geldiniz” dediğinde müdürden yanıt yoktu. Kadın memur şaşkınca selamını tekrarladığında dayanamadan sorar:

“Müdür bey bir sorun mu var? Günaydın dedim, yanıt vermediniz de…”

“Adınız?”

“Nilgün” dediğinde müdür bir taraftan elindeki taşları kalın kahverengi tespihi çekerek içinden “Tövbe estafurullah ne biçim isim, insan Kuran’dan veya Peygamber efendimizin yakınlarından birinin ismini koymaz mı?” diyerek eliyle karşısındaki koltuğu gösterip, oturmasını ister. Nilgün eteğini toplayıp otursa da  bacaklarının bitişik yerinin şehveti dışarıya taşıyordu. Müdür bakmamak için kafasını sağa sola çevirse de erkeklik içgüdüsüyle yine de meraklıydı. Şeytana uymamak için kendisini zorladı ama yapamadı. Göz ucuyla memurun bacaklarına “estafurullah” diyerek film şeridi hızıyla baktı. Nilgün’e “Hanımefendi bundan böyle içeri girerken Allah’ın selamını yani ‘Selamunaleyküm’ diyeceksiniz” sözünü tamamladığında odasına giren diğer memurla göz göze geldi. Kapıda dikilen Ayşe’ydi. Üşüyen ellerini ovuşturduktan sonra kafasına sardığı şalını yavaşça çıkarttı. Müdür kadını dikkatlice izliyordu. Ayşe, türbanını çıkarmak üzereyken,

“Evladım çıkartma, artık türban serbest, işitmediniz mi, değerli başbakanımız demokratik pakette kamuda türbanın serbest olacağını belirtti. Artık çıkartmayın, hem pek de yakışmış…” dediğinde Ayşe, “Teveccühünüz Müdürüm. Allah sizden razı olsun” dediğinde Müdürün yüzü gülümsüyordu.  Koltukta oturan başı açık memura baktığında yüzünü tekrar ekşitti. Müdür diğer gelen memurlarla tek tek tanıştı. İçlerinden üç memurun türbanlı olmalarıyla yakından ilgilendi. Onları zaman zaman odasına çağırıp hep birlikte  dini konularda uzun uzun sohbet ettiler.

Günler günleri kovaladı. Servisteki huzursuzluk gittikçe ayyuka çıkmıştı. Yazışmaları üst makama gönderen Aysel Hanım, her zaman birlikte çıktığı ve her şeyini paylaştığı Nilgün’e;

“Ay kız aramızda bizim her konuştuğumuzu müdüre götüren birisi mi var acaba!” dediğinde Nilgün,

“Kim olduğunu ben çok iyi biliyorum. Bir daha onun yanında kesinlikle konuşmayalım. Yahu  dinimizde laf götürüp getirmek günah değil miydi?”

“Onu bilen kim ki? Kuran’ı yalnızca duvara asıp, okumayan milyonlar var bu ülkede. Veya kulaktan dolma hurafelerle dindar geçinenler çoook!” demesiyle badem bıyıklı müdür servise hışımla daldı. Doğrudan Nilgün’ün başında biter. Ona:

“Nilgün Hanım kulağıma çok kötü laflar geliyor…”

“Hayırdır müdür bey, Neymiş o?”

“Aranızdan birisi odamda oturduğum koltuğun arkasındaki Atatürk tablosunu kaldırdığım için üst makamlara şikâyette bulunmuş. Hem şikayet edilse ne olur ki, kimi kime şikayet edecekler!  Acep siz onu tanıyor musunuz?”

“Şey!… Ama müdür bey, kim şikayet etti bilemem  ama Atamızın tablosuda makamdan  kalkar mı?” dediğinde, müdür yine kaşlarını çatarak hiddetle,

“Yaptığımın doğru veya yanlış olacağını sizden öğrenecek değilim!” Nilgün düşüncelerinde inatlaşır,

“Ama… Müdür bey, ülkemizi düşmanlardan kurtaran, modern Türkiye’nin temelini atana biraz say…” ‘gı’ sözünü tamamlayamadan:

“Lütfen tartışmayalım! Öyle de, ama hiç dinle devlet işleri birbirinden ayrılır mı?” dediğinde Nilgün, tartışmayı daha fazla alevlendirmemek ve sicilini düşünerek, arkadaşına “Ben tuvalete gidiyorum, şu yazıyı acele gönderir misin?” diyerek, müdürünün yanından uzaklaşır.

Müdür eli arkasındadır.

İkindi ezanı okunmaya başladığında rahmetli babasından kalan yadigâr köstekli saatini şalvara benzeyen  parlamış pantolonun küçük cebinden çıkartıp baktığında, saat 16.15’i gösteriyordu. Servisten hızla ayrılıp odasına geçer. Masasının yanında bulunan  sandalyenin altına koyduğu takunyalarıyla lavaboya gidip abdestini alır. Tekrar odasına geldiğinde karısının yeni yıkadığı beyaz bez mendiliyle kulaklarının içine kadar her tarafını tekrar kurular.  Mendili kuruması için koltuğunun üstüne koyup üç kat alttaki mescite hızla gider. Nefes nefese namaza durduğunda yanındaki memurları da göz ucuyla müdürlerine bakarak, “Bakın Müdür bey bizde namaz kılıyoruz.” yağcılığını veriyorlardı.

Müdür, odasına döndüğünde koltuğuna yaslanır. Radyosunda Zemzem FM frekansını açtığında tefler eşliğindeki ilahilerin sesi serviste hızla yankılanır. Memurlar neler olup bittiğine anlam veremez.

Çaycı getirdiği çayları masaya bırakır.

Temizlikçi kadın camları silmeye başladığında korkusuzca aşağıya bakar.

Müdür telefonla türbanlı memuru odasına çağırır. Ayşe odaya girdiğinde, Müdürü, “Sen çok çalışıyorsun, otur biraz dinlen. Hem biraz dini konulardan da sohbet ederiz, ne dersin?” dediğinde Ayşe utangaç yüz ifadesiyle “Siz bilirsiniz efendim!” diyebildi.

 İlahinin sesi bittiğinde spikerin yumuşak ve tok sesi dini sohbetteydi. Ayşe ve müdürün sohbeti ise hiç kesilmiyordu. Nilgün masasında maaş bordrosuna baktığında, başarı puanının düştüğünü ve maaşının kuşa çevrildiğini görünce şaşırdı. Cinnet geçirircesine hızla müdürün odasına gidip kapıdan baktığında, müdür ne demek istenildiğini anlamıştı. Nilgün ağlamaklı sesiyle,

“Soframızdan çoluk çocuğumuza bir kaç lokmanın eksilmesine sevindiniz mi Müdür Bey? Eşşek gibi çalışıyoruz. Bu mu adaletiniz?  Hakkımı İdare Mahkemesinde arayacağım. Biliyorum başımı örtseydim bunlar başıma gelmeyecekti, değil mi?” dediğinde,  müdür koltuğuna yaslanıp öylece kalır. Ne yanıt vereceğini bilemez.

Radyoda spiker, ‘adalet’ konusunu anlatmaya başladığında, müdür radyonun düğmesini kapatıp Ayşe’ye “Servise geçebilirsin evladım” derken sesi de titrekti…

Paylaş
Etiketler: memurmüdüryaşam
Önceki Yazı

Paket’e Ek

Sonraki Yazı

Demokratikleşme Paketi (II)

Ertuğrul ERDOĞAN

Ertuğrul ERDOĞAN

İlişkili Yazılar

Edebiyat

Miğfere Küçük Yumruk

14 Nisan 2022
5k
Ertuğrul ERDOĞAN

Nare

16 Şubat 2022
5k
Ertuğrul ERDOĞAN

Âdem İle Havva’nın Kemikleri Sızlamaz mı?

01 Şubat 2022
5k
Edebiyat

Âdem İli Havva’nın Kemikleri Sızlamaz mı?

20 Ocak 2022
5k
Sonraki Yazı

Demokratikleşme Paketi (II)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap